"Onlar hapishane biz fabrika sözü veriyoruz"

Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde Aşık Mahsuni Şerif'i anma törenine katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisine katılan Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu'na rozetini taktı. Kılıçdaroğlu, Nevşehir ziyaretinin ardından Çorum ve

Hacıbektaş'ın Çilehane mevkisinde hazırlanan piste helikopterle inen Kılıçdaroğlu, ilçe merkezine giderek Hacıbektaş Belediye Başkanı Selmanpakoğlu'nu ziyaret etti.
Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, CHP'nin halktan yana ve halkın sorunlarına kilitlenen bir parti olduğunu söyledi. Geçmişte Selmanpakoğlu ile ayrı düştüklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'nin ayrışmaya değil, birleşmeye ihtiyacı var. Gönlümüzde yatan, birleşerek halkın iktidarını kurmaktır'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Selmanpakoğlu'nu aralarında görmekten büyük mutluluk duyduklarını dile getirerek, ''Evinize hoş geldiniz. Beraber çalışacağız, hizmet edeceğiz'' diye konuştu.
Selmanpakoğlu da bugün kendisiyle birlikte 190 kişinin daha partiye katılacağını ve bunun için büyük bir huzur ve mutluluk duyduğunu belirtti. Konuşmaların ardından Selmanpakoğlu, Kılıçdaroğlu'na ons taşından yapılmış üzüm salkımı hediye etti. Daha sonra belediyeden çıkan Kılıçdaroğlu, Çilehane mevkisindeki Aşık Mahsuni Şerif'i anma törenine katıldı.

Burada, Aşık Mahsuni Şerif'in mezarına karanfil ve gül bırakan Kılıçdaroğlu, dua ettikten sonra, İnsanlık Anıtı meydanında kendisi için hazırlanan kürsüye çıkarak halka hitap etti.
Konuşması sürekli ''Başbakan Kemal'' ve ''Halkçı Kemal'' sloganlarıyla kesilen Kılıçdaroğlu, bugünün sadece Hacıbektaş için değil, bütün Türkiye için önemli bir gün olduğunu söyledi.

Aşık Mahsuni Şerif'i anmanın herkesin görevi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Şerif, ciddi sıkıntılar çekti ama yılmadı. Haksızlığa karşı direndi ama yenilmedi. Adalet diye cezaevine attılar. Kendisini, üniversitede öğrenciyken tanıdım. O bir halk dostuydu. Ezilenlerin dostuydu. Bütün türkülerinde de bunu anlatır. Milyonlara türküleriyle ışık tuttu. Ölüm yıl dönümünde burada olmaktan son derece mutluyum. Belediye Başkanımız ve 190 arkadaşımız, CHP'ye katıldı. Aslında farklı yerlerde değildik. Aynı duyguları paylaşıyorduk. Aramızda ufak bir fark vardı, onu kaldırdık, nehir olduk, denizlere akacağız.''

Konuşmasının ardından Selmanpakoğlu'na CHP rozeti takan Kılıçdaroğlu, ''CHP rozeti bağımsızlık rozetidir. CHP'nin rozeti Kuvayımilliye rozetidir. CHP'nin rozeti, insanı sevme rozetidir. CHP'nin kimliği, ülkesi için her türlü fedakarlığı göze almaktır. Bunun için kadın erkek eşitiliğini tarihe yazan rozettir. Çocuklar yatağa aç girmesin rozetidir'' diye konuştu. Daha sonra halkı selamlayan Kılıçdaroğlu, helikopterle Çorum'a hareket etti.

Bu arada Aşık Mahsuni Şerif'i anma törenine, CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum ile Mahsuni Şerif'in eşi Fatma Mahsuni, oğlu Ali Mahsuni, kızları Duygu ve Derya Mahsuni ile torunu Yiğit Mahsuni de katıldı.

 

 

"Ezberini, kimyasını bozdum"

Nevşehir ziyaretinin ardından Çorum mitingine katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın itiraflar dönemine başladığını iddia ederek, ''Ne dedim? Ezberini bozdum, kimyasını bozdum, şifresini çözdüm, itiraflar dönemine başladı o artık. İtiraf ettireceğim, bütün hatalarını itiraf ettireceğim onun'' dedi. Kılıçdaroğlu, Abide Meydanı'nda düzenlenen mitingdeki konuşmasına, Çorumspor forması giyerek çıktı.
İktidar partisinin ''İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün'' şeklinde sloganı olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Çorumspor'u kümeye düşürenler bu memleketi iyi yönetebilir mi?'' diye sordu.

Çorum'u 1980'li yıllardan bu yana takip ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, geçmiş yıllarda, ''Anadolu kaplanları'' denilince akla ilk gelen kentin de Çorum olduğunu söyledi. İktidarın Çorum'u perişan ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Çorum'un 5 milletvekili vardı, 4'e düşürdüler. Ben Çorumspor için küme düşürdüler dedim arkadaşlar uyarıyor, 'kayyuma devredildi' diye. Eğer bir kentin milletvekili sayısı 5'ten 4'e düşüyorsa, kan kaybı var demektir. Madem Türkiye büyüyor, madem herkes köşeyi döndü, bu işsizlik niye? Demek ki halk yoksullaşıyor, birileri köşeyi dönüyor. Biz ne diyoruz? Halkın iktidarında önce halk zenginleşecek. Ne diyordu Adalet ve Kalkınma Partisi? Kim kalkınıyor, Çorumlu kalkınıyor mu? Buraya geldiler vaatlerde bulundular, siz de inandınız. Milletvekili çıkardılar bir değil 2 değil.

O milletvekilleri Mecliste çıkıp bir kez olsun Çorum'un sorunlarını anlattılar mı? 'Çorum esnafı, çevre yolu üzerinde Ahi Evran Sitesi kurmak istiyor' dediler mi? O zaman ne yapacaksınız 12 Haziran'da? Sizi kandıran, söz verip sözünü tutmayanları sandığa gömmeye hazır mısınız? Siz hazırsanız Kemal kardeşiniz de hazırdır, hiç endişe etmeyin. Çorum'u marka şehir yapacaklardı, gelip söz verdiler, milletvekili sayısı düştü. Bu nasıl marka olmak? Buna AKP markası diyorlar. Çorum kendi alın teriyle sanayisini kurdu ama yanlış politikalarla sanayiciyi perişan ettiler.''

Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında hiçbir ayrım gözetmeksizin KOBİ'lere, ödedikleri vergi ve sosyal güvenlik primleri kadar, bir yıllık sıfır faizli kredi imkanı sağlayacaklarını belirtti.

 

''Bütün projelerimiz insan üzerine"

Kılıçdaroğlu, ''Bizim uçuk kaçık projelerimiz yok, bütün projelerimiz insan üzerine, herkes çalışsın hakça kazansın, bölüşsün, amacımız bu'' dedi. Son 6 ayda CHP Genel Merkezi'nin bir üniversite merkezi gibi çalıştığını ve her soruna yönelik projeler geliştirdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, projelerini Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonuna götürdüklerini, onların da onayladığını bildirdi. Çorum'un aynı zamanda bir çeltik kenti olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, Osmancık'a pirinç borsası kuracaklarını kaydetti.

Türk çiftçisinin en pahalı gübre, en pahalı elektrik ve en pahalı mazotu kullandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, iktidarlarında çiftçilere mazotu 1,5 liradan vereceklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Sen nasıl yatlara, gemiciklere ÖTV'siz mazot veriyorsun, çiftçinin günahı ne? Çiftçinin mazotunu 1,5 lira yapacağım, bundan emin olun'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, AKP'nin yeniden iktidar olması durumunda şeker fabrikalarını kapatacağını iddia ederek, CHP iktidarında şeker fabrikalarının kapatılmayacağını bildirdi. Kılıçdaroğlu, iktidarlarında Çorum'u yeniden ayağa kaldıracaklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, ''İktidar partisi 'Çorum'un oyu çantada keklik' diyor. 4 ilçede adliyeleri kapattılar, milletvekili sayısı düştü, artık Çorumlu ayağa kalksın. Orada bir pankart var, 'Tayyip zengin olacaktı, oldu. Hayaldi gerçek oldu' şeklinde bir pankart var. Çorumlu yoksullaştı, o köşeyi döndü'' ifadelerini kullandı.

Emeklilerin hakkını en fazla dile getiren ve savunan kişinin kendisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, seçimlerde 9 milyon emeklinin tamamının oyunu istediğini söyledi.
YGS'deki şifre iddialarına da değinen Kılıçdaroğlu, ''1 milyon 700 bin çocuğun annesine sesleniyorum. Onlar sizin çocuklarınızın umutlarını, geleceklerini çaldılar. Sizden isteğim çocuklarınızın geleceği ile oynayan AKP iktidarına 'hayır' demeniz. Bunu yapacağız. Zalimin zulmü varsa, halkın gücü vardır, bunu böyle bileceğiz'' diye konuştu.

CHP'nin Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını veren parti olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, ''Aile Sigortası Projesi'' ile de kadınlara ekonomik özgürlük getireceklerini söyledi. Projeyi açıkladıklarında kendisine kaynak sorduklarını, sonra da kaynağın olduğunu gördüklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Sonra dediler ki 'biz daha fazlasını veriyoruz...' Daha fazlasını veriyorsan demek ki kaynak var. Demek ki Kemal kardeşinizin hesap uzmanlığını onlar da kabul ettiler. Demek ki Kemal kardeşiniz halk için çalışıyor'' dedi.


''Siyasetin gülen yüzü olacağım"

Herkesin huzur içinde, özgürlük içinde yaşamasını istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, ''Kaç yıldır devam eden bir çatışma var. Tek nedeni var, siyaset kurumu görevini yapmadı ama benim sözüm var. Bedeli ne olursa olsun ben bu ülkeye barışı ve huzuru getireceğim. Bu ülkede herkes birbirini sevecek, birbiri ile kucaklaşacak. 7 göbeğimizle uğraştılar; anamızla, babamızla uğraştılar, soyumuzla sopumuzla uğraştılar.

Ben Allah'ın kuluyum, ne istiyorsunuz benden? Hırsızlık yapmadım, yolsuzluk yapmadım, yandaş kayırmadım, tek derdim vatandaşa hizmet etmek benim. Ne istiyorsunuz benden? Ülkemi seviyorum, ayrılığı gayrılığı sevmiyorum. Niye birbirimizle kavga ediyoruz, işte siyasetin kirli yüzü bu. Ben siyasetin gülen yüzü, temiz yüzü olacağım. Size güven vermeye çalışacağım, sizin için çalışacağım, sizin için mücadele edeceğim'' diye konuştu.

Miting sonrası helikopterle Sinop'a hareket eden Kılıçdaroğlu, ilköğretime giden bir çocukla kısa süre sohbet etti. Kılıçdaroğlu, çocuktan özellikle matematik dersinde başarılı olmasını istedi. Kılıçdaroğlu, miting öncesinde ise Çorum Müzesi'ni gezerek, yetkililerden

 

 

"Listede olmayan bakanlar bana gelip yalvarıyorlar"

Kılıçdaroğlu, miting alanında bulunan "TV'de tartışma gerçekti hayal oldu" dövizine de göndermede bulunarak "Kardeşlerim ne söyleyeyim ben size? Adam korkuyor, çıkmıyor karşıma. Efendim neymiş; beyefendi ustaymış, ben çırakmışım. Daha iyi ya, usta çırağı yener değil mi, usta çünkü. Korkuyor gelmeye, niye korkuyor? Çünkü gelse kim usta kim çırak, ben ona göstereceğim" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın ezberini bozduğunu, şifresini çözdüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın "itiraflara başladığını" söyledi. Başbakan Erdoğan'ın "Bazı bakanları listeye almadıysak bir nedeni var" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Söyledim o bakanlara, sizde zerre kadar onur varsa çıkar dersiniz ki, 'Bir dakika Sayın Başbakan, sen bana nasıl yolsuzluk yaptığımı söylersiniz? Benim çoluk, çocuğum, geçmişim var. Milletvekili listesine giremedik diye nasıl beni suçlarsınız' demeleri lazım. Dediler mi? Onu diyemiyorlar, gelip bana yalvarıyorlar. 'Kemal bey ne olursun bizim dürüst olduğumuzu söyleyin' Allah Allah."

"Başbakan çok şükür itiraf etti"

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın "Hazreti Ömer'in adaleti"nden bahsettiğini, bunun üzerine Başbakan'a "Sen kızının düğün davetiyesini devletin uçağıyla bir başka ülkenin kralına verdin mi vermedin mi?" diye sorduğunu anımsattı. Başbakan'ın kendisine "ağıza almadık küfürler ettiğini" dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bende kin yok, Yunus sevgisi var bizde, kin yok bizim kitabımızda, kimseye kin gütmeyiz. Ama diyorum ya Allah büyüktür, hikmetinden sual olunmaz. Kalktı televizyonlarda dedi ki 'Evet, Ürdün kralına devletin uçağıyla gittim, yanımda eşim ve kızım da vardı, düğün davetiyesini de elden verdik' dedi. Ne diyelim, çok şükür itiraf etti. İtiraf ettireceğim, bütün hatalarını itiraf ettireceğim onun"
 

"Bedeli ne olursa olsun barışı getireceğim"

Bu ülkede vatandaşların huzur içinde yaşamasını istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Birisini kötüleyerek, birisini karalayarak değil, gerçekleri ortaya koyarak konuşmalıyız. Belgelerimizle, düşüncelerimizle, rakamlarımızla konuşmalıyız" dedi. Kılıçdaroğlu, toplumda barışı egemen kılmak istediğini de belirterek "Bakınız kaç yıldır devam eden bir çatışma var, tek nedeni var, siyaset kurumu görevini yapmadı. Ama benim sözüm var, bedeli ne olursa olsun ben bu ülkeye barışı ve huzuru getireceğim. Bu ülkede herkes birbirini sevecek, birbiriyle kucaklaşacak" diye konuştu.
 

"Ben allhın kuluyum, ne istiyorsunuz benden"

Kılıçdaroğlu, 7 göbeğiyle, soyuyla sopuyla uğraşıldığını ifade ederek "Arkadaş, ben Allah'ın kuluyum. Ne istiyorsunuz benden? Hırsızlık, yolsuzluk yapmadım, yandaş kayırmadım. Tek vatandaşa hizmet etmek istiyorum ben. Ne var, ne istiyorsunuz benden? İnsanımı seviyorum, insanıma hizmet etmek istiyorum, ayrılığı gayrılığı sevmiyorum" dedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Barışmak istiyoruz, koklaşmak istiyoruz. Niye birbirimizle kavga edelim? İşte siyasetin kirli yüzü bu. Ben siyasetin güler yüzü olacağım. Siyasetin temiz yüzü olacağım. Sizin için çalışacağım, mücadele edeceğim. Siyasette zenginleşme olmayacak diyorum. Kimsenin önünde diz çökmedim, kimseden emir, talimat almadım. Söz verdim, emiri ve talimatı alacaksam sadece ve sadece sizden, halktan alacağım dedim. Onun için halkıma güveniyorum, halkımı seviyorum."

Bu arada Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında miting alanındaki bir vatandaş baygınlık geçirdi. Kılıçdaroğlu, bunun üzerine 112 acil sevisin yardım etmesini istedi. Mitingin yapıldığı Çorum Abide Meydanı'nın tamamına yakınının dolduğu gözlenirken bazı vatandaşların Kılıçdaroğlu'nu görebilmek için ağaçlara tırmandıkları görüldü. Miting alanında bulunan "Deniz susuz, tarla tohumsuz, Türkiye Kemal'siz olamaz", "Kemal oku at, ampulü patlat", "Tayyip zengin olacaktı, oldu. Hayaldi gerçek oldu" dövizleri de dikkat çekti.

Öte yandan, Kılıçdaroğlu, helikopterle Sinop'a hareketinden önce gazetecilerin soruları üzerine MHP'deki kaset istifaları konusunda bilgisinin olmadığını söyledi. Seçim kampanyasını günde 3-4 miting yaparak sürdüren Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs Cuma günü Çorum'a bir kez daha gelerek Bedesten Şenliği'ne katılacak.

 

Kılıçdaroğlu Sinop'ta

Sinop'un Boyabat ilçesinde Hükümet Konağı karşındaki Dört Yol mevkisinde vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, her yerde doğruları söylemek için halka söz verdiğini ifade etti.

''Dokuz köyden kovsunlar onuncu köyde de doğruları söyleyeceğim. Artık bu milletin doğruları söylemeyen bürokrata ihtiyacı yok'' diyen Kılıçdaroğlu, Boyabat'ın çeltik üretim yeri olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:
''Burası bir anlamda çeltik üretiminin ambarı. Çeltik üreticisi hayatından memnun mu? Hayır. Çiftçi hayatından memnun değil, esnaf hayatından memnun değil. Bu işte bir sorun var. Bugün her şeyimiz var. Allah'a şükür bereketli topraklarımız var. İlacımız var, insanımız var, traktörümüz var, eksik olan ne? 80 yıllık Cumhuriyet tarihinde kurbanlık koyun ithal eden hükümet hangisi? Eğer bizim meramız yoksa gelebilir, yaylalarımız yoksa gelebilir, çalışan insanımız yoksa gelebilir. Allah aşkına her şeyimiz var, nasıl oluyor da angus getiriyor, koyun getiriyoruz? Yazık günah değil mi bizim insanımıza. Biz bunu sormayacak mıyız. Kimin parasıyla ödeniyor bunlar. Sizlerin parasıyla ödeniyor, siz ödüyorsunuz. Benim için sorun yok ama sizin de derdinizin olması lazım. Bir ülke üretmezse olmaz, çalışmazsa olmaz, alın teri dökmezse olmaz. Bir ülkenin bağımsızlığı, bir ülkenin değeri, o ülkenin ekonomik olarak güçlü olmasına bağlıdır.''

Yurttaşın derdinin kendi derdi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
''Eğer bu ülkede çocuklar yatağa aç giriyorsa bir dert var demektir. 2,5 aylık Kübra annesinin kucağında açlıktan ölüyorsa bir dert var demektir. Bir anne 4 çocuğuna sabah kahvaltısı veremedim diye intihar ediyorsa bir dert var demektir. Bir çocuk çöpte kağıt toplarken kamyon altında kalıyorsa bir dert var demektir. Denizli'de bir anne çocuğunu hastanenin bahçesine bırakıp, bir de mektup yazıyorsa, 'oğluma bakamıyorum, gelirim yok, Allah rızası için bulan çocuğuma baksın' diyorsa bir dert var demektir. O zaman bunları oturup düşünmemiz lazım. Kim yaptı bunu? 'Efendim Türkiye büyüyor', eyvallah, birileri büyüyor Türkiye değil. Birilerinin cebi para görüyor. Benim için yandaş yok sadece vatandaş var. Şundan emin olmanızı isterim, bir vatandaşın derdi varsa o dert benim derdim demektir. Bir vatandaş rahat etmiyorsa, bilin ki Kemal kardeşiniz de rahat etmiyordur.''

"Siyasetçi ayrımcı değil, birleştiricidir"

Ülkede huzuru sağlamanın siyasetçinin görevi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Siyasetçi ayrımcı değildir, siyasetçi birleştiricidir. Doğu da bizim batı da bizim, güney de bizim kuzey de bizim. Bu coğrafya altında yaşayan her yurttaş, bizim yurttaşımızdır ve benim başımın üstünde yeri vardır. Bana oy versin, vermesin. Ben bu ülkede her yurttaşa hizmet edeceğim. Hizmet etmenin yolu da hesap vermekten geçer. Bir siyasetçi halkına hesap vermezse olur mu? Siyasetçi hesap vermelidir'' diye konuştu.

Türkiye'de üreten çiftçinin pahalı, yat sahiplerinin ise ucuz mazot kullandığını belirten Kılıçdaroğlu, bunun adaletsizlik olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
''Altını çizerek söylüyorum, Türkiye'de traktörde çiftçinin mazotu 1,5 lira olacak. Bakın bakalım oluyor mu olmuyor mu. Petrol dışarıda, doğru ülkemizde az, yetmiyor dışardan getiriyoruz. Rafinerilerimizde işliyoruz, benzin istasyonlarına dağıtıyoruz. Benzin istasyonlarının karını koyun, mazotun litresi 1,5 lira, benzin istasyonunun karı da dahil. Devletin hiçbir kaybı olmuyor. Ama bu kimlere veriliyor? Yat sahiplerine. Yat sahibine 1 lira 55 kuruştan veriyorsun, o tarla ekmiyor dikmiyor, alın teri dökmüyor, tarlasının ilaçlamıyor, yatına biniyor, denizlerde geziyor. Ona ucuz, çiftçiye pahalı. Bu adalet mi?''

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de her üründen vergi alındığını ancak pırlantanın vergisinin olmadığını belirterek, ''Verginin özü, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alırsın. Bütün dünyada bu böyledir. Biz, tam tersini yapıyoruz. Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alıyoruz. Peki bununla ne olur, bu tüccarın esnafın iflasına neden olur. Çiftçi kazanırsa esnaf da kazanır'' dedi.

Aile sigortası

Partisinin ''Aile sigortası'' projesi hakkında da bilgi veren Kılıçdaroğlu, hesap uzmanı olduğunu ve hesaplamaları titizlikle yaptıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu ülkede 12 milyon 715 bin kişi yoksul. Dört çocuktan birisi yatağa aç giriyor. Bunlar bizim değil resmi kaynakların sonuçları. Bu kardeşiniz hesap uzmanıdır. Uzun yıllar kamuda hesap uzmanlığı yaptı. Yoksul sayısını 12 milyon 715 bin değil 15 milyon 600 bine göre yaptık. Geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan, her haneye her ay 600 lira yatıracağız. O aileyi de namerde muhtaç etmeyeceğiz. Şimdi diyecekler ki, 'sen bu parayı nereden bulacaksın?' Sorabilirler, kendisi diyor, 'efendim yeni bir kanal yapacağım.' Kimse ona demiyor 'parayı nereden bulacaksın?' Ben fakirin karnı doysun, yatağa aç girmesin diyorum, 'parayı nereden bulacaksın' diyorlar. Bizim bu açıklamamızla esnaf da kazanacak.''

Kılıçdaroğlu, Boyabat'ta yurttaşlara seslendikten sonra partisinin Sinop mitingine katılmak üzere ilçeden ayrıldı.

Kılıçdaroğlu, partisinin Sinop mitinginde yaptığı konuşmada, gençlere sözü olduğunu belirterek, askerlik süresini 15 aydan 9 aya, sonra da aşamalı olarak 6 aya indireceklerini söyledi.

12 Haziran seçimlerinde gençlerin oyunu isteyen Kılıçdaroğlu, ''Gençler, sizleri anneleriniz yemedi yedirdi, giymedi giydirdi, aç kaldı sizleri dershaneye gönderdi. 1 milyon 700 bin gencimizin umudunu söndüren AKP'ye 'hayır' diyeceğiz. Sonra ne yapacağız? CHP'ye mührümüzü basacağız. Bir sınavı beceremeyen yüzüne gözüne bulaştıran, 1 milyon 700 bin çocuğumuzun umuduyla oynayan bu anlayış ve buna sahip çıkan anlayışı demokrasilerde sandığa gömeceğiz. İlk kez Cumhuriyet tarihinde bu kadar şaibeli bir sınav yapıyorlar. Kaç hata yaptınız, kaç gencin umudun söndürdünüz bunun hesabını soracağız.'' dedi.

CHP iktidarında yoksulluğun tarih olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Yoksulluğu tarihe gömmek için geliyoruz ve bizim iktidarımızda yani halkın iktidarında bir çocuğun bile yatağa aç girmediği güzel ülkeyi kuracağız, mutlu Türkiye'yi kuracağız. Çatık kaşlı insanların değil güler yüzlü insanların olduğu Türkiye'yi ayağa kaldıracağız. Anneler mutlu olacak, çocuklar mutlu olacak'' diye konuştu.

"Onlar hapishane biz fabrika sözü veriyoruz"

Kılıçdaroğlu, açılan hapishane sayılarına işaret ederek, iktidarın ''İstikrar sürsün Türkiye büyüsün'' sloganına inanmadığını belirtti.Kılıçdaroğlu, 2002 yılında Türkiye'de tutuklu ve hükümlü sayısının cezaevlerinde 59 bin, 28 Nisan 2011 itibarı ile tutuklu sayısının 123 bini geçtiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Eğer istikrar buysa alsınlar bu istikrarı başlarına çalsınlar. Biz hapishane istemiyoruz, tutuklular istemiyoruz, hükümlüler istemiyoruz. Bizim istediğimiz, herkesin çalıştığı, herkesin ürettiği evine alın teriyle kazandığı ekmeği götürdü bir Türkiye istiyoruz. Baktılar ki tutuklu sayısı 123 bini geçti 49 tane yeni hapishane yaptılar. Şimdi size bir soru, 49 hapishane yerine, 49 fabrika kursaydınız gençlerimiz orada çalışsaydı, alın teri dökseydi, para kazansaydı, evine akşam mutlu biçimde gitseydi çok mu kötü bir şey yapmış olacaktınız. Yanlış mı yapmış olacaktınız. AKP ile CHP arasındaki fark bu. Onlar hapishane biz fabrika sözü veriyoruz, onlar tutukluluk biz özgürlük sözü veriyoruz, onlar köle biz özgürlük diyoruz. ''


"Emeklilerin tamamının oyunu istiyorum"

Konuşmasında emeklilerin durumuna da işaret eden Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın ''Emeklilerin durumu çok iyi. Emeklilerin ceplerine bakın her taraftan dolar çıkar. Emekliler, tatilini Kanarya Adaları'nda yapar '' dediğini söyleyerek, şöyle devam etti:
''Sinop aynı zamanda bir emekliler kentidir, Sinop'ta huzur vardır, emekli Sinop'ta huzur içinde yaşamak ister. Ama Sinop'ta yaşayan emekliler hangi dramı yaşıyorsa, Hakkari'deki, Diyarbakır'daki, Edirne'deki emekli de aynı dramı yaşıyor. Milli gelirden faydalamaz diye yasa çıkardılar, emekliyi ikinci sınıf yurttaş yaptılar, şimdi emeklilerin tamamının oyunu istiyorum. 9 milyon emeklinin, 9 milyonunu da Cumhuriyet Halk Partisi'nin çatısı altıda bekliyorum. 9 milyon emekli, eşleriyle birlikte 13-14 milyon yapar. Tek başına istese bir partiyi iktidara getirirler. Onun için söylüyorum, hiçbir emekliden fire beklemiyorum.''

CHP'nin Türkiye'nin rantına değil, sorunlarına talip bir parti olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'nin rantını bu ülkenin insanları için kullanacağız, hiç kimseye yandaşlık yapmayacağız, neden benim düşüncemde yandaş yok, sadece ve sadece vatandaş var. Ceketin kolu yok, geçinmenin yolu yok. Ceketin kolu da olacak geçinmenin yolu da olacak'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, artık Türkiye'de sorunların büyüdüğünü, bu sorunların aşılması gerektiğini belirterek, son 6 ayda partisinin bir üniversite gibi yüzlerce akademisyenin, bilim insanının, bürokratın her sorunu dinlediğini, her soruna çözüm ürettiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, ''Çiftçinin mi sorunu var adres CHP, taksi şoförünün mü derdi var adres CHP, esnafın mı derdi var adres Cumhuriyet Halk Partisi...Bu adres Türkiye'yi kucaklayan adrestir, bu adres halkın sorunlarına kilitlenen adrestir, bu adres herkes için var'' dedi.

"Konya'da onunla hesaplaşalım"

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'la bir televizyon kanalında değil, herhangi bir meydanda karşı karşıya gelme talebinde bulunarak, şunları söyledi:
''Gel beraber çıkalım bir televizyon kanalına, istediğin televizyona, senin bir sürü yandaş televizyonun var. Çıkalım, senin bir sürü yandaş gazetecilerin var onları da çağır gel beraber sen sor ben cevap vereyim, ama ben de soracağım sen de cevap ver. Diyor ki, 'Televizyon kamerasına meraklı', vallahi meraklı değilim. Tam tersine televizyon kameralarından ürkerim. Eğer istiyorsa, Sinop Meydanı'na gelsin buraya, o sorsun ben cevap vereceğim. 'Sinop olmaz, Sinop'ta CHP'li belediye var bana tuzak kurarlar' diyebilir. Söz veriyorum, Konya'da yapsın vallahi Konya'ya gideceğim. Konya'da onunla hesaplaşalım. Bir daha karar değiştirdi, 'Çıkmam' diyor. 'Çünkü O çırak ben ustayım' diyor. Eyvallah. E kardeşim, usta her zaman çırağı yener değil mi, çık karşıma, kim usta kim çırak ben sana göstereyim.''

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri