İBB MHP Grup Başkanvekili ve Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, İBB 2022 yılı Ocak ayı meclisi 1.oturumunda yaptığı konuşmada, İBB tarafından işten çıkarılan personeller, işçi alımları, terör bağlantılı işçiler iddiasıyla ilgili açılan soruşturma üzerinden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na eleştirilerde bulundu.
“BUNLAR SADECE SEÇİM İÇİN SÖYLENMİŞ SÖZLERMİŞ!”
“Geçtiğimiz yılın son günlerinde, İstanbul’dan hareketle ülke gündemine taşınan İstanbul Büyükşehir Belediyesinde işe alınmalar ve işten çıkarılmalarla ilgili konuşmak istiyorum.” diyerek sözlerine başlayan Başkan Yılmaz, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu seçim vaatleri üzerinden eleştirerek şunları söyledi: “Bundan yaklaşık 3 yıl geriye döndüğümüzde, Sayın Ekrem İmamoğlu yerel seçimlerle ilgili seçim çalışmalarında, bütün adayların da yaptığı gibi seçildiği takdirde yapacaklarına ilişkin birçok söz ve vaatte bulundu. Bununla ilgili kayıtlar arşivlerde bulunmaktadır. Bugün bu vaatlerin neler olduğu ve neleri yaptığı ya da yapamadığına girmek istemiyorum. Çünkü girecek olursak sabahı zor ederiz. Yapılanların ya da yapılmayanların takdiri, hakem olan seçmenindir. Kuşkusuz o da zamanı geldiğinde gereğini yapacaktır. İBB başkanlığına aday olan, gerçi bugünlerde başka makamlar için de çalışmalar içinde olduğu anlaşılan ki bu çalışmaları sebebiyle İstanbul’un yerel yönetimi için pek vakit ayıramadığı, Türkiye Belediyeler Birliği konusunda olduğu gibi olaylar karşısındaki yaklaşımlarından anlaşılıyor; Sayın İmamoğlu, İBB çalışanlarına karşı adaletle davranacağını, partizanca hareket etmeyeceğinin sözünü vererek 16 milyonun belediyesi olacağını, o şekilde hareket edeceğini her fırsatta dile getirmiştir. Ama görülen o ki bunlar sadece seçim için söylenmiş sözlermiş. Tasarruftan bahseden ve tasarrufla belediye bütçesini ikiye katlayıp İstanbul’u ayağa kaldıracağını ifade ederken, pratikte bunun tam tersini yapan bir Ekrem İmamoğlu karşımızda duruyor. Bilmem ne kadar araç haybeden kiralanmış diyerek bunları Yenikapı’da sergileyen, sonra da bundan daha fazla araç kiralayan, herhalde rahmetli Kadir Topbaş, Mevlüt Uysal ya da seçilemeyen Sayın Binali Yıldırım değildi arkadaşlar.”
“İHTİYAÇ YOK DENİLEREK 13 BİN KİŞİ İŞTEN ÇIKARILIRKEN 45 BİN KİŞİ İŞE ALINDI”
Konuşmasında işten çıkarmalar ve yeni işe alınan işçilerle üzerinden eleştirilerine devam eden Başkan Yılmaz, “Aynı şekilde, yapılan değerlendirmeler neticesinde hizmetine ihtiyaç kalmamıştır denilerek yaklaşık 13.500 kişinin işine son verilirken, yine yaklaşık 45.000 kişi işe alınmıştır. Ama ne gariptir ki, işe alımlarla ilgili gündeme taşınan ve sorulan sorulara akli ve mantıklı cevap verecekleri yerde, Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere CHP yöneticileri her zaman olduğu gibi, iktidar bizi engellemek için her yolu deniyor, bize kumpas kuruyor, hizmetlerimizi çekemedikleri için bize iftira atıyor, ey halkım bunlar böyleler, iktidara karşı bizlere sahip çıkın türünden hamaset dolu sözler söyleme yoluna gitmekte; Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Genel Başkanıma, bakanlara, devlet görevlilerine olmadık sözlerle, çirkin üsluplarla hakaretler etmeyi tercih etmektedirler.
“İDDİALARIN ÜZERİNE GİDİLMESİ HUKUK GEREĞİDİR”
“Hepimiz gayet iyi biliyoruz ki ülkemiz 40 yılı aşkın bir süreden bu yana bölücü terör tehdidi altındadır ve terörle mücadele etmektedir. Bu mücadelede çok canlar yanmış; binlerce şehit, onbinlerce gazi verilmiştir. Terörle mücadele için sarf edilen trilyonlarca dolar ekonomik kaynak, maalesef ülkemiz insanının refahının yükseltilmesine harcanamamıştır. Türkiye bir an önce terör belasından kurtulup ekonomik bağımsızlığını da tam manası ile kazanmalıdır. Terör; teröriste müsamahakâr davranmak, demokrasi adına terörü teşvik ve cesaretlendirenlere hoş görünmek suretiyle yok edilemez. Her ülke kendi güvenliğini tehdit edenlere karşı tedbir almak ve hukuksal çerçevede gereğini yapmak zorunda olmasına rağmen, maalesef bizim ülkemizde geçmiş dönemlerde bu konuda birçok hatalar yapılmış ve maliyeti yüksek olmuştur. İşin ilginç tarafı, hala bunlardan ders çıkarmayan ve dünyanın terör örgütü diye kabul ettiği PKK’nın bir kolu olan YPG için ‘terör örgütü değildir’ diyen ve terörle başarılı bir şekilde mücadele edenleri suçlayan siyasetçiler bulunmakta ve milletten kendilerini seçmelerini istemektedirler. Ülke dışındaki düşmanla, dağdaki teröristle mücadele; hayırla iştigal ediyormuş gibi gözüken, demokratik hak ve özgürlüklerin arkasında saklanan gizli terör destekçileri ile mücadeleden daha kolaydır. Buna dikkat edilmesi ve önem verilmesi, paralel devlet yapılanması ve FETÖ’nün darbe teşebbüsünden sonra daha da önem kazanmıştır. PKK ve yandaşları, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı devletin her kademesinde büyük bir özveriyle mücadele edilmektedir. Bu bağlamda, önleyici tedbirler ve istihbaratlar neticesinde incelemeler, tahkikatlar yapılmakta, gerektiğinde adli işlemler sürdürülmektedir. İşte böyle bir sürece benzer bir şekilde, İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki işe almalarla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı tarafından bir takım iddiaları incelemek üzere müfettişler gönderileceği bilgisi kamuoyu ile paylaşılmıştır. İddiaların, savcılık tarafından hazırlanan ve mahkemeye sunulan, mahkemece kabul edilmiş olan iddianamede yer alıyor olması, ciddiye alınması gereken bir konudur. Söz konusu iddiaları “efendim suçlu ise gelsinler alsınlar, almadıklarına göre bu bizi yıldırma politikalarının bir parçasıdır” diyerek geçiştirmek doğru değildir. Basında da yer alan bilgilere göre, terörist başının talimatı ile kurulmuş ve hakkında birçok dosya bulunan bir derneğinin yöneticileri ile yapılan görüşmeler ve bunların tavsiyesi ile işe alınanların var olması hafife alınacak bir şey olmamalıdır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda işe alınan çok sayıda kişiden 557’sinin terör örgütleriyle irtibat ve iltisak içinde olduklarına dair yabana atılmayacak vahim bir iddianın üzerine gidilmesi, İçişleri Bakanlığımızın teftiş mekanizmasını çalıştırması bir hukuk gerçeği, bir idare marifetidir. Çok ciddi iddialar teftiş, tetkik, sonrasında da tahkik edilmesin mi?” dedi.
“KİMLERİN İŞE ALINIP ALINMADIĞINI SORMUYORMUSUNUZ?”
Eleştirilerine, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na terör örgütleriyle irtibat ve iltisaklı olanların alımında en alttan en üste kadar hiyerarşik zincirdeki herkes sorumlu değil midir? diyerek devam eden Başkan Yılmaz, “Belediye Başkanı arkadaşlara soruyorum, Belediyenizde işe alınacaklarla ilgili bilgilendirilip izninize başvurulmuyor mu? Belediye Başkanı olarak kimlerin işe alınıp alınmadığını sormuyor musunuz? Terör örgütleriyle bağlantılı oldukları iddia edilenlerin Belediye’ye alınması konusunda iddiaların araştırılması, incelenmesi, ihtiyaç olursa da soruşturulması maksadıyla tecrübeli müfettişler görevlendirilmesinin neresi yanlıştır. Hukukun üstünlüğü varsa, ki vardır ve kesindir, o zaman kamu görevi icra eden herkes yeri ve zamanı geldiğinde yaptıklarından veya yapamadıklarından dolayı hesap vermekle yükümlü değil midir? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde suç işlenmişse, teröristler bir diyet programı kapsamında işe alınmışsa, bunun birinci derecede sorumlusu kimdir? Ben miyimdir yoksa İBB başkanı mıdır? Bu kapsamda herkes teftiş cihetiyle ulaşılacak sonucu beklemelidir. Suç sabit görülür, suçlular tespit edilirse, bundan sonraki etap mahkemelerdir. MHP gurubu olarak bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızın, nefesimizin de enselerinde olacağının bilinmesini isteriz.” ifadelerini kullandı.