MEHMET MERT/ÖZEL HABER
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Büyükçekmece ilçe binasının açılışına katıldı. Açışın ardından Damga'nın sorularını yanıtlayan Babacan, ittifaklar konusunda, "Bu ittifaklar seçim ittifakı. İttifakın hukuki bir tanımı var. Seçimden sonra ki ittifakın hukuki bir anlamı yok. Bugün eğer Cumhur ve Millet ittifakından bahsediyorsak bunlar gönüllü yürüyor. Biz parlamenter sistemden yanayız. Türkiye'de güçlenmiş parlamenter sistem isteyen başka partiler de var. Bir kısmı yol haritasını açıkladı. Biz daha açıklamadık. Ama hazırlığımızı tamamladık. Çünkü biz iyi biliyoruz ki sistem değişikliği Anayasa değişikliği istiyor. Anayasa değişikliğini hiçbir parti kendi başına yapamıyor. Dolayısıyla Anayasa değişikliği ancak ortak mutabakat ile olabilir. Her siyasi partinin parlamenter sistemle ilgili görevlendirdiği kişiler var. Parlamenter sistem isteyenler partilerle bir ilişkimiz var. Bu ilişki ilerde bir ittifaka dönüşür mü? Şu anda konuşmak için biraz erken" dedi.
Başka türlü düzelmez
DEVA Partisi Lideri Babacan, "AK Parti'den benzer bir teklif gelirse size nasıl karşılık verirsiniz?" sorusuna da "Şu anda ülkeyi yöneten zihniyetin Türkiye'nin yararına bir şey yapması mümkün değil" cevabını verdi. Babacan, "Türkiye'de sadece sistem değişikliği yetmez. Ülkeyi yöneten zihniyetin değişmesi lazım. Yani iktidarın gitmesi lazım. Ben sayın Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'e dedim ki 'Parlamenter sistem diyoruz ama, yarın Cumhurbaşkanı der ki gelin beraber yapalım. Buna hazır olun.' Ben diyorum ki sistem de değişmeli, zihniyet de değişmeli, topyekün iktidar da değişmeli. Başka türlü bu ülke düzelmez" açıklamasında bulundu.
Hiç anket yaptırmadık
Damga'nın "Sizin için şöyle bir iddia var; Ali Babacan ne yapıp edip sonunda sayın Erdoğan'la anlaşacak. Tayyip Bey kazanamayacağı seçimi görürse Babacan'ı partinin başına getirecek. Buna ne diyorsunuz?" sorusunu cevaplayan Babacan, "Sayın Erdoğan seçimi kazanamayacağına inandığı anda partisi buharlaşır. Şu anda tek kişiye dayalı bir parti var. Eğer artık o kişi yoksa arkasında ki sistemde yok demektir. Dolayısıyla olmayan partinin başına geçilmez" ifadelerini kullandı. Babacan, partisinin oy oranı hakkında da "Biz hiç ölçüm yaptırmadık. Parti kurulmadan önce çok araştırma yaptırdık. Ama yapılan ölçümlere bakıyoruz. Biz gerçek ölçümün ancak sahada yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Çarşıda pazarda gördüğümüz tabloyu bize hiçbir anket göstermiyor" dedi.
Böyle bir şey duymadım!
Ali Babacan, "Sayın Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün ismi İYİ Parti ile anılıyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna da "Bön böyle bir şey duymadım. Bilmediğim bir konuda yorum yapmam doğru olmaz" cevabını verdi. Babacan, erken seçim konusunda da "İktidarın mevcut şartlarda elindeki gücü riske atacağını düşünmüyorum. Elinden geldiği kadar uzatacaktır" yorumunu yaptı. Babacan, Gelecek Partisi ile olan ilişkileri için de "Parlamenter sistemi isteyen partilerle ortak bir zeminimiz var. İlerde ne olur bilmiyorum" dedi. Ali Babacan son olarak, "Her partinin genel başkanı doğal cumhurbaşkanı adayıdır. Ama bu sistemde ortak adaylık formülleri konuşuluyor" diye konuştu.
Çok acı bir dönemdi
Ali Babacan, Büyükçekmece ilçe binasının açılışında yaptığı konuşmada ise "Bizim bir davetimiz var. Davetimiz Türkiye’nin tüm demokrat seslerinedir: Kimliği, inancı, ideolojisi her ne olursa olsun, onları bu çatı altına davet ediyoruz. Özgürlük, hak, adalet ve demokrasi ilkeleri etrafında, yeni bir toplumsal sözleşme yapmaya davet ediyoruz. Cesur, özgür ve zengin bir Türkiye’ye davet ediyoruz. 12 Eylül 1980 darbesi döneminde, darbecilerin canına kıydığı insanları rahmetle anıyorum. 18 yaşını bitirmemiş çocukların idam sehpalarına gönderildiği, Metris’te, Ulucanlar’da, Diyarbakır’da ağır işkencelerle insan onurunun çiğnendiği, insanların zorla kaybettirildiği, milyonlarca vatandaşımızın fişlendiği acı bir dönemdi. 12 Eylül; ‘kitapların sobada yandığı, sazların duvarda kaldığı, güzelim şarkıların yağmalandığı’ bir dönemdi. Dipsiz bir karanlıktı" dedi.
Anılarını yaşatacağız
"İçeriden veya dışarıdan gelsin, hiç fark etmez; demokrasimize kalkan hiçbir ele fırsat tanımayacağız" diyen Babacan, "Koşullar ne olursa olsun, halkın oylarıyla seçilenleri silahla, baskıyla sindirmeye çalışanlara karşı dimdik ayakta duracağız. Türkiye'nin, bir daha asla, sabah erken kalkanın, gece geç yatanın darbe yaptığı bir ülke olmasına izin vermeyeceğiz. 27 Mayıs’ın, 12 Mart’ın, 12 Eylül’ün, 28 Şubat’ın, 27 Nisan’ın ve 15 Temmuz’un tüm mağdurlarının anılarını, DEVA Partisi’nde yaşatacağız. O günleri unutturmayacağız. Darbelere hukuksuzluklara, baskılara bir daha asla" ifadelerini kullandı.
Geriye bir madde kaldı
12 Eylül’ün otuzuncu yılında yapılan 26 maddenin değiştirildiği referandumun 25 maddesi demokrasi mücadelesinin bir kazanımı olduğunu belirten Babacan, "Geriye bir madde kaldı. O madde de yargıdaki vesayetin ürünü olarak derç edilmiş oldu. O günkü şartlarda, o günün Anayasa Mahkemesi, Meclis iradesinin üstüne çıkıp, HSYK ile ilgili bir maddeyi değiştirdi. Bu durum, Meclis’te oluşan iradenin dışında sonuçlara sebep oldu. Nitekim bunun olumsuz sonuçlarını daha sonra hep beraber yaşadık. Geriye dönüp baktığımızda şunu görüyoruz: 12 Eylül referandumuna giden süreçte, Meclis'ten geçen ve geçmeyen değişiklik önerileri baz alındığında, bu maddelerin, tarihimizin demokrasi mücadelesi hanesine yazıldığını görüyoruz" diye konuştu.
Darbeciler yargılandı
"12 Eylül Darbesi’nin otuzuncu yıl dönümünde, tam 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumla bazı adımlar atıldı" diyen Babacan, "Darbeciler Anayasa’ya kendilerinin yargılanmalarını yasaklayan hükümler koymuştu, o hükümler kaldırıldı. Belki yargılama tam anlamıyla amacına ulaşamadı ama bu sayede 12 Eylül darbecileri sanık sandalyesine oturdu. Bu sadece o insanlar için değil, bundan sonra aklının kıyısından köşesinden darbeyi geçiren herkes için bir derstir. Bunların sembolik değeri vardır. Bu tür yargılamalar darbeci zihniyete bir mesajdır. Aynı referandumla ağır suç işlediği iddia edilen askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önü açıldı. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu açıldı" açıklamasını yaptı.
Bilanço çok ağır oldu
Babacan, "Ülke yönetimini ele geçirenlerin, baskıcı bir zihniyeti dayatma alışkanlıkları ortadan kalkmadı. Taraflı cumhurbaşkanlığı sisteminin bilançosu bu millete ağır oldu. Milletin kalbi olan Meclis fiilen Cumhurbaşkanı’na neredeyse bağlandı. Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı hükûmetin neredeyse tamamen kontrolüne girdi. Her türden muhalif ses, keyfi tutuklamalarla karşı karşıya bırakıldı. Sivil toplum bastırıldı. KHK’larla insanlar hukuksuzca işlerinden atıldı. Çok sayıda vatandaşımız Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı" dedi.
KANAL İSTANBUL DEĞİL RANT İSTANBUL
Babacan ayrıca Kanal İstanbul projesi kapsamında alınan acele kamulaştırma kararını da eleştirdi: Babacan, "Projenin adına Rant İstanbul demek lazım. Kanal İstanbul için neden acele kamulaştırma yapıyorsunuz? Seçimlere iki yıldan az kaldı ve bu proje iki yılda bitmez. Halkın size desteğinin giderek düştüğü bir dönemde, İstanbul’un kaderine büyük etkisi olabilecek bir proje için görev sürenizin de yetmesi mümkün değilken; niçin bu acele kamulaştırma sürecini başlatırsınız? Bu proje İstanbul’un geleceğini geri dönülmez bir şekilde etkileyecek. Madem rant projelerine harcayacak kaynak var, bunu depremle ilgili hazırlıklara harcayın. Kaynakları böyle rant projelerine harcayacağınıza, kentsel dönüşüme ayırın" tavsiyesinde bulundu.
VATANDAŞ AK PARTİ'YE KÜFÜR EDİYOR!
Büyükçekmece'de partisinin ilçe binasının açılışına katılan Ali Babacan'ı Belediye Başakanı Hasan Akgün de ziyaret etti. Babacan'a hayırlı olsun diyen Akgün, "Allah hepinizin yolunu açık etsin. Memleketin Kuvay-ı Milliye ruhu ile bu gidişata bir son vermesi lazım" dedi. Son 5 gün içerisinde Anadolu'nun birçok kasabasını gezdiğini dile getiren Akgün, "Vatandaş elinde AK Parti kimliği ile kahvenin ortasında ağza alınmayacak küfürler ediyor. Ve kimlikleri yırtıyorlar. Diyorlar ki bin tane ineğimiz vardı ama şimdi bir tane yok. İlk zamanlar çok para kazandıklarını ama şimdi zor durumda olduklarını belirtiyorlar. Enteresan şeyler var. Şu mesajı aldık; Vatandaş hazır. Sadece sizlerin kapı kapı dolaşıp umut olmanız lazım. Gördüğümüz genel durum demokrasi ve ülkemiz açısından son derece memnuniyet vericidir" açıklamasında bulundu.