Dünya kamuoyu, girdiği her ülkede ciddi bir yıkıma sebep olarak yayılan COVID-19 karşısında aşıyla ilişkili gelişmelere dikkat kesilmiş durumda. İnsanlar aşının ne zaman geliştirilip etkili bir şekilde kullanılabileceğine kilitlenmiş durumdayken, bu sorunun cevabı hala belirsizliğini koruyor. Buna karşın bilim insanlarının çeşitli öngörüleri basına yansıyor.
ABD Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü Başkanı Anthony Fauci aşının genel kullanıma hazır olması için 12-18 aylık bir süre öngörmüştü. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus ise “minimum” 12-18 ay beklemek gerekeceğini belirtmişti. Geçtiğimiz günlerde Times’a konuşan Oxford Üniversitesinden Aşı Bilimi Profesörü Sarah Gilbert, aşının Eylül ayında hazır olacağından “yüzde 80 emin olduğunu” söyledi.
Uluslararası Aşı Erişim Merkezi Direktörü Epidemiyolog ve Aşı Uzmanı Prof. Dr. William Moss ise bu kadar iyimser değil. Johns Hopkins Üniversitesi Bloomberg Toplum Sağlığı Okulundan William Moss akademi, özel biyoteknoloji ve farmakoloji firmalarının bir araya gelmesiyle sıradışı bir hızda ilerleyen bu süreci “Public Health On Call” podcast yayınında Stephanie Desmond’a değerlendirdi.
Moss, tüm dünyanın -aşı geliştirmeye çalışan pek çok grupla birlikte- bu problem üzerine “alışılmadık bir hızda” çalıştığını söyledi. Şu ana kadar en az iki aday aşının insan üzerinde denendiğini, araştırma ve geliştirme aşamasında 50’den fazla aday aşı olduğunu belirten Moss, aşı geliştirilmesi ve denenmesini problematik hale getiren birkaç şey olduğunu belirtti.
TEDAVİ DURUMUNDA RİSK ALMAK MUHTEMEL
Aşının hazır hale gelmesinin muhtemelen 2 yıl veya daha uzun süreceğini sözlerine ekleyen Moss, süreci zorlu hale getiren şeyleri şu şekilde sıraladı: “Birincisi, bizler aşıları sağlıklı insanlara veriyoruz ve bu yüzden olumsuz bir gelişme yaşama eşiğimiz ağır bir şekilde hasta olan insanlara yönelik tedavinin geliştirilmesine göre daha düşük. Tedavi durumunda risk almamız daha muhtemel. Ancak aşılarda ve özellikle sağlıklı bireylerden oluşan tüm popülasyonlara vereceğimiz bir aşıdan bahsediyorsak, daha fazla zarar vermediğimizden kesinlikle emin olmamız gerekiyor."
PİYASAYA SUNULMASINDA DİKKAT EDİLMELİ
Moss; “Burada COVID-19’la ilgili başka bir faktörden daha bahsedeceğim. Ağır hastalığın çoğu bireyin bağışıklık sisteminin (virüse karşı) yükselen tepkisinden kaynaklanıyor. İnsanlar bunu ‘sitokin fırtınası’ olarak duymuş olabilir. Gerçekten ağır hastalığa sebep olan şey bu. İstediğimiz son şey, bağışıklık sisteminin tepkisini geliştirerek stokin fırtınası riskini arttıran bir aşıdır. Ve aşı geliştirme tarihimizde, aşının, kişi saldırgan patojene maruz kaldığında, bağışıklık sistemi tepkisinin değişmesine sebep olduğu örnekler var” diye konuştu ve aşı geliştirilmesi ve piyasaya sunulması noktasında “aşırı hızlı” hareket etmek açısından dikkatli davranılması gerektiğini ekledi.
Etkili ve güvenli bir aşı geliştirilmesi durumunda bu aşının üretim aşamasına ilişkin konulara da değinen Moss, “Aşı şayet şu an kullanılmakta olan bir aşıya benzerse, üretim tesisleri zaten elverişli; tamamen yeni bir aşıyı üretmekten daha kolay olacaktır. Daha önce deneyimimiz olmayan yeni bir aşının üretilmesi ise elbette çok daha uzun bir süre alacaktır. Daha sonra aşıların kullanımını nasıl önceliklendireceğimiz konusu gelecek. Ve bu çok boyutlu bir sorun. Aşı coğrafi olarak dünyada ilk nerede uygulanacak? İdeal olarak epidemiğin hala sürdüğü, vakalarda hala büyük artış beklediğimiz yerlerde uygulanması gerekiyor” diye konuştu. Dünya Sağlık Örgütünün bu konuda önceliklendirme çalışma gruplarının olduğunu belirten Moss, sağlık çalışanlarının en öncelikli grup olduğunu söyledi.
SAĞLIK ÇALIŞANLARINI KORUMAMIZ LAZIM
“(Sağlık çalışanları) gerçek anlamda bizi koruyanlar ve hem kendi hem de ailelerinin yaşamlarını riske atanlardır. Ve biz de sağlık çalışanlarını korumamız gerekiyor. (Onların) öncelikli bir grup olduğunu söyleyebilirim” diye ekledi.