H3N2 dalga dalga yayılıyor

AKDENİZ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, son grip salgınında etken olan H3N2 virüsünün solunum yoluyla vücuda yerleştiğini hatırlatarak kalabalık ortamlardan uzak durulması uyarısında bulundu.

Grip aşısının önemine dikkati çeken Prof. Dr. Yalçın, "Ateş, halsizlik ve kas ağrıları nedeniyle günlük işleri yapamaz hale getiren hastalık, ilerleyen durumlarda gelişebilen solunum yetmezliği, zatürree, küçüklerde ise orta kulak iltihabına yol açmaktadır. Şüpheli durumlarda vakit kaybetmeden tedavi kurumlarına başvurulması gerekir. 6 aydan büyük herkes koruyucu aşı yaptırabilir" dedi.

ABD'deki Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi'nin verilerine göre, kuzey yarımküre nüfusunun yüzde 2'sinin enfekte olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yalçın, "H3N2 virüsü dalga dalga yayılıyor. Bu tür virüsler daha önceki yıllarda hayvanlardan insanlara bulaştığı için kuş, tavuk, domuz, at gribi gibi adlarla anılıyordu. Dünya 2009 yılında 'domuz gribi' olarak adlandırılan H1N1 gribi ile sarsıldı. Aşısı bulundu ve insanlık rahat etti" diye konuştu.

Gribin mevsimsel yayılımına ve virüslerin her yıl farklılaştığına işaret eden Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, şunları kaydetti:

"Kasımda başlayıp mart ayına kadar etkili olan grip, marttan sonra farklı bir eğilim gösterecek. Yeni virüsler belirlenecek. O tarihten itibaren yeni aşılar üretilir, tabi ki bir sonraki kış için. Şu ana kadar üretilen aşılar pdm09 (pH1N1), H3N2 ve B virüs adı verilen 3 virüse göre üretiliyor. Sadece bu virüsleri kapsıyor. Gelecek yıl, en yaygın bu 3 virüse karşı aşı üretilecek."

Dünyada 80 merkezden alınan verilerin değerlendirildiğini ve bunun sonucunda aşı üretildiğini anlatan Prof. Dr. Yalçın, "Nisan ayından itibaren Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 80 merkezden 4 merkeze verileri ulaştırıyor. Bu merkezler Atlanta, Londra, Melbourne ve Tokyo şehirlerinde yer alan merkezler. Bu merkezlere ulaşan ve en fazla görülen 3 virüs belirleniyor. Daha sonra DSÖ, bulunan virüs isimlerini aşı üreten firmalara bildiriliyor. Buna göre bir sonraki yılın aşısı üretiliyor" sözleriyle süreci özetledi.

Aşıların 65 yaş altı kişilerde yüzde 70-90 oranında koruma sağladığını dile getiren Prof. Dr. Yalçın, aşının 65 yaş üstünde grip riskini yüzde 30-40, ölüm riskini yüzde 80 oranında azalttığını, risk grubunda olanların sigara ve toplu yaşam alanlarından uzak durması gerektiğini söyledi.

Öksürük ve hapşırmayla hastalığın yayılıp bulaştığını anımsatan Prof. Dr. Yalçın, "Bu nedenle okul, işyeri gibi kalabalık ortamlarda bulunan kimseler özellikle risk altında. Ayrıca hasta kişinin eline, oradan da kapı kolu, telefon gibi nesnelere bulaşan virüs içeren parçacıklar, başka bir kişinin temas etmesi sonucu eline, oradan da elini ağzına, burnuna, gözüne götürmesiyle hastalığa yol açabilir. Tokalaşma, öpüşme, 1 metreden fazla yaklaşarak konuşma önemli bulaşma yollarıdır" dedi.

Grip tedavisinde dinlenme ve belirtileri hafifleten ilaçların tercih edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Yalçın, şu tavsiyelerde bulundu:

"Sonuçta grip tedavisinde yatak istirahati, bol sıvı alımı, ağrı kesici ve ateş düşürücü gibi ilaçlar ile semptomatik tedavi önerilir. Komplikasyonlar yakından takip edilmeli ve uygun şekilde tedavi edilmelidir. Gribe yönelik antiviral ilaç başlanması kararı doktor tarafından verilmelidir."