Yıllar evvel, sigarayı bırakma teşebbüsüm olmuştu. Başardım.
Günde iki paket sigara içtiğimi farkettiğimde, paniklemiştim.
İş çok, sorun çok, sarılmışım sigaraya.
Yavaş yavaş, bu sigara olayı beynimi kemirmeye başlamıştı. Kendi kendime telkin vermeye başladım. Ellerim, saçlarım sigara kokuyordu sanki. Bir yere gittiğimde acaba sigara kokusu var mı üzerimde diye düşünüp, tedirgin oluyordum. Ya sakız atıyordum ağzıma, ya da şeker.
Üstelik hafiften sağlık sorunları da baş göstermeye başlamıştı.
Sigara konusu çok hassas. Sigara içen birine, “bırak şu mereti” demekle vazgeçiremezsiniz.
Oldum olası birinin bana ne yapmam gerektiğini söylemesinden hoşlanmamışımdır.
Bu nedenle karar verdim. Artık ayrılma vaktimiz gelmişti.
Dedim ki “ Nasıl olsa doktorun biri bir gün sigarayı bırak” diyecek. “İyisi mi kızım, o demeden sen kendi iradenle bırak şu mereti”.
Ve tarafımdan karar alındı. Gerçekten, sigara, alkol gibi, bağımlılık yapan şeylerden vazgeçmek zordur. Biliyorsunuz, cola, kahve, tatlı gibi şeyler de bağımlılık yapıyor.
Sigara içmeyi seviyordum ve asla bırakmayı düşünmemiştim. Allahtan sağlam bir iradem varmış.
Sevdiğim hiçbir şeyi bırakamam ben oysa…
Etrafımda görüp gözlemlediğim kadarıyla, erkekler kadınlara göre daha kolay bırakıyorlar sigara alışkanlıklarını. Kadın duygusal olduğundan mıdır nedir, sigara ile duygusal bağ kuruyor. Onu bile terkederken sıkıntı yaşıyor. Kadında ki sahiplenme duygusu, burada bile etkili.
***
İçinizde sigarayı bırakmak için teşebbüste bulunmuş, akupunktur vs. gibi birçok yollara başvuran mutlaka çoktur. Ben hiçbir şeye başvurmadan, direkt bırakma yoluna gittim.
Şimdi size bırakma hikayesini, en başından yazıyorum;
Sabahları ağzıma atıştırmalık bir iki şey atıp hemen sigaraya gidiyordu elim. Bir sabah dedim ki, bugün saat birden önce sigara yakmayacağım. Masamın üzerinde ki kül tablasını temizledim, içine küçük şekerlerden doldurup çekmeceye koydum. Sigara paketini çantamdan çıkarmadım ki, gözüme takılmasın. Kahvaltımı yaptım, işe koyuldum.
Gözüm arada saate gitmiyor değil hani. Alışkanlık işte saat on bir olduğunda kahve saatim gelmiş demektir, kahve de sigara eşliği olmadan içilmiyor ki!
Ama yok kendime söz verdim, bu kahve yalnız içilecek.
Nihayet, öğlen saati geldi. Hafif bir şeyler yiyip, sigaramı içeceğim.
Yemeğimi yedim, sigarayı çıkardım. Ama yakmadım. Bu kadar saat durdun, akşam üzeri kahve saatine kadar da dayanabilirsin, dedim kendime. Tam bir oyun haline geldi bu iş artık. Kendi kendime eğlenmeye başladım, oyun oynuyoruz. Saatler geçiyordu sigarasız.
Bazı anlarda, beynimde sigara içme isteği daha fazla oluyordu, o saatleri öteleyebilirsem, rahatlıyordum.
Saat, dört olduğunda kahvemi aldım, sigaramı yaktım. Bende suçluluk duygusu ve beraberinde başka bir kötü duygu daha var.
Nasıl desem, sanki iç ses konuşuyor; “Yazıklar olsun, bu kadar durdun devam edemedin, iradesiz misin?” der gibi bir şey galiba.
Sigarayı, iki nefes çekip söndürdüm. Geri kalanını atmadım, pakete geri koydum. Aslında çokta tat vermedi ne yalan söyleyeyim. Sadece yakmış olmak için yakmıştım. Yeniden bir karar aldım. Akşamları evde hiç içmeyeceğim, arabaya binince ne olursa olsun sigara yakmayacağım diye.
Nitekim birinci günü bitirmiştim, hem de bir sigarayı bile tam olarak içmeden. Nasıl mutlu oldum anlatamam.
Sigarayı bırakmak zamanını da çoğaltıyor insanın. O gün farketmiştim bunu.
Galiba sigara içmek için zamandan çok çalıyormuşuz. İşyerinde ve evde dünya kadar iş yaptım, ya da ben kendime aklıma getirmemek adına çokça iş çıkardım.
Bir de işin maddi boyutu da var, kendime bir kumbara yaptım. Sigaraya vereceğim parayı içine atıyordum her gün. Nasıl büyük bir birikim oldu şaşırırsınız. Bu biriktirdiğim para ile kendime hediye almaya karar vermiştim.
Her başarının bir ödülü olmalı, değil mi?
Demek ki sadece karar vermek yetiyormuş bağımlılıklara son vermek için.
Akşamı ve geceyi de tamamladım sigara içmeden. Ertesi gün yine aynı yolu izledim. Sıkıntı olmuyor değil tabii ki ama dayanmaya çalışıyordum. Ötelemeyi gerektiren saatlerde daha fazla ızdırap çekiyordum.Yani yemek sonraları, kahve, çay zamanları…
Bu arada sigara içilen ortamlara çok girmemeye çalıştım, hatta odamda sigara içilmesini yasakladım. Sigara içen arkadaşlarımla bile bir süre görüşmemeye karar verdim.
Ah! Birkaç ay geçse, iyice rahatlayacağımı biliyordum ama dile kolay yıllarca bağımlısı olduğun alışkanlığı bırakmak.
İkinci günde, bir gün önceden yarım bıraktığım sigarayı içtim. Sonra elimi sürmedim.
Ama her gece rüyamda sigara içip, sabah uyandığımda gerçekten içtim mi acaba diye düşünüyordum.
Cemal Süreya’nın şiiri geldi aklıma; “Eskiden birinci işimdi sigara içmek, şimdiyse içmemek birinci işim” diye yazmıştı.
Bu arada, sigarayı bırakın diye televizyon radyolarda spotlar yayınlıyorlar ya, aslında onlar bırakanlar için zararlı. Çünkü, sigarayı ne zaman aklımdan çıkarsam, bu hatırlatmalar sayesinde aklıma geliyordu.
Sizlere bir tavsiye daha, sigarayı bırakmış bir arkadaşınızı gördünüz diyelim, o gün dayanamamış yakmış bir sigara. Hemen “Aaa, bırakmıştın, yeniden mi başladın?” diye sormayın. Belki de o tek sigarayı içecek ve bir daha içmeyecek. Çünkü sigarayı bırakıp, dayanamadığı için bir tane yakmış insanda suçluluk psikolojisi gibi bir şey oluyor. Siz sordunuz diye belki ikinciyi, hatta üçüncüyü de yakacak.
Veya sigara içtiğini bildiğiniz bir arkadaşınız, sigara yakmamışsa” Sigara içmiyor musun?” diye de sormayın. Bırakmış olabilir ve bunu kendine ispatlamadan başkalarına söylemek istemeyebilir.
Sigarayı bırakmamın üzerinden iki hafta geçmişti. Hala çok iyi hatırlıyorum, resmen ağlama krizi geçiriyorum. “Allahım, ben niye bu sigaraya başladım ki, eğer başarır da bırakabilirsem bundan sonra asla bu eziyeti çekmeyeceğim” diye kendi kendime söyleniyorum.
Başardım sonunda. Yıllardır yanımda olan, dost sandığım düşmanımı terketmeyi başardım. Ara sıra elim gitti ama yaktığım anda suçluluk hissedip söndürdüm.
Dört yıl sürdü bu terketme ve o bana geri döndü. Kötü bir anımda, aklımı yine çeldi.İtiraf ediyorum, pişmanım, hem de çok.
Ama en kısa zaman da sizlere anlattığım oyunu yeniden oynayacağım ve bir daha asla dönmeyeceğim. Ne zaman mı? Kendimi hazır hissettiğim ilk gün.
Bu aralar yine televizyon ve radyolarda kamu spotu olarak, sigaranın zararlarını anlatan şeyler koyuyorlar, sigaraya gidiyor elim, yapmayın bunu yaa, yapmayın!
Sevgiyle kalın…