Türkiye’de ve tüm dünyada yaşlı sayısı giderek artıyor. Dünyada 60 yaş üstü kişi sayısının 800 milyon olduğu tahmin ediliyor ve 2050 yılı itibarıyla bu oranın yüzde 22’ ye çıkması bekleniyor. Türkiye’de ise 65 yaş üstü nüfusun 2050 yılında yüzde 17,6 olacağı tahmin ediliyor. Dağınık Ve Başıbozuk İşleyen Organ-Beyin İletişimi Yaşlılığa Zemin Hazırlıyor. Yaşlılık bir hastalık mıdır? Yaşlılığın iyileştirilmesi mümkün müdür? Bu sorulara yanıt veren Dr. Kamil Teker, kombine tamamlayıcı tıp uygulamalarıyla bir çok hastalığın tedavisinde olumlu sonuçlar alındığını söyledi. “Yaşlı sayısının giderek arttığı günümüzde, gençleşmeyi vadeden estetik operasyonlar, ciltteki kırışıklıkların giderilmesi için yapılan uygulamalar veya beyazlayan saçların boyanması insanı yaşlanmaktan kurtarır mı?” diyen Dr. Kamil Teker, yaşlılığın bir hastalık olduğunu ve iyileştirilebileceğini söyledi.
GENETİK KOD BELİRLER
Dr. Teker konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:”Yaşlanmak fiziksel ve biyokimyasal değişimin, gerilemenin ve yetersizliğin adıdır. Bir binanın uzun ömürlü olması nasıl binanın yapıldığı zemine, binanın uygun temeline bağlı ise canlılarda bu karşılığı genetik kodlardır. Genetik kodlarınız ne kadar kusursuz ise o kadar hastalıklara karşı dirençli olursunuz. Bunun yanında binanın yaşını belirleyen ikinci en önemli faktör kolon ve kiriş sayısıdır. Kolon ve kiriş sayısı binanın yük taşıma ve travmalara karşı direncini ve dayanıklılığını belirler. Canlılarda kolon ve kiriş sayısı kas iskelet sistemine karşılık gelir. Kas-iskelet sistemi ne kadar dengeli, güçlü, esnek ve dayanıklı ise darbelere ve travmalara karşı o kadar dayanıklı ve dirençli olur. Kas-iskelet sisteminin sağlıklı ve dengeli işlev görmesi uzun ömürlü olmanın ikinci en önemli belirleyicisidir.”
Kas iskelet sisteminde, göz-ayak-deri-eklemler arasındaki düzenli uyum kayboldukça duruş bozuklukları oluşur. Duruş bozukluklarının etkisiyle omurga ve ekstremiteler üzerinde yük dağılımı eşitsiz ve dengesiz olur. “ Kombine Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Dr. Kamil Teker, yaşlanmanın temelini oluşturan sinir duyusunda kan akışının ve lenfatik dolaşımın yetersizliğinin, kas-iskelet sistemindeki biyo-mekanik bozulmayı oluşturduğunu söyledi. Biyo-mekanik bozulmanın düzeltilmesiyle, yumuşak dokuya uygulanan yenileyici enjeksiyon terapisiyle yaşlanmanın iyileştirilebileceğini belirtti. Kombine tamamlayıcı tıp tedavisinin, gelişmiş, güvenilir ve zararsız doğal uygulamalar olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kamil Teker, manuel terapi teknikleriyle omurga eklemlerindeki blokların (kilitlenmelerin) giderildiğini, eklemin mobilize edildiğini postural sistemin yerçekimine karşı vücut ağırlığının dengeli taşınmasını sağlandığını kaydetti.