Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen söyleşide, adını Türk voleybol tarihine altın harflerle yazdıran takımın efsaneleri, dünya kupasıyla sahneye çıktığı söyleşide, gençlere önemli mesajlar verdi.
“TÜRK KADINI TUTTUĞUNU KOPARIYOR”
Türk bayan voleyboluna hem oyuncu hem menajer olarak damgasını vuran Nalan Ural, Türk voleybolundaki başarının sırrını Türk kadınının gücüne dikkat çekerek, şu sözlerle anlattı:
“Voleyboldaki başarıyı, uzun zamandır yatırım yapan bazı müessese kulüplerine bağlıyorum. Futbol kulüpleri de bu müessese kulüplerinden özenerekten voleybola yatırım yaptı. Özellikle 50. yılımızı kutladığımız bu sene de Eczacıbaşı’nın bayan voleybolunun gerçekten lokomotif olduğunu düşünüyorum. Son 30 yıldır da Vakıfbank katılımcı olmaya çalışıyor. Bu rekabet alt yapılardan itibaren başlıyor. Eczacıbaşı yalnızca, dünya kulüpler kupasında şampiyon olan bir takım değil. Genç milli takıma oyuncularıyla Dünya Avrupa şampiyonluğu kazanmış oyuncular yetiştirmiş bir müessese. Sporcu yetiştirmek Türkiye’ye insan yetiştirmek misyonumuz. Bizim gibi kulüplerin düzenli olarak bayan voleyboluna yatırım yapması milli takımları da motive etti. Dünyanın en iyi bayanlar ligi Türkiye liginde oynanıyor. Doğru bir planlama var. Başarı, bunun doğal sonucudur. Bu kadar iyi bir ligden Dünya Kulüpler Ligi şampiyonun çıkması normal. Özünde de fazlaca çalışma var. gerçekten, erkeklerden ayrı olarak Türk kadını tuttuğunu koparan bir kadın tipi olduğunu düşünüyorum. Bu sadece sporda değil, kültür de sanatta da her yer de geçerli.”
“VOLEYBOL YETERLİ İLGİYİ GÖRMÜYOR”
Başarılı oyuncu Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu ise Eczacıbaşı’nın aldığı büyük başarıya karşılık futbolun voleybolu gölgede bıraktığına dikkat çekerek, “İkinci defa kupa alıp, tarihe geçtik fakat beklediğimiz, hak ettiğimiz değeri göremiyoruz. Bu başarı, uzun zamandır, kulüplerimizin milli takımlar bazında yaptığı yatırımla yükselen bir grafik. Başarıyla doğru orantılı olarak, ilgi görmüyoruz. Kulüpler bazında ikinci defa dünya şampiyonuyuz. Gönül ister ki herkes voleybol izlesin, özellikle kadınları temsil ettiğimiz için daha çok ilgi görelim. Ne yaparsak yapalım, futbol ve basketbolun önüne geçemiyoruz. Bizim, futbol, basketbol taraftarı gibi bir taraftarımız yok. Daha iyi ne yapabiliriz bilmiyorum” dedi.
“OYUNCULAR, SADECE TÜRK OLDUĞU İÇİN ÇOK PARA KAZANMAMALI”
Nalan Ural, oyuncuların Türk oldukları için değil, hak ettikleri için para kazanması gerektiğini vurguladığı konuşmasında şunları söyledi:
“Voleybolda, normalde 14 kişilik kadroda Türkiye’de 3 kişi yabancı serbest bırakıyorsunuz. Sırf Türk olduğu için basketbol, voleybol, futbol için de geçerli. Oyuncular çok para kazanıyor olmalılar. Hak ettikleri için para kazanıyor olmalılar. Voleybolda yabancı kalitesi var. Türk oyuncu da para kazanmak istiyorsa kalitesini yukarı çekmek zorundadır. Futbolun eksiği bence şuan budur. Bu milli takıma da bu şekilde yansıyor. Voleybol da da tehlike çanları çalıyor. Yetişmekte olan genç oyuncuları aşağıdaki kulüplere kiralayarak, onlara maç tecrübesi kazandırmaya çalışıyoruz. Avrupa maçlarımızda daha fazla yabancıyla oynamaya başladık. Bu sene ilk kez 6 yabancıyla oynadık. 11 oyuncumuz var Türkiye ligine kiraladığımız. Onları kiralıyoruz ki geldiklerinde hazır gelebilsinler diye. Çünkü Türk oyuncularımız artık veteran olmaya başladı, fakat onlardan da vazgeçemiyoruz.”
“HAYAT HEP MÜCADELE İSTİYOR”
Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu öğrencilere ‘eğitim şart’ diyerek, “Spor yaparken, ders çalışamıyorum demeyin. İkisi bir arada yapılabilir. Biraz fedakarlık gerektirir. Hayatınızın her döneminde bir sporla uğraşın. Hiçbir zaman vazgeçmeyin, hayat hep mücadele gerektiriyor. Vazgeçtiğinizde kaybedersiniz. Hep kendi mutluluğunuz için savaşmaya devam edin” sözleriyle seslendi.
Program sonunda Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Recep Şencan, konuklara teşekkür ederek, çiçek ve plaket takdim etti. Konuklar da Şencan’a Eczacıbaşı Vitra’nın imzalı formasını hediye etti.