Prof. Dr. Taşova, “Çevremizdeki bütün ülkelerde tespit edilmiş olması nedeniyle zaman zaman bize de bu sorular geliyor. Ancak şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki Sağlık Bakanlığı’nın sakladığı bir durum yok bu konuda, bugüne kadar ülkemizde tespit edilmiş bir vaka gerçekten yok. Biz, Çin’de ilk vaka çıktığı günden itibaren önlemlerimizi almaya başladık. Son derece hazırlıklı davrandık. Her il bazında da hazırlıklar yapıldı, amacımız geldiği zaman, tedbirli olmak, mümkün olduğunca da riskli gruplarını korumaya çalışmak. Şüpheli olguların zaman zaman 14 gün karantina altına alınması hastalığın topluma yayılmasının engellenmesi için. Biz enfeksiyoncular hastanelerde de örneğin dirençli bakteriler söz konusu olduğunda ya da başka bulaşıcı hastalıklarda, kızamıkta örneğin, bu önlemleri alırız” dedi.
Vakaların yüzde sekseni iyileşti
Çin’de veya dünyanın diğer ülkelerinde olguların çok önemli bir kısmının hastalığı ya asemptomatik yani belirti vermeden atlattığını, ya da yüzde 80'den fazlasının hafif geçirdiğini de vurgulayan Enfeksiyon Uzmanı Prof. Dr. Taşova, “Dolayısıyla tam da grip mevsimindeyiz, grip benzeri tabloya da yol açtığı için riskli teması olan kişiler, griple karıştırarak sağlık kuruluşuna başvurmamış bile olabilir. Ama vatandaşlarımız endişe etmesin, bilinen bir şey var ki vakaların yüzde 80'den fazlası çok hafif olarak atlatıyor hastalığı. Ortalama bir iki hafta içinde de hasta toparlanarak iyileşiyor. Burada sorun, yaşlılar ve altta yatan hastalığı olan risk grubundaki kişiler. Yayılım hızına baktığımızda, enfekte bir kişi, ortalama 2 kişiye hastalığı bulaştırabiliyor. Zaten Çin'den de başlayarak bütün dünyada alınan önlemlerin en önemli nedeni de bu yayılmayı engellemek üzerine. Ancak ölüm oranı açısından bakıldığında, bugüne kadar toplanan veriler, 80-90 bin vakada tespit edildi, fatalite oranı dediğimiz ölüm oranı yüzde 2,3. En fazla yaşlı kişiler, yani 60-65 yaş üstü ve özellikle 80 yaş üstü olanlar ile komorbit diye adlandırdığımız altta yatan hastalığı olanlar riskli grup. KOAH, astım, bronşit gibi bilinen solunum yolu hastalıkları, kalp hastalığı, hipertansiyon, diyabet gibi hastalığı bulunanlar. Alınan önlemlerle bu risk gruplarını korumaya çalışıyoruz” diye konuştu.