Daha önce de demiştik ya.
1 Kasım seçimlerinde pek seçim havası yok.
Banttan yayın yapılan maç gibi.
Tekrarını izlediğimiz televizyon programı gibi.
Önceden izlediğiniz filmi bir daha izlemek gibi.
Daha doğrusu bir ara çok meşhur olan pembe diziler gibi bir havası var bu seçimlerin.
*
Nedeni çok basit.
Neredeyse sonucunu bildiğimiz bir seçimin heyecanı olmaz ki.
Ancak bu seçimin bir tek özelliği var ki daha önce hiçbir seçimde yaşanmayacak özelliği.
Seçimden sonra yaşanacakları az çok tahmin etme özelliği.
Zira 1 Kasım'da oy kaybedecek partilerin olağanüstü kongre yapma ihtimalleri yüksek.
Yapmasalar olmaz.
Yapsalar yeni yönetim gelme ihtimali yüksek.
Dolayısıyla 1 Kasım seçimleri değil, seçim sonrası rüzgarı daha çok esiyor sokaklarda.
*
Örneğin.
AKP'de dışlanan üç dönemciler var.
Aday yapılmayan üç dönemciler var.
Bunlardan bazıları şimdiden Bülent Arınç gibi kükremeye başladı bile.
Mesela bir Abdullah Gül gerçeği var.
Ali Babacan var.
Ne yapacak bu adamalar.
Boş boş oturacaklar mı!
Zannetmiyorum.
Hele hele oy kaybeden bir parti olursa ilk kongrede bu adamların yönetimi devralma ihtimalleri yüksek.
*
MHP'de keza öyle.
Bir Meral Akşener vakası yaşadı MHP:
Aslında bana soracak olursanız Meral Akşener çok bile bekledi ya neyse.
Peki Akşener de boş boş oturur mu dersiniz.
Onu da zannetmiyorum.
Hele hele anketler seçimlere yansırsa MHP'nin 7 Haziran seçimlerinde aldığı oyların en az yüzde 3-4 puan gerisine düşeceği öngörülüyor.
Bu durumda Devlet Bahçeli'nin işi gerçekten zorlaşacaktır.
*
Anketler, CHP ve HDP'nin oylarının artacağını söylese de olası bir koalisyon görüşmelerinde Kemal Kılıçdaroğlu 7 Haziran sonrası gibi pasif kalırsa korkarım CHP'de de kazan kaynamaya başlayacaktır.
HDP'nin barajı tekrar geçmesi durumunda bu partide fazla bir hareketlenme beklemiyorum.
*
Gördüğünüz gibi 1 Kasım sonrası Türkiye'yi hararetli ortam bekliyor.
7 Haziran sonrası tek adam rolünü büyük bir başarı ile sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bakalım 1 Kasım sonrası da aynı oranda başarılı olacak mı?
Davutoğlu bakalım sonuna kadar itaat edecek mi yoksa çevreden etkilenerek birazcık da olsa Genel Başkan ve Başbakan olduğunu hatırlayacak mı?
Devlet Bahçeli 7 Haziran seçimleri sonrası yaptığı açıklama gibi bakalım yine her şeye hayır diyerek 'Olmazsa yine seçime gideriz' açıklamalarında bulunabilecek mi?
Kemal Kılıçdaroğlu olası koalisyon görüşmelerinde 7 Haziran görüşmelerinden edindiği tecrübeleri ne kadar uygulayabilecek?
*
Anlayacağınız haftaya yapacağımız tercihlerin ardından bizi yine meraklar saracak.
Tabi temennimiz bu arada ülkede başka sorunlar olmasın.
Art niyetli insanlar bu durumları fırsat bilerek Türkiye'ye zarar verici adımlar atmasın.
OKUYUCUYA NOT:
Bir kaç gündür birçok okurumuzdan çok uzun yazdığımız yönünde eleştiriler aldık.Bundan böyle yazılarımı biraz kısa tutmaya çalışacağım...
İyi haftalar...