Esenyurt'ta yapımı devam eden Yıldız Camii, belediye ile kaymakamlığı karşı karşıya getirdi. Caminin alt tarafından bulunan depo kısmı bir markete kiraya verilince zabıta tarafından tahliye edilmek istendi. Market yetkililerinin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri ile zabıta arasında gerginlik yaşandı. Konuya ilişkin Damga'ya özel açıklamalar yapan Gelecek Partisi Veysel Karatay ise olup bitenlerin Esenyurt'un itibarına zarar verdiğini söyledi. Karatay, “Kaymakamlık caminin Diyanet İşleri Başkanlığı ve müftlüğe devredildiğini söylüyor. Bu müftülükte devredilen yerleri birilerine kiraya veriyor. Belediye bu noktada itiraz ediyor. 'Biz daha burayı bitirmeden buradaki inşaat bitmeden birilerinin burayı gelip gasp etmesini doğru bulmuyoruz' diyor. Olayla ilgili bizim bildiğimiz bu. Ben bunu da doğru bulmuyorum. Buradaki mesele şu halk buradan gerçekten fayda edebiliyor mu? O kiralayan kişi ne kadar kira veriyor, yoksa birileri gene bir şey mi nemalanmak istiyor? Buradaki mesela şeffaflık meselesi. Ha orayı birilerine kaymakam kiraya vermiş ha belediye vermiş ha müftülük vermiş. Ne fark eder? Ne kaymakamın biz sizi dinlemeyiz deme hakkı var ne belediyenin. Burada oturup konuşulmalı. Her şey şeffaf bir şekilde anlatılmalı ama biz kimseden bir şey duyamıyoruz. Zabıta aracı orada polis orada hayırdır kardeşim siz neyin savaşını veriyorsunuz? Bu yakışıyor mu? Bir sorun varsa çıkın açıklayın. Kaymakam bey belki devletin gücünü kullanıyor eksik bir şey yapıyor ama belediyede bir açıklama yapmıyor. Yani böylece insanlar mağdur ediliyor. Bu şimdi yazılacak, çizilecek Esenyurt'ta bir kavga var denecek. Bu da ilçenin itibarına zarar veriyor” ifadelerini kullandı.
Aynur Doğan davet edilmeliydi
Geçtiğimiz haftalarda Kocaeli Derince Belediyesi'nin Aynur Doğan konserine izin vermemesi üzerine Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt'a çağrıda bulunarak, “Aynur Doğan burada konser vermeli” açıklamasını yapan Veysel Karatay bu konuda ilişkinde değerlendirmelerde bulundu. Karatay, “Kocaeli Derince Belediyesi'nin Aynur Doğan konserini iptal ettiklerini duyunca, bunun doğru olmadığını düşündüm. Esenyurt'ta bir halk konseriyle bu yanlışa karşı mesaj verebilirdik diye düşündüm. Tabii kendisi Kürtçe söyleyen bir sanatçı olduğu için toplumda şöyle algılandı; Belediye Kürt olduğu için izin vermedi. Ben bunun da doğru olmadığını düşünüyorum. Esenyurt bana göre Türkiye'dir. Tüm toplum kesimlerinin içinde yaşadığı, Türkiye'nin en büyük ilçesi. O yüzden ne yapmak gerekiyor bu tarz olumsuz konuların Türkiye'de olumluya çevrilmesi için Esenyurt müdahale edebilir. Bu müdahaleye göre Esenyurt'a Aynur Doğan'ı davet edebilirdik. Burada özgürlük var diyebilir; Kürtçe, Türkçe, Ermenice her dilde şarkılar söyleyebilirsiniz diyebilirdik. Bunu belediye başkanımıza ilettik ama belediyeden herhangi bir cevap gelmedi. Ama Veysel Karatay belediye başkanı olsaydı bir dakika bile geçmeden bunu hayata geçirirdi. Bu Türkiye'ye bir mesaj olurdu. Esenyurt'u barışın ve kardeşliğin başkenti olarak görüyorum. Korkmadan, çekinmeden, kardeşçe yaşayabileceğimizi göstermemiz lazım. Bu haftasonu baktım Zülfü Livaneli, Haluk Levent vardı tabii onlar da kıymetli sanatçılardır ama Aynur Doğan'ın farklı bir anlamı olabilirdi. Tüm toplum kesimlerinin bir arada yaşadığını verebileceğimiz bir mesaj olabilirdi. Olmadı keşke olsaydı. Bizim siyasette toplumu bilgilendirmek gibi bir sorumluluğumuz var. Sessiz kalarak siyaset yapamayız. O yüzden bu konularda fikrimizi dile getiriyoruz. Bunları korkmadan, çekinmeden yapmamız lazım. Mevkileri, makamları bir kenera bırakıp bu tarz çalışmalar yapmalıyız diye düşünüyorum” dedi.
Esenyurt'a yakışmıyor
Mayıs ayı Belediye Meclisi'nde ortaya çıkan çift başlı Meclis'i ve iki farklı toplantıyı da eleştiren Karatay, “Esenyurt'a yakışmayan bir manzarayı Meclis'te gördük. Çift başlı bir Meclis vardı. Belediye başkanı yoktu. O yokken normal kanuna göre Meclis tarafından seçilen 1'inci Meclis Başkanvekili Meclis'i yönetir o da yoksa ikincisi yönetir. Şimdi belediye başkanımızın kendi yetkilerini devrettiği vekalet verdiği arkadaşımız o'nun tüm yetkilerine sahiptir. Ama iş Meclis'e gelince orada olay değişiyor. Belediyenin tüm birimlerinde yetki verilen kişiye aittir ama Meclis'teki çalışma sistemi de Meclis Başkanvekillerine aittir. Bana göre yanlışı orada belediye başkanı yapmıştır, doğru olmamıştır” diye konuştu.
Belediye şeffaf olmak zorunda
Belediyeye ait olan Derman Şirketi'ne ilişkin Meclis'te yaşanab tartışmalara da atıf yapan Karatay, “Derman Şirketi'nin ne olduğunu bilmiyoruz çok net olmayan bir şirket. Dolayısıyla bu Meclis'te gündeme geliyor. Şimdi bu şirkete bütçe istiyorlar şu kadar bütçe verelim vs diyorlar ama niçin olduğuyla ilgili net bir ilgi yok. Böyle olunca AK Partili arkadaşlar da buna onay vermek istemiyorlar, bana göre doğru yapıyorlar. Onay verecekseniz her şey şeffaf olmalı. Bütçeler ayrılıyor ama bütçenin nereye gittiği net değil. Dolayısıyla Esenyurt'un biraz daha şeffaf yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bence çok fazla ihalelerin verilmesi yanlış. Şirket kurarsınız halkın parasını halka o şirketler üzerinden hizmet ederek geri verirsiniz ama şeffaf olmak şartıyla. Bu olmadığı zaman hiçbir şey doğru olmaz” ifadelerin ikullandı.
Esenyurt stratejik bir nokta
Esenyurt'un İstanbul ve Türkiye siyaseti için önemli olduğunu vurgulayan Karatay, “Esenyurt stratejik bir nokta. İnsanlar burada siyaset yaparken şunu diyor; burada başarırsak İstanbul'da başarırız, İstanbul'da başarırsak Türkiye'de başarırız. Yani başlangıç noktası Esenyurt. Esenyurt'un ciddi bir nüfusu ve çoğunluğu var” dedi.
BARIŞ KIŞ