KAVURAN YAZ 89

Silivri Belediyesi ve Silivri Kent Konseyi iş birliğiyle hazırlanan ve 1984-1989 yılları arasında Bulgaristan’daki komünist rejimin ülkede yaşayan Türklere yönelik asimilasyon ve baskılarını konu alan “Kavuran Yaz 89” belgeselinin gösterimi gerçekleştiril

1984-1989 yılları arasında Bulgaristan’daki komünist rejimin, ülkede yaşayan Türklere yönelik uyguladığı asimilasyon ve baskınlar sonucu, 6 Haziran 1989 yılında Türkiye’nin kapılarını açması ve soydaşlarımızın yanında olmasının yıl dönümünde Silivri’de anlamlı bir etkinliğe imza atıldı. Silivri Belediyesi ve Silivri Kent Konseyi iş birliğiyle hazırlanan “Kavuran Yaz 89” belgeselinin gösterimi gerçekleştirildi. Önder Yılmaz Sahnesindeki etkinlik hem Silivri’den hem de Bulgaristan’dan yoğun katılımla gerçekleştirildi. Yönetmenliğini Silivri Kent Konseyi Başkanı Kamil Bilici’nin yaptığı belgeselin yapımcılığını ise Seyhmus Mete Yöntem üstlendi. Bulgaristan’da soydaşlarımıza yaşatılan zulümden dolayı 6 Haziran 1989 tarihinde, dönemin başbakanı Turgut Özal’ın kapıları açmasıyla başlayan zorlu ve zorunlu göç sonucu, Bulgaristan’dan Türkiye’ye 1 yılda 345 bin 960 kişi göç etmişti.

Bizi bağrına bastılar

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Silivri Bulgaristan Göçmenleri Derneği Başkanı Ercan Çalışkan, “34 yıl önce Bulgaristan Türkleri özgürlük, demokrasi ve kimlik mücadelesi vermiştir. Komünist rejimin zulümleri nedeniyle ezilen halkın öfkesi bir noktada toplamış ve isyan şeklinde başlamıştır. Türkiye’nin kapılarını açmasıyla kimlikleri elinden alınan yaklaşık 360 bin Türk, Türkiye’ye göç etmiştir. Bizleri bağrına basan Anavatanımız Türkiye’ye ve yüce Türk milletine şükranlarımı sunuyorum. Bu zulmün sona ermesinde büyük emeği olan Dünya Olimpiyat Şampiyonu Naim Süleymanoğlu’nu sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum. Başta Silivri Belediye Başkanımız Volkan Yılmaz ve Kent Konseyi Başkanımız Kamil Bilici olmak üzere belgeselim yapımında emeği olan herkese teşekkür ederim” dedi.


 

Zulmü görmediler

Belgesel gösteriminin öncesinde konuşan Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, “Her daim kalbimizde, yüreğimizde, dilimizde, dualarımızda olan Bulgaristan’daki 1 milyonu aşkın soydaşımıza Anavatan Türkiye’mizden saygı, sevgi ve hürmetlerimi göndererek sözlerime başlamak istiyorum. 26 ve 27 Aralık 1984 tarihlerinde, dönemin komünist rejimi tarafından uygulanan asimilasyon politikaları ile Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımız çok ağır baskılar gördüler. Tarihini, kimliğini, milli ve manevi değerlerini, örf ve adetlerini koruyabilmenin bedelini; yeri geldi Belene zindanlarında zulme uğrayarak, yeri geldi sürgün edilerek ve yeri geldi canlarını vererek ödediler. Aradan 39 yıl geçmesine rağmen, hiçbir vicdana sığmayacak şekilde soydaşlarımıza yapılan saldırılar, baskılar, zulümler daha dün gibi tazeliğini koruyor. Annesinin kucağında 18 aylıkken katledilen Türkan bebeği unutmak mümkün mü? Türkan bebeği anma töreninde ben de Bulgaristan’daydım. Türkan bebeğin mezar taşında şöyle yazıyordu: ‘Türkan derlerdi benim adıma, tam girmiştim bir buçuk yaşına, el koymuştu zalim adıma, atlamıştım annemin sırtına, çekilmiştik Kirli’nin yoluna olmaz böyle diye zoruna, hiç bakmadan sağına soluna, sıkıverdiler kurşunu alnıma.’ İnsan hakları ile övünen, sözde medeniyetin merkezi diye anılan Avrupa, mezarda değil sıcak beşiğinde uyuması gereken Türkan bebeğe sıkılan kurşuna ses çıkarmadı. Zorla isimleri değiştirilerek asimile edilmek istenen soydaşlarımızın uğradıkları zulmü görmedi” diye konuştu.


 


 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Silivri Haberleri