Koronavirüs nedeniyle sağlığımızı korumak için evde kalınması gerektiği bütün uzmanlarca dile getiriliyor.
Tabi evde kalma sürecinin uzamasının kendine göre kimi psikolojik etkilerinin de olabileceği ihtimal dışı değil.
"Mala karşı suçlarda artış olabilir"
Independent Türkçe'den Ali Kemal Erdem'e konuşan Psikiyatr Doktor Ayhan Akcan, bu tür durumlarda iki türlü sorunla karşılaşıldığını söyledi:
Birincisi günlük kazançla geçinenler veya işsiz kalıp parası olmayıp çaresizliğe düşen bazı insanlar yağmaya yönelebilir. Toplumun bir morali, kurallara uyma sabrı yani süperegosu var. Kontrol edilebilirliği var. Bunun bir doygunluğu var. Bu aşılırsa kitle psikolojisiyle mala karşı suçlar olabilir. İkincisi zaten suçu meslek haline getiren insanların mala karşı işlediği suçlarda bir artış görülebilir. Bu merkezi yerlerden ziyade devletin otoritesinin ve asayişin normalde de sorunlu olduğu yerlerde olabilir.
"Üç gün ile 10 gün sınırı önemli"
Parasız kalan insanların karantina koşullarında birde yokluk yaşaması halinde üç gün ile maksimum 10 gün arasında sabırlarının zorlanabildiğini belirten Akcan, eskiden kanun gereği “hücre cezasının “ üst sınırının 10 güne tutulmasını örnek gösterdi.
“Kamu spotlarıyla mesajlar verilsin”
Parasız kalan bu nedenle yokluk çeken insanların sabrının bu sürenin üstünde zorlabileceğini söyleyen Akcan, buna karşın kamu spotlarının artırılmasını, Cumhurbaşkanı’nın her gün halka yönelik umut verici mesajlar yayınlamasını ve toplumda karşılığı olan kişilerin de programlarda ağırlanarak mesaj vermesinin sağlanmasının gerektiğini söyledi.
“Zaman zaman ayrı odalarda kalın”
Akcan’ın uyarıları bunlardan ibaret değil. Karantinanın uzamasının aile içi şiddeti de arttırabileceğini iddia eden Akcan buna karşı da şu önerileri getirdi.
Gevşeme teknikleri var. Spor yapılabilir. zaman zaman ayrı odalarda oturulabilir, televizyonda farklı şeyler bakılabilir ya da yarım saat susularak oturulabilir.
“Bol bol seks yapın önerisi gerçekçi değil”
Bazı uzmanların evde kalacak çiftlere yönelik “Bol bol seks yapın” önerisinin de gerçekçi olmadığını söyleyen Akcan, uzun karantina günlerinin seksi sıfırlayacağını, öfke kontrolünü düşüreceğini, iştah artışı ile şişmanlığı artırabileceğini ve uykusuzluk yapacağını söyledi.
"Sürekli aynı ortamda kalmak strese neden olmakta"
Psikolog Bihter Merey de çiftler için fiziksel olarak yakın olmak duygusal açıdan da besleyici olduğunu belirterek şu tespiti yapıyor:
Ancak salgın sürecinde kısıtlı bir alanda sınırlanmak, gündelik rutinlerin değişmesi; bununla birlikte hayati tehditlerin ve belirsizliklerin mevcut olması bireylerde ve sürekli aynı ortamı paylaşmak durumunda kalan çiftlerde strese, çatışmalara, tahammül ve tolere sorunlarına neden olmaktadır.
Bu dönemde hissedilen kaygı, korku, panik ya da depresif duyguların doğal olduğunu kaydeden ve “Ancak bireyleri zorlayan, bunlarla baş edebilmek için günlük rutinlerimizdeki yöntemlerimizi kullanamamızdır” diyen Merey, stresli sürecin çiftler arasında gerginlik yaratmaması için şu önerilerde bulundu:
"Dinlenildiğini, anlaşıldığını hissetmek önemli"
Hepimizin hissettiği bu doğal duygularla baş edebilmek için, “Karşımdaki kişiye nasıl yardımcı olabilirim, ne hissediyor, onu ne zorluyor?” diye sorarak yaklaşmak faydalıdır. Karşımızdaki kişinin duygularını etiketlemek ve reddetmektense, duygularını anlamak, kabul etmek ve hislerini paylaşabilmek oldukça yapıcıdır. Dinlenildiğini, anlaşıldığını, kabul edildiğini hissetmek ilişkilerin en değerli dinamiklerindendir.
"Yalnız başına kalabileceğiniz alanlar da yaratın"
- Zihin, ruh ve beden dengemizi sağlayabilecek yoga, meditasyon vb çalışmalar yapmak, bizi iyi hissettirecek hobiler ve aktivitelerle meşgul olarak alternatif günlük rutinlerle kendimizi beslemek, çift olarak iletişimimize de daha dengeli, anlayışlı ve tahammüllü yaklaşabilmemizi sağlar.
- Aynı evde de olunsa, yalnız kalınabilecek spor, müzik vb aktivitelerle anlar ve alanlar yaratmak bireysel iyi hisler için faydalıdır. Kendi duygu yönetimimizi sağlamamız, çift olarak ev içindeki bu süreci daha dengeli yönetebilmemizi sağlar.
- Özür dilemek, anlayışla yaklaşmak, gönül alabilmek, o anlık durumu affedebilmek ilişkiyi korur.
"Bir süre eleştiriden kaçının"
- Eleştirmek, olumsuz yanların, hataların altını çizmek problemi ve sorunu derinleştirir. Evde geçirilen süreçte, birçok imkanın kısıtlı olduğu ortamda, iyi hissedebilmek için çiftlerin birbiriyle olan ilişkinin yapıcı ve iyi hissettirici yanlarını fark etmesi ve koruması; stresli ve gergin olunsa da sorun değil çözüm odaklı yaklaşması, ilişkinin dayanıklılığını arttırır.
"Evde kalmayı ilişkiyi güçlendirmek için fırsat bilin"
- Aslında sürekli beraber zaman geçirmek, ilişkinin ilk evrelerinde arzulanan ve hayal edilen bir durumdur. İlişkilerin ritimleri ve rutinleri zamanla değişse de, yaşanılan karantina sürecini, ilişkinin ve aradaki bağların güçlenmesi için bir fırsat olarak görmek gerekir.
"Günlük sorumlulukları paylaşın"
- Beraber keyifli gelebilecek ev içi aktivitelere, yeniyi deneyimlemeye, hem romantik yanı besleyici, hem de duygusal, fiziksel ve yaratıcı paylaşımlarla ilişkiyi destekleyici ortak paylaşımlara yönelmek faydalıdır. Bununla birlikte ev işlerini, günlük rutin sorumlulukları ve yapılması gerekenleri de paylaşmak çatışmalardan uzak kalmaya yardımcı olur.
"Jestler yapın"
- Ev içinde birbirine ufak da olsa jestler, sürprizler yaparak eldeki imkanlarla iyi hissettirmek, keyifli anlar ve anılar biriktirmek de ilişkinin dinamiğini besler.
- İçinde bulunulan belirsiz ortamın detaylarına sürekli odaklanmak yerine ileriye dönük yapılabilecek olumlu, güzel planları konuşmak olumlu duyguları arttırıcı rol oynar.