Davranış Bilimleri Enstitüsü (DBE) Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi Çift ve Aile Terapisti Şirin Hacıömeroğlu, baş ağrılarında en yaygın olanlarının, migren, gerilim tipi ve küme tipi ağrılar olduğunu vurgulayarak, migrenin 4 ile 72 saat arasında sürebildiğine işaret etti. Migrenin genetik yatkınlığının da olduğunu belirten Hacıömeroğlu, ancak ortaya çıkmasının genellikle bir olayla tetiklendiğini söyledi.
Hacıömeroğlu, genellikle migrene, mide bulantısı, aşırı ışık ve ses duyarlılığının eşlik ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Araştırmalarda, migrenin en çok yanlış teşhis koyulan hastalıklardan olduğu belirtiliyor. Migren kadınlarda daha fazla görülüyor ve bunu adet dönemi daha çok tetikliyor. Gerilim tipi baş ağrısının yaygınlığı ise yüzde 90'larda görülmektedir. Bu da migren gibi insan hayatını oldukça etkileyen bir ağrı. Başın sızlaması, sıkılması gibi hissediliyor. Stres ve uykusuzluk bir numaralı tetikleyicileri. Travma sonrası stres bozukluklarının tedavisinde kullanılan EMDR yönteminin, migren hastalarının sorunlarını hafiflettiğini tespit ettik. Bu konuda yeni bir proje geliştirerek migren hastaları üzerinde EMDR yöntemini uygulayıp, baş ağrısının şiddetini, süresini veya sıklığını azaltmayı başardık.''
Şirin Hacıömeroğlu, ''EMDR'' yönteminin travma tedavisinde kullandıkları çok etkili bir teknik olduğunu söyledi. ''Artık EMDR'nin kullanımı bir çok alana kaymış durumda. Madde bağımlılığını dahi bu yöntemle tedavi edebiliyoruz'' diyen Hacıömeroğlu, şöyle devam etti: ''Travma sonrası psikolojik sorunların çözümü için kullanılan EMDR yöntemi, DBE tarafından geliştirilen yeni bir proje ile migren, gerilim tipi baş ağrısı gibi birincil baş arısı çekenlerin derdine çare oluyor. Proje çerçevesinde, kronik günlük baş ağrısı olan kişilere uygulanan EMDR yöntemi sayesinde, hastalardaki ağrı şiddeti, sıklığı, süresi ve alınan ilaç miktarında ciddi düşüşler oldu. Bu yöntem ile yapılan, geçmişte yaşanan ve güne taşınan bazı olay ve anıları elden geçirmektir. Bunların yol açtığı hoş olmayan duygular ve ya bedensel duyguları zayıflatmak, acı vermeye devam etmesini önlemektir. EMDR'de kişi, acı veren anısıyla, güvenli bir ortamda yüz yüze geliyor. Bu şekilde onun üzerine gidebilme ve üstesinden gelmek için harekete geçme cesareti buluyor. Mevcut stres faktörünü tetikleyen uyarana karşı duyarsızlaştırılıyor.''
Hacıömeroğlu, uygulamanın, EMDR yönteminin yenilikçi bir tarzda yorumlanması olduğunu ve elde ettikleri başarının kısa bir süre içinde yurt dışında da ilgi gördüğünü belirtti. Hacıömeroğlu, ilaç tedavilerinin, baş ağrılarının azaltılması ve engellenmesinde, sadece geçici bir rahatlama sağladığını ifade ederek, EMDR'nin her tür kronik baş ağrısı çeken hastalar için ideal bir alternatif tedavi olduğunu dile getirdi.