2008 yılından beri Büyükçekmece bölgesinde hizmet veren 172 odalı Eser Premium Hotel & SPA'nın Satış Müdürü Özgür Olpak Koçoğlu, İstanbul'un otelcilik sektöründeki sorunlarını değerlendirdi. Eser Premium Hotel & SPA hakkında da bilgi veren Koçoğlu, "Otelimizde 9 toplantı salonu, 2 ana restoran ve 4 bin 500 metrekarelik bir spa merkezi bulunuyor. Ağırlıklı olarak business ve fuar oteli olarak hizmet veriyoruz. Ancak aynı zamanda, yaz döneminde Ortadoğu pazarına hitap edebilen bir resort otel konseptimiz de mevcut. TÜYAP Uluslararası Fuar Merkezi'ne olan yakınlığımız nedeniyle her fuar döneminde Eser Otel'in bilinilirliği ve tercih edilirliği artıyor" dedi.
Eser Otel'in Büyükçekmece'ye çok farklı bir bakış açısı kazandırdığını belirten Koçoğlu, "Yedi yıldır dünyanın çeşitli yerinden gelen misafirleri Büyükçekmece halkıyla buluşturuyoruz" diye konutu. Koçoğlu, grubun hedefleri hakkında ise şunları söyledi:
ŞEHİR MERKEZİNDE YENİ YATIRIMLAR OLABİLİR
"Eser Otelleri, özellikle grup otelleri alanında bilinilirliğini artırmak istiyor. 'Eser' adını yaygın bir marka yapmak istiyoruz. Bu bölgedeki bilinilirliğimiz son derece yüksek ancak İstanbul şehir merkezinde de bunu artırmayı düşünüyoruz. Bu konuda çok ciddi çalışmalarımız var. 2015 ve 2016'da İstanbul şehir merkezinde bir veya iki tane Eser Otel görebiliriz. Bununla birlikte Büyükçekmece bölgesinde kongre turizminin dinamosu olmak istiyoruz. ICVB'ye üyeliğimiz ve Arel Üniveristesi ile yaptığımız işbirliği ile Büyükçekmece ve Beylükdüzü'nü ikinci bir kongre merkezi olarak lanse etmeye çalışıyoruz."
"FİZİBİLİTE ÇALIŞMASI YAPILMADAN OTELLER AÇILIYOR"
İstanbul'da son zamanlarda yatak kapasitesinin artmasında doğru yapılamayan fizibilitelerin etken olduğunu dile getiren Özgür Olpak Koçoğlu, şunları söyledi: "2014 yılında doluluk oranlarında yaşanan düşüşlere bakarsak, maalesef fizibilite çalışması yapılmadan yeni otellerin açıldığını görüyoruz. Diğer bir sorun ise, özellikle Beylikdüzü bölgesindeki günlük kiralık evler. Biz, yönetim kurulumuz ile birlikte buna karşı savaş başlatmış durumdayız. Denetimin olmadığını düşünüyoruz. Haksız rekabete yol açıyor. Bu bölgedeki Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı tüm otellerle birlikte günlük kiralık evlere savaş açtık.
Bunlar normalde olması gereken fiyatın altında satış yapabiliyorlar. Her otelde çeşitli personeller isitihdam edilir. Otelcilik çok büyük bir sektör. Çok sayıda insanın çalışma alanı. Ancak bu tarz yerlerde istihdam da olmadığı için tamamıyla haksız rekabet ortaya çıkıyor. Vergi kaybının hat safhada olduğunu biliyoruz. Güvenlik açısından da son derece eksikler var. Bir otelde yapılan denetimler asla bu tarz yerlerde yapılmıyor.
"CAZİBE MERKEZLERİ ARTIRILMALI"
Bakanlığın açıkladığı verilerde İstanbul'da her yıl turist artışı olduğunu görüyoruz. Ancak bu artışlar otelcilik alanına neden yansımıyor? İstanbul'da cazibe merkezi bir tane var. Dolayısıyla gelen turist İstanbul'un geneline yayılmıyor. Oysa ki Anadolu yakası, Büyükçekmece ve Sütlüce'de büyük yatırımlar yapıldı. Bu yatırımları bir şekilde öne çıkarmak gerekiyor. Bunun da çözümünü bulmak sadece devlete değil, herkese düşüyor. İstanbul'da cazibe merkezlerinin sayısının arttırılması gerekiyor. Tek çıkış yolu bu."