CHP Beylikdüzü Kadın Kolları’nın, Dünya Diyabet ve Obezite Haftası dolayısıyla düzenlediği panelde, Uzman Dr. Ali Osman Buğdaycı ve Doçent Dr. Yaprak Banu Ünver diyabet hastalığı konusunda bilgiler verdi.
Dünya Diyabet ve Obezite Haftası’nın insanlığa çağrı niteliği taşıdığını ifade eden CHP Beylikdüzü Kadın Kolları Başkanı Figen Karahan, hastalığın tedavi olunmazsa ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekerek panelin, hızla yayılan diyabet hastalığı konusunda insanları bilgilendirmek amacıyla düzenlendiğini ifade etti.
Esas tedavi yöntemi bırakılmamalı
Günümüzde şeker hastalığının erken teşis imkânı olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Uzman Dr. Ali Osman Buğdaycı, son zamanlarda ortaya sürülen paramedikal yönteme, hastaların esas tedavisini bırakarak yönelmesinin, tedavinin başarısız olmasına yol açtığına dikkat çekti.
En fazla kilo alan ülkeyiz
Türk Diyabet Derneği tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’nin son 5 yılda Avrupa Birliği içerisinde en fazla kilo alan ülke olduğunun altını çizen Buğdaycı, Türkiye genelinde hastalığın en çok görüldüğü illerin Gaziantep, Konya ve Adana; en az görüldüğü illerin ise Trabzon ve Rize olduğunu belirtti.
Diyet ve egzersiz şart
Ne kadar karbonhidrat alınırsa, insülin salgısının o kadar artacağını ve tekrar acıkma hissi uyandıracağını söyleyen Buğdaycı, “Açlık ve tokluk şekerinizi, belli bir sınırın altında tutun. Şeker hastasıysanız her koşulda diyet ve egzersiz yapmalısınız. Günde yarım saat yürüyüş yeterlidir. Diyetin amacı da karbonhidratlardan uzak durmaktır. Kesinlikle sigarayı bırakmalısınız. Tansiyonumuzu ne olursa olsun kontrol altında tutmalıyız. Tuzdan uzak durmalıyız” tavsiyelerinde bulundu.
Kaybedilen her gün organlarınızın yenmesi demek
Eğer ailesinde şeker hastalığı varsa, 30 yaşını geçmiş her kişinin mutlaka şeker taramasından geçmesi gerektiğini belirten Buğdaycı, “Her şeker hastasının şeker aleti olması ve sabah akşam şekerini ölçüp yazması gerekir. 15 günde bir de doktoruna ölçümleri göstermeli. Kaybettiğimiz her gün böbreklerimizin, kalbimizin, gözlerimizin yenmesi demek” diye konuştu.
Körlüğe kadar sebep olabilir
Diyabet hastalığındaki artışın en çok Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yaşandığına dikkat çeken Doçent Dr. Yaprak Banu Ünver ise, diyabet hastalarının %50’sinin hastalığının farkında olmadığını, kendilerini sağlıklı hissettiğini söyledi.
Diyabet hastalığının ciddi görme kayıplarına yol açtığına temas eden Ünver, “Hastalık, körlüğe kadar sebep olabiliyor. Katarakt, göz tansiyonu, görme siniri iltihabı, göz kası felci gibi hastalıklar diyabet hastalarında daha fazla görülüyor. Gözün ağ tabakasındaki damarların kan şekerinin düzensiz olması bu hastalıklara yol açıyor” diye konuştu.
Görme bozukluğu olmadan doktora gidilmeli
Hiper tansiyon ve böbrek boşluğunun diyabetik göz hastalığını tetiklediğini belirten Ünver, “Hastalar, görme bulanıklığı, ani görme kaybı ya da göz üstünde bir şeyler uçuşması gibi şikayetlerle başvuruyor. Bu noktada ilk önce göz muayenesi yapılır. Diyabet olduğundan şüpheleniyorsak göz anjiyosu ya da göz tomografisi yapılır. Muayene olduğu anda yapılan kolay bir muayene yönetimidir. Tedavi ve takibinde fayda sağlamaktadır. Göze diyabetin verdiği hasarı gösterir” bilgilerini verdi.
Beş yılını tamamlamış bir diyabet hastasının göz taramasından geçmesinin şart olduğunu vurgulayan Ünver, “Süre uzadıkça risk artıyor. Görme bozukluğu olmadan doktora gidilmeli” uyarısında bulunarak hastalığın gözdeki derecelerini fotoğraflarla anlatarak bilgiler sundu.
Şişmanlamakta birinciyiz
CHP Beylikdüzü Kadın Kolları tarafından Dünya Diyabet ve Obezite Haftası dolayısıyla gerçekleştirilen panelde konuşan Uzman Dr. Ali Osman Buğdaycı, Türkiye’nin son beş yılda en fazla kilo alan ülke olduğuna dikkat çekti.