Deprem felaketinden etkilenen 10 ilde depremzedeler için yaşam alanları kurulup, temel ihtiyaçlar karşılanmaya çalışılıyor. Ancak depremlerin sağlık üzerindeki ani etkileri kadar salgın ve uzun süreli sorunları tetiklediği de biliniyor. Bu nedenle mevcut sağlık sorunları olanlar için temel ilaçların sağlanması kadar, depremzedelerin ve bölgede görev alan ekiplerin solunum yolu, su ve hijyen kaynaklı enfeksiyonlar konusunda da korunması gerekiyor. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) kendi alanıyla ilgili hastalıklara dikkat çekerek, neler yapılması gerektiğini hatırlattı. TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu, mevsimsel olarak zaten yaygın olan gribin yanı sıra COVID -19, influenza, Adeno Virus ve Respiratuvar Sinsityal Virüs (RSV) gibi hastalıklarda artış olabileceği uyarısı yaptı.
Koşullar salgını tetikleyebilir
TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu Sözcüsü Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu, deprem sonrasında, bölgede oluşan geçici yaşam koşuları ve soğuk hava maruziyeti nedeniyle, akut enfeksiyonlar ve kronik hava yolu hastalığı olan kişilerde akut alevlenmelere neden olabileceğine dikkat çekti. Kömürcüoğlu, “Bu nedenle mevcut sağlık sorunları olanlar için temel ilaçların sağlanması kadar, depremzedelerin ve bölgede görev alan ekiplerin solunum yolu, su ve hijyen kaynaklı enfeksiyonlar konusunda da koruyucu önlemlerin acilen alınması önem taşıyor” dedi. Kömürcüoğlu, şu noktalara dikkat çekti:
Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda çadır ve konteyner şartlarında yaşamaktan ve soğuktan yeterince korunamamaktan kaynaklı olarak zaten mevsimsel olarak salgın durumunda olan bakteriyel ve viral enfeksiyonlarla COVID-19 vakalarında yükselişe neden olabilir.
Yine çadırlarda ısınma kaynaklı sobaların kullanımı ve yeterince havalandırma yapılmaması nedeniyle karbon monoksit ‘CO’ zehirlenme riskinde artışlara neden olabilir. Bu nedenle çadırlarda ve araçlarda kalanlarda ortamın sık sık havalandırılmasına dikkat edilmesi hayati önem taşımaktadır.
Çadırlarda, kurulan yaşam alanlarında toplu halde yaşam nedeniyle solunum yolu enfeksiyonları daha kolay bulaş ve hızla yayılmaya neden olabilir. Özellikle solunum enfeksiyonları bulguları, yüksek ateş, öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı gibi şikayetleri artan kişilerin solunum ve akciğer enfeksiyonları açısından değerlendirilmeleri ve tedavilerinin başlanması gerekiyor.
Aşılar tamamlanmalı
Salgınların önüne geçilmesi için deprem bölgesinde özellikle eksik COVID-19 ve grip aşılarının tamamlanması gerektiğini hatırlatan Kömürcüoğlu, şu hatırlatmaları da yaptı: “Bakteriyel enfeksiyonların önlenmesi içinse özellikle üşüme-titremeyle yükselen ve 39-40 dereceleri bulan ateş, bademcik enfeksiyonu, boğaz ağrısı, genel durumda hızlı kötüleşme bulguları gösteren kişilere erken dönemde antibiyotik tedavisinin başlanması önemli. Ayaktan verilen tedaviye rağmen semptomlar geçmiyor ve ilerliyorsa, hastanın mutlaka hastane ortamında akciğer filmi ve kan tahliliyle zatürre (pnömoni) açısından değerlendirilmesini öneriyoruz.