Geçtiğimiz haftasonu İzmir'deydim.
İzmir nasıl olsa sıcak memleket diyerek giydim yazlık kıyafetleri düştüm yollara iyi mi.
Sen misin ince giyen.
Üşüttük geldik.
Neyse tam İstanbul'a ayağımı basmıştım ki bu defa Ankara patlaması haberi geldi.
*
Patlama haberlerine alıştırıldık ya.
Şöyle etelevizyonlara bir kulak kabartalım dedik.
Anında patmala ile ilgili yayın yasağı gelmiş.
Bütün haber kanalları ekrana iktidar yalakalarını çıkartmış.
Ağız birliği edercesine aynı cümleleri kurmaya başlamışlar bile.
*
Terör ile yaşamaya alışmalıyız.
Terörö gerçek yüzünü gösterdi.
Terörö yine Türkiye'nin kalbini hedef aldı.
Terör bu defa halkı hedef aldı.
Patlamada PKK şüphesi üzerine duruluyor.
V.s., v.s.
*
Sanırsın ellerine verilmiş önceden yazılı metinler.
Hepsi bir ağızdan onları okuyup duruyor.
Birisi de demezki; bomba yüklü kamyon nasıl girer Kızılay Meydanı'na.
Nereden gelir.
Nereye gider.
O kadar polis, jandarma güvenlik güçleri ne iş yapar.
Halkın güvenliği ile sorumlu olanlar neden sorumluluklarını yerine getirmezler!
*
Her patlama sonrası aynı söylemler.
Her acı sonrası aynı teselliler.
Neymiş efendim terör ile yaşamaya alışacakmışız.
İyi bari o zaman terör bizi yönlendirsin ne yapacağımıza nasıl hareket edeceğimize başkaları karar versin.
*
Bakın siz şayet devlet olarak herkesi karşınıza almaya çalışırsanız o zaman terör ile mücadele etmeniz de zorlaşır.
Düşmanı dışarda değil içerde aramaya kalkarsanız halkınıza ancak; terörle yaşamaya alışın açıklamaları yapmak zorunda kalırsınız.
Halkı dışlayacağınıza halktan yardım almayı ötelerseniz terörün de elini güçlendirmiş olursunuz.
*
Unutulmamalı ki güçlü devletler ancak ve ancak halkı ile doğru iletişim kurduğu sürece gücünü korur.
Halkına güzendiği sürece gücüne güç katar.
Halkı yanına aldığı sürece bütün güçlere kafa tutar.
*
Polisle halkı karşı karşıa getirin.
Asker ile halkın arasına çomak sokun.
Devlet ile halkı bir birinden soğutun.
Eeee.
Nasıl olacak güçlü devlet o zaman.
*
Boşuna mı diyoruz devlet büyükleri kini nefreti bir tarafa bırakmalı.
Savaş çığlıklarını bir tarafa bırakmalı.
Parmak sallamaları bir tarafa bırakmalı.
Barış söylemlerini dillendirmeli.
Yumuşak ifadeler kullanmalı.
İtici, dışlayıcı değil, kucaklayıcı ifadeler kullanılmalı.
Görün bakın o zaman halkı ile birlikte hareket etmenin etkisini ve gücünü.
*
Evet terör gerçeği inkar edilemez ama terör ile mücadele etmenin de yolları var.
Terör bizleri esir almadan terörü esir almanın da yolları var.
Terör bizi yönlendirmeden terörü yönlendirmenin de yolları var.
Bakın ABD daha dün ciddi terör saldırılarına maruz kaldığında olayların nasıl üstesinden gelmesini bildi.
Fransa'da keza öyle.
Fransa'nın da kalbini terör hedef aldığında Fransa'yı yönetenler ne yaptılar.
Halkı dışlamak yerine halkla birlikte olmayı başardılar.
*
Evet ben de halkımla birlikte hareket etmek istiyorum.
Evet halkı dışlamak istemiyoruz.
Evet halkın gücünü yanımızda görmek isteriz diye düşünebilirsiniz.
O zaman bunu gerçekleştirmek de sizlere düşer.
Bunun yöntemlerini bulmak ta sizlere düşer.
*
Sözün kısası şudur ki; evet Türkiye çok büyük ve çok güçlü bir ülke.
Evet Türkiye mutlaka bu terör lanetine karşı tedbirlerini almayı ve bu lanetle mücadele etmeyi başaracak.
Ancak aradan geçen sürede canlar gidiyor, ölenler oluyor, şehitler çoğalıyor.
Devletimiz ve milletimiz el ele vererek bu lanet terör örgütüne karşı birlikte mücadele etmeyi başaracaktır.
İşte o zaman halkını terörle yaşamaya alıştırmaya çalışanlar aynı zamanda terörü yok etmek için halkından da destek alarak terörizmi yok etmeyi başaracaktır...