'Youtube ve Facebook'u kapatabiliriz'

Erdoğan ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet skandallarını, yeni yasaklarla örtmeye çalışıyor. Başbakan dünkü açıklamasında 'Halkın iyiliği için' internetin fişini çekmeye hazırlandıklarının sinyallerini verdi.
Başbakan Erdoğan, internette dolaşan ses kayıtlarına yönelik yaptığı açıklamada internet için yeni önlemler alacaklarını söyledi.  "Bu milleti Facebook'a, Youtube'a yedirmeyiz" diyen Erdoğan, kapatılmalarının da önlemler arasında olduğunu ifade etti.
Ntvmsnbc.com'da yer alan habere göre İnternette dolaşan ses kayıtlarına değinen Erdoğan, dinlenme riski olmadan konuşamadığını ve artık 'kriptolu' telefon kullanmaktan vazgeçtiğini söyledi.
Erdoğan, "Artık normal telefondan konuşuyorum, 'dinlerseniz dinleyin' diyorum" ifadesini kullandı.
Tepki çeken internet yasasına da değinen Erdoğan, 30 Mart sonrasında bu alanda yeni adımlar atmaya hazırlandıklarını söyledi.
Erdoğan, bu konudaki kararlılıklarının altını çizerek 'Facebook ve Youtube'un kapatılması'nın da önlemler arasında olabileceğine işaret etti.
ABD Başkanı Obama ile yaptığı görüşmede Fethullah Gülen'in de gündeme geldiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Benim ülkemi karıştıran Pensilvanya'da yaşıyor' dedim. ABD'nin iç güvenliğini tehdit edeni bizden istiyorsunuz, bende sizden isterim" dedim."

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Bunun müeyyidesi çok ağır. Siz de ifade ettiniz casusluk, ajanlık. Bunların hepsine giriyor bu. Fakat şu anda yargı henüz adil bir karar vercek, bir kısım yargı adil bir kararı verebilecek durumda değil. Çünkü yargıyı da o şekilde dizayn etmişler. Bir defa bunun belli bir düzene sokulması lazım.
Niye biz olaya HSYK'dan başladık? Çünkü alt derece mahkemelerde herhangi bir cezai müyeyyide uygulayamıyorsunuz. Bir defa kapanın elinde kalıyor, istediğini istediği zaman, istediği şekilde dinleyebiliyor. Sadece dinleme değil, ortam, görüntüleme hepsi var. Bunların hepsini yaptılar ve yapıyorlar.

'ULUSAL GÜVENLİK TEHDİT ALTINDA'
Yargıda bir düzenlemenin yapıması şart. Bunun adımlarını atmadığımız sürece çok açık net söylüyorum, ulusal güvenliğimiz tehdit altındadır. Ulusal güvenliğimizi bu tehditten kurtarmak için alacağımız tedbirlerin başı da yargıdaki düzenlemelerdir. İlk adımını bununla attık ama bunun devamı mahiyetinde olan adımlar var ki bunları da atmak zorundayız. O zaman inanıyorum ki vatandaşım rahatlayacaktır.

'MONTAJI GÖRECEKLER'
Meydanlardaki coşku, heyecan bir şeyi gösteriyordu. Yani bu paralel yapı meselesi, halkı birbirine çok farklı şekilde kenetlemiş. Bayanların coşkusuna bakıyorum, çok ciddi kenetlenmişler. Bugün Malatya mitinginde resmi rakamlara bakılırsa, emniyetin söylediği rakamlar 100 bin kişi.
Öbür taraftan da bakıyorsunuz, muhalefet ikide bir fotomontaj, photoshop filan diyor. Demekki bunların montaj tekniği çok çok farklı. Bulamadıkları şeye hemen montaj diye yapıştırma yapıyorlar. Onlar onunla oyalana dursunlar. Biz yolumuza aynı şekilde devam ediyoruz. 30 Mart akşamı zaten montajı görecekler, photoshopu görecekler.

SARIGÜL'E ELEŞTİRİ
Gittikçe hırçınlaşma var. Örneğin İstanbul'da Trabzonlular gecesinde, düşünün, yani sizi kabullenmiyor, toplum ve siz çıkarken oradan birisi belki laf da atmış olabilir ama kalkıp da siz ona yumruk atarsanız bir siyasetçi olarak bunun nasıl bir hazımsızlığı meydana getirdiğini, ortaya koyduğunu orada görmüş oluyoruz.

ERGİN İLE YAPTIĞI GÖRÜŞME
Adalet Bakanı ile aramda geçen konuşmada, yine montajlar yapılmış, kırpılmış kırpılmış. Parça parça. Aynen pazıl gibi. Ama ben bu olayda, bakın dinlenmemiz bir defa yasal mı? Değil, anayasaya, yasalara aykırı. Bu medya bir defa onurlu, şahsiyetli olsa bir başbakanın, adalet bakanıyla konuşmasını ki bu kriptolu telefondur, bakın bu kriptolu telefonu adamlar dinliyor. Kim paralel yapı, nereden dinliyor? Benim artık aramama gerek yok, TÜBİTAK. Bu devlete saldırıdır.

'DİNLERSENİZ DİNLEYİN'
Şu anda risk olmadan konuşabilecek durumda değilim. Mesela güvenlikli hat denilen telefonları artık kullanmıyorum, bıraktım. Şimdi artık normalden konuşuyorum, 'dinlerseniz dinleyin' diyorum, 'ne dinlerseniz onu dinleyin' diyorum. Bu hale geldi iş. Bu işin rezilliği çıktı.
Şu anda TÜBİTAK'ta vesaire çok kararlı adımlar attık, atıyoruz. Bunu temizleyeceğiz, bunun hiç lamı cimi yok. Öyle hafiften geçemeyiz ve mutlaka da bunun hesabını en ciddi şekilde, en kararlı şekilde soracağız. Onun için diyorum, 'bunların inlerine gireceğiz' derken bunu söylüyorum. Bunu millet adına söylüyorum, şahsım adına değil. Bunun ortaklarının içinde anamuhalefeti de var diğerleri de var. Niye onlar bizimle beraber bu yolda bu mücadeleyi vermiyorlar. Onlar da hesabını verecekler. Bu ülkede hakimi dinleniyor, savcısı dinleniyor. Çıkıyor diyor ki 'ben de dinleniyorum,' öbürü diyor ki 'ben de dinleniyorum' niye beraber değilsin?"

'FACEBOOK VE YOUTUBE'U KAPATABİLİRİZ'
Getirdiğimiz internet yasasına malum çevreler hemen itiraz etti. Yapabileceğimiz kadarını yaptık. O alanda da 30 Mart'tan sonra atacağımız yeni adımlar var. Bazıları Youtube ve Facebook'la ilgili bazı şeyler söylüyor.
O konularda 'acaba dünya ne der, şu ne der, bu ne der' inanın benim ve bazı arkadaşlarımın hepsinin demiyorum, bu konuda kararlılığımız var. Yani biz bu milleti Youtube'a, Facebook'a, şuraya, buraya yediremeyiz. Atılması gereken adım neyse bu adımı en kesin hatlarla atacağız. Kapatılmaları da dahil. Çünkü bu insanlar kazançları için her türlü ahlaksızlığı, ajanlığı, casusluğu teşvik ediyorlar. Bunun bir sınırı yok. Böyle bir özgürlük anlayışı olamaz.
Mesela az önce ifade ettiğiniz konuda, devletin bütün kurumlarında bunlar var. Fakat bizim şu andaki ilk etapta hedefimiz karar mekanizmalarını temizlemek. Çünkü karar mekanizmalarından bunları temizlediğimiz takdirde yavaş yavaş aşağı doğru bu inecek. Bunların hepsini yargı çerçevesinde yapacağız.

'CUMHURBAŞKANI DA DİNLENDİ'
Ben Cumhurbaşkanlığı'nda ikili telefon görüşmelerinin dinlenmediğine inanmıyorum, Sayın Cumhurbaşkanımız o konuda ne derse desin. Arşivde duruyor, vakti saati geldiğinde bunlar onu da açıklarlar. Bu bir dini örgüt değildir, dini cemaat hiç değildir. Tamamen siyasi bir örgüttür ve bu örgütün içerisinde casusluğa varıncaya kadar her şey vardır.

'OBAMA MESAJI ALDI'
Sayın Obama ile de bu konuları görüştüm. Oradan da umutluyum. Gereken her şeyi söyledim. 'Ülkemdeki huzursuzluğun kaynağındaki kişi sizdedir', 'Pensilvanya'da'dır' dedim, bu kadar açık söyledim. 'Ben de sizden gereğini bekliyorum' dedim. 'Çünkü benim ülkemin iç güvenliğini tehdit edenler sizdeyse, siz de buna karşı gerekli tavrı koymalısınız. Amerika'nın iç güvenliğini tehdit eden kişiler bende olduğu zaman siz nasıl benden bunları istiyorsanız ben de sizden aynı şekilde bunları isteme hakkına sahibim' dedim. Bunları bu kadar açık kendisine söyledim. Olumlu baktı. Yani 'Mesaj alınmıştır' dedi.
Dikkat ederseniz Balyoz'da çok hızlı gittiler ama Ergenekon'da hala 6-7 ay oldu gerekçe daha hazırlanmadı. Bu manidardır, düşündürücüdür. Bu yine paralel yapının bir tuzağıdır. Mesela İlker Paşa ile alakalı o da enteresan.
Benim de temennim inşallah hayırlı bir şekilde, çünkü başından itibaren biliyorsunuz benim de hep temennim şu olmuştur: Tutuksuz yargılanması istikametinde. Hatta hatta burada, 'Şu andaki mevcut mahkemelerde değil, Yüce Divan'da yargılanması gerekir' demiştik."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri