Bugünkü yazımda 'İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıracağım'. Önceki gün bildiğiniz gibi A Milli Takım Futbol Direktörü Fatih Terim görevinden ayrıldı.
Aslında Futbol Federasyonu ile yapılan toplantı sonrası Terim görevinden uzaklaştırıldı.
Hadi görevinden ayrıldın diyelim o zaman hala neden 3.5 milyon Avro eden tanzimatın peşindesin bunları falan yazmayacağım.
Yazıma konu tamamen bizim gazetedeki arkadaşların haberde kullandıkları başlık.
'Nihayet gönderildi'
Sanırsın Fatih Terim içimizdeki İrlandalı.
FETÖ örgütü sanığı.
Veya Terim'in gönderilmesi A Milli Takımın Dünya Şampiyonu olmasını sağlayacak.
'Nihayet gönderildi'. Bu ne arkadaş.
Sabah gazeteyi arkadaşlarla birlikte okurken, hem de sürmanşetten, en tepeye bu başlığın tuhaflığından bahsettim.
Durun bir dakika bunu köşeme de taşıyayım ki; olur da okurlarımızdan da benim gibi düşünenler ve gazetemizi topa tutanlar varsa.
Bari onlara da cevap olmuş olur diye düşündüm.
Evet Fatih Terim'in futboldaki başarılarının yanında agrasif ve itici tavırlarından ben de hoşlanmam.
Evet Terim'in son Alaçatı'da gece yarısı yaptığı baskın A Milli Takımın başındaki bir adama yakışmadı.
Evet Terim hem bu namus meselesiydi deyip hem de Volkan Demirel'e yapılan küfürleri görmezden geldi.
Falan.
Ama durun bir dakika.
Bütün bunlara rağmen, Terim'in görevinden uzaklaştırılması sonucu atılan 'Nihayet gönderildi' başlığı benim gazeteme de İstanbul'un en iyi kent gazetesini yapan ekibe de yakışmadı.
Bu haberin başlığı ne mi olmalıydı; Terim dönemi kapandı!
Michael Jackson mı, Akgün mü?
Dedik ya; bugünkü yazımda 'İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıracağız', diye.
İğne acısını tattık, şimdi sıra çuvaldızda.
Bu günlerde, 18. Uluslararası Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali startını vermeye hazırlanan Büyükçekmece Belediyesi'nden haber merkezimize bir fotoğraf düştü.
Fotoğrafta tüm ekip arkadaşlarını, festivalde görev alacakları, festivalde sahne alacak bazı sanatçıları, bazı STK yöneticilerini arkasına alan, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, üç dört adım önde tek başına poz vermiş.
Ve bu pozu da festivalin duyuru haberine ekleterek tüm basına göndertmiş.
Şimdi buradan soralım.
Dünyanın neresinde bir dünya festivali yapan şehrin belediye başkanı bu pozu verir?
Dünyanın neresinde festivalde ev sahipliği yapan bir kentin belediye başkanı, arkasına festivalde sahne alacak sanatçıları sıraya dizerek bu pozu verir?
Dünyanın nersinde bir dünya festivali yapan şehrin belediye başkanı bir dünya starı gibi davranmaya özenir.
Gerçi, hatırlanacağı üzere o zamanki CHP Lideri Deniz Baykal, 1998 yılındaki 28. kurultayda sahneye Ricky Martin'in şarkısıyla çıkmıştı. Dünyaca ünlü şarkıcının “La Copa De La Vida” şarkısı çalınırken, sahnenin ortasına uzanan yüksek merdivenin en yukarısındaki duman bulutunun arasında Deniz Baykal belirmişti. Baykal, Ricky Martin'in şarkısı eşliğinde bir eliyle merdivenin tutamacını tutarken, diğer eliyle delegeleri selamlayarak merdivenlerden sahneye inmişti.
Bu görüntüleri dünyanın değil bir dünya festivali yapan şehrin belediye başkanı, hiçbir siyasetçi vermez ama.
Bu güzel ülkede bu gözler çok daha vahimini gördüğü için eminim bu yazıyı okuyanlar da gülüp geçecektir.
Olsun biz, iğne ve çuvaldız eleştirimizi yaptık. Dileyen eleştiriyi alır, afedersin der, dileyen ne varmış bunda der daha beterini yapar.
Yavruvatan bekle bizi
Bu arada sizler bu yazıyı okuduğunuzda biz ailecek Yavruvatan Kıbrıs'ta olacağız.
Üç dört gün de bu güzel adanın tadına bakacağız.
Umarız İstanbul'dan fazla sıcak olmaz adamız.
Cebimdeki tüm parayı şans oyunların yatıracağım!
Olur da şansım yaver giderse Kıbrıs kadar büyük olmasa da bir ada alıp döneceğim.
Şansım yardım etmezse cep telefonlarına cevap vermemezlik etmeyin lütfen.
Geri dönüş parası isteyebilirim.
Görüşmek üzere...
Geçmiş olsun büyük usta; Bekir Coşkun...
Sözcü gazetesi yazarı Bekir Coşkun'un, 30 Mayıs 2017 tarihinden bu yana ara verdiği yazılarını, 45 gündür neden yazmadığı ortaya çıktı.
Büyük usta Bekir Coşkun, uzun bir aradan sonra bugün yayımlanan "Bu geceler niye böyle uzun..." başlıklı yazısında ara verme nedenini okurlarına açıkladı. "Sizleri üzmemek için saklamak istedim, saklayamadım" diyen Coşkun, "biraz daha zaman" diyerek şunları söyledi:
"MR makinesinin tüneline yavaş yavaş girerken, başımı kaldırıp baktım, Andree'yi içeri almamışlardı…
O beyaz borunun içinde inanılmaz uğultular başladığında kendimi çok yalnız hissettiğimde, zor anımda ilk kez onsuzdum…
Biraz sonra dışarda kalmış ayak bileğimde bir elin sıcaklığını hissettim…
Çıktığımda doktora “Andree buradaydı”dedim…
Gülümseyerek “Nasıl anladınız?” diye sordu…
Ben o sıcaklığı nerede olsa tanırım doktor…
Bir senedir sol yanımda ağrılar vardı…
Ne çektiysem şu sol yanımdan çekmiştim…
“Komünizm geliyor” dedikleri yıllardı, ilk işe girdiğimde karşısında put gibi durduğum müdür sormuştu:
“Sol yanın var mı?..”
“Yok” demiştim…
Yüreklerimiz soldadır bizim…
Sanırsın Terim FETÖ sanığı
.