Önceki gün, Tuzla Mercan Koyu’ndan çarpıcı kareleri taşımıştım bu sütunlara... Fotoğraflar, korkutucuydu. Zira kahverengine dönen denizin üzerinde kalın bir tabaka vardı ve bazı bölümlerde balık ölüleri görülüyordu. Çevre sakinlerinin iddiaları ise vahimdi. Bu görüntünün nedeni olarak teknelerin sintinelerinin denize boşalması gösteriliyordu. Yetkililerden konuyla ilgili henüz bir açıklama gelmedi ama tabii ki bu işin peşini bırakmaya hiç niyetimiz yok. Onu da söylemeden geçmeyeyim...
İşte Tuzla’daki bu vahim tablonun HT İstanbul sayfalarında yayımlanmasının ardından benzer bir şikayet daha geldi, bu kez şehrin öbür ucundan... Avcılar sakinleri, “Burada da durum hiç iç açıcı değil. Sahil koyu bir tabakayla kaplandı” diyordu. Fotoğraflarda da açıkça gördüğünüz üzere Avcılar’da da denizin hali hal değil. Sahil şeridi boyunca kahverengi bir tabaka var. Tabii bir de kötü koku var ki, sahilde yürüyüş yapanları bıktırıyor. Çevre sakinleri, denize atık boşaltılması ihtimalinden bahsediyor. Tuzla sahili için sessizliğini koruyan yetkililer bakalım Avcılar için harekete geçecek mi? Merakla bekliyoruz.
Taksim metrosunda ÖLÜMCÜL OYUN
Suriyeli göçmenlerle birlikte, kentteki dilenci sayısında da ciddi bir artış oldu malum... Kalabalık meydanlar, metrobüs ve metro durakları, hatta trafik ışıkları Suriyeli dilencilerden geçilmiyor. Tabii en çok da insan sirkülasyonunun yoğun olduğu ulaşım akslarını tercih ediyorlar. Yani metro, metrobüs istasyonları mekânları olmuş durumda. Çoluk çocuk duraklarda bekleyip gelenden geçenden para istiyor. Tabii bu arada haylaz çocuklar tehlikeli hereketler de yapıyor. Bakın bu fotoğraf, Taksim Metro Durağı’nda çekilmiş. Suriyeli çocuklar, yürüyen merdiveni kaydırak yapmış. Ters yönden çıkıyorlar, korkulukların üzerinden kayıyorlar. Anlayacağınız birinin canının yanması an meselesi. Peki bütün bunlar olup biterken güvenlik görevlileri ne yapıyor?
Yarımburgaz’da tam mahrumiyet!
Megakent İstanbul’da hâlâ altyapısı olmayan yerler var. Bakınız Sarıyer’in köyleri... Bakınız, Avcılar Yeşilkent Mahallesi... Bu iki bölgeyle ilgili sayısız haber yaptık, kanalizasyon olmadığı için yaşanan perişanlığı gösterdik biliyorsunuz. Meğer benzer bir mahrumiyet Küçükçekmece Yarımburgaz Mahallesi’nde de yaşanıyormuş. Mahallede kanalizasyon şebekesi olmadığından çevre sakinleri çareyi foseptik açmakta bulmuş. Atıklar, belediye tarafından belli aralıklarla alınıyormuş. Ne var ki sık sık aksaklık yaşanıyor ve kanalizasyon atıkları sokaklara akıyormuş. Hal böyle olduğundan bölge halkı da büyük tedirginlik yaşıyor doğal olarak. Bu devirde, şehrin ortasında bulaşıcı hastalıkların çıkmasından korkuyorlar tabii... Ve acilen çözüm bekliyorlar. Aslında problem, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ne de yansımış. Bakalım ne gibi bir sonuç çıkacak?
Sanki sefere değil ralliye çıkıyorlar
Toplu taşıma araçlarıyla seyahat eden İstanbullular, sadece otobüsten, metrobüsten, minibüsten dertli değil. Sarı dolmuşları kullanan yolcular da sorunlarla boğuşuyor. İşte o yolculardan birinin anlattıkları: “Üsküdar-Çekmeköy dolmuşlarının şoförleri aşırı hızlı gidiyor. Sanki uçuyorlar. Özellikle akşam saatlerinde yüreğimiz ağzımızda seyahat ediyoruz. Üstelik iki kişilik yere üç kişi oturtuyorlar. Denetim nerede?”