'Senin omurgandan kaygım var'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarına '' ''Başbakan bir sürü şey söyledi ses çıkarmadık. Siyasettir dedik. Ama bugün CHP diklenmiş ama dik duramamıştır dedi. Bize artık

.Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:

İki yüzlü politika bilmeyiz

Biz iki yüzlü politikayı bilmeyiz. Biz arkadaşlarımıza yemin yolu açılana kadar yemin etmeyeceğiz dedik. Bizim söylediklerimizi bari oku. Okuduklarını anlayabiliyor mu bundan da endişem var. İki pek çok gazeteci arkadaş, sordular. Yemin yolu nasıl açılacak? 
 

Ya okuduğunu anlamıyor ya da...

Bize bir metin getirdiler. Okuyorum metinlerini, dün sabah getirdikleri metin. ''Tüm siyasi parti ve milletvekillerini, azami hassasiyeti göstermeleri gerektiğine inanıyoruz.'' Bunu kabul etmedik. Bu bizim arzu ettiğimiz beyan değildir. Öğlen oldu aynı metin bir daha geldi. Yine orda değişen bir şey yok. Okuyorum bizim söylediğimiz metni: ''Tüm siyasi parti ve milletvekillerinin, milletin kendilerine verdiği görevi yerine getirmek için TBMM’de olmaları gerektiğine inanıyoruz.''

Bizim istediğimiz beyan bu. Ya okuduğunu anlayamıyor, ya da şimdi ben nasıl çark ederim diye düşünüyor.

 Anayasa dahil tüm mevzuatın, hukukun üstünlüğü çerçevesinde, özgürlükleri genişletici bir anlayışla yorumlanması gerektiğine inanıyoruz. Şimdi herhalde bu AB’nin bir raporu vardı, dengeli rapor demiş ve sonra Ankara’da çark etmişti.
 

Onların getirdiği metni kabul etmedik

Bir sayın Erdoğan benim bildiğim insanlar attıkları imzaya sahip çıkarlar, o imza herkesin namusudur. Benim bildiğim kural bu. Metin çok açık. Hiçbir yoruma yer vermeyecek kadar açık. Biz onların getirdiğini kabul etmedik. Bu metin geçti, imzalar var. Biz bu ayrıntıları tartışmak istemezdik. Birileri bizi suçlayabilir. Biz sonuç almaya odaklanmışız. Şimdi kalk, dik durdular, dik durmadılar. Biz dik duruyoruz. Bu imzayı inkar edersen, benim senin omurgandan kaygım vardır.
 

İmzalarına sahip çıksınlar

Demokrasi kazanacaksa bu imzaların gereğinin yerine getirilmesi gerekir dedik. Verdiğimiz sözden vazgeçmedik. Hiçbir zaman şu olsun bu olsun demedik. Demokrasi olsun, insan hakkı olsun. Bunun altında üç tane AKP’linin imzası vardır. O imzalarına sahip çıkmalarını bekliyoruz.

 Muhtırayı verenlerden hesap sordun mu?

Neymiş 27 nisan bildirisi. CHP şöyle yaptı böyle yaptı vesaire. İşin özüne gelelim. Bir muhtıra verildi mi? Muhtırayı verenlerden hesap soruldu mu? Sana muhtıra veren kişiye üstün hizmet madalyası verdin mi vermedin mi Erdoğan çık önce buna cevap ver. Kalkmış CHP’yi suçluyor. Sonunda bu muhtıra değildir demeye başladı. Mağdur edebiyatı yaptı. Hani 12 Eylül paşalarından hesap soracaktın? Soramazsın, maaşlarına zam yaptın. Sen 12 Eylül’de hangi bedeli ödedin? Hangi işkenceden geçtin? İşkence çeken idam edenlerin yakınlarının acılarını istismar ettin sen.
 

Sabah söylediğini akşam inkar eden kim...

Efendim biz sabah söylediğimizi akşam inkar ediyormuşuz. Pes yani. Şimdi bir önek vereceğim. Bu beyefendi gitti, NATO’nun Libya’ya müdahalesi konuşuluyordu.
28 Şubat 2011: NATO Libya’ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu? NATO’nun ne işi var orada? Bakın Türkiye olarak bunun karşısındayız. Böyle bir şey konuşulamaz, düşünülemez. Kim söylüyor Recep Tayyip Erdoğan.
25 Mart 2011. Aynı Recep Tayyip Erdoğan yine konuşuyor. Libya’ya müdahaleyi kabul ediyor, izin veriyor, müdahale edin diyor. NATO’nun devreye girmesiyle de belli yerlerde rahatlama meydana geldi.
Allah aşkına sabah söylediğini akşam inkar edenler kim. NATO müdahale etti. Binlerce sivil ölüdürüldü. Akdeniz’in karanlık sularında binlerce Müslüman boğularak öldü. Türkiye’den yardım istendi, bizim gemilerimiz yardım edemedi. NATO izin vermediği için. Bunu kim eleştirdi? Sosyalist enternasyonal de CHP eleştirdi.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri