Bir dönem birlikte de çalıştığımız, Hürriyet yazarı gazeteci Ahmet Hakan Coşkun’a dün yapılan çirkin saldırıyı kınıyorum.
Gazetecinin her yazdığını beğenmeyebilirsiniz.
Gazetecinin her söylediği hoşunuza gitmeyebilir.
Gazetecinin tipi size uymayabilir.
Gazeteci sizden farklı düşünebilir.
Farklı inançta olabilir.
Farklı zevklere sahip olabilir.
*
Gazeteci farklı giyinebilir.
Farklı yiyebilir.
Farklı içebilir.
Gazeteci sizin hoşunuza gitmeyen bir durumu ortaya çıkarabilir.
Sizin sevdiğiniz insanları eleştirebilir.
Sizin sevmediğiniz insanları övebilir.
Bütün bunları yaptığı sürece gazeteci zaten görevini yerine getiriyordur.
*
Görevini yerine getiren bir kişiye saldırmak ancak bağnaz toplumlarda, bağnaz insanlar tarafından gerçekleşir.
Kim veya kimler azmettirdi.
Kimler neden saldırdı.
Zamanlama neden seçim ortamında oldu.
Bu bir göz korkutma mıdır.
Daha ciddi saldırıların uyarısı mıdır.
Şimdi bunların ortaya çıkarılması gerekiyor.
*
Dün de oldu bu tür saldırılar.
Bugün de devam ediyor.
Yarın olmaması için neler yapmalı.
Ona bakmak lazım.
Aslında insanın aklına buna da şükür geliyor ya neyse!
Desenize dün; Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Hırant Dink gibi dönemin en iyi gazetecilerine yapılan suikastin benzeri belki de Ahmet Hakan için düşünüldü.
Günümüzün teknolojik v.b. özelliklerinin failleri daha kolay ortaya çıkarmasından çekinilmiş olacak ki hafif saldırı gerçekleştirilmiş oldu.
*
Açıkçası benim aklıma başka şey gelmiyor.
Yoksa 3-4 zibidi gidicek.
Televizyonun önünde bekleyecek.
Dur lan şimdi Ahmet Hakan çıkar ona haddini bildiririz diyecek.
Bir iki pata küte yumruk.
Sonra da polise teslim olunarak uyduruk kıytırık ifadeler verilecek.
*
Hele bir de şu saldırılardan önce; ezeriz, döveriz, asarız, keseriz.
Saldırıdan sonra; saldırıyı şiddetle kınıyoruz açıklamaları yok mu.
Tam bir komedi.
Tam bir rezillik.
Tam bir korkaklık.
Tam bir, tam da bir aslında onlara yakışacak hareketler!
*
Bugün beğenelim beğenmeyelim Ahmet Hakan Türkiye’nin en çok okunan yazarı.
Bugün beğenelim beğenmeyelim Hürriyet Türkiye’nin en çok okunan gazetesi.
Sosyal medyada en çok takip edilen.
En çok konuşulan.
Dünün dindar ve muhafazar kesiminin, bugünün orta yolcuların en çok takip ettiği gazeteci yine Ahmet Hakan.
*
Aynı Ahmet Hakan 1989 ve 1990 yılında bölgemizde yapıyordu gazeteciliği.
Kısa bir dönem de olsa beraber aynı ofis havasını solduk.
O zamanlar da bölgemizde attığı başlıklar ve yazdığı köşe yazıları ile bölgemizde gündem yaratıyordu.
Sonra aldı sırtına ceketini ve gitti buralardan.
Müftü babasının arkadaşı olan Recep Tayyip Erdoğan ile samimiyeti ilerletti.
Önce TGRT’te de Ayna programında kısa süre görev aldı.
*
Sonra Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması ile önceki başkan Nurettin Sözen’in kurduğu Yeditepe Televizyonu’nda çalışmaya başladı.
Bu televizyon daha sonra YİMPAŞ’a yani Yozgat’lı Ahmet Hakan’ın hemşehrisine satıldı.
Kim bilir belki bu satışta bile Ahmet Hakan rol oynamıştır.
YİMPAŞ televizyonun adını Kanal 7 (İstanbul Yeditepe’den esinlenerek) yaptı.
Ahmet Hakan uzun süre bu kanalda İskele Sancak programı yaparak aslında Ahmet Hakan oldu.
*
Sonra önce kısa süre Sabah Gazetesi’nde yazmaya başladı.
İlk günleri kimse Ahmet Hakan’ın bu kadar okunacağını tahmin etmiyordu.
Derken Ahmet Hakan dikkat çekmeye başladığında veya o günlerde daha Erdoğan ile fazla arayı açmadığından Hürriyet transfer etti Ahmet Hakan’ı.
Hürriyet’te iyi yer tutmaya başladığında bu defa azıcık soğuyan Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Hakan gerginliği arttı.
Araya Aydın Doğan soğukluğu da girince bu kavga da büyüdü.
*
Anlayacağınız eski mahallesini terk eden Ahmet Hakan yeni mahallesinde bayağı sevildi ve tutuldu.
Tabi bu durum bazılarını rahatsız etti.
Kimi seni daha önce öldürebilirdik ayağını denk al dedi.
Kimi seni niye dövmedik diye eyvahlar etti.
Ve bugün ise birileri Ahmet Hakan’ın az da olsa keyfini kaçırdı.
Biliyorum bu yazı biraz Ahmet Hakan’ı tanıtır yazı oldu.
Ancak o kadarcık da olsun.
Ahmet Hakan eski çalışma arkadaşlığımızın yanı sıra ailesi Silivri’de yaşayan, bölgemizde de çok dostu olan, takip edilen bir gazeteci.
Bir kez daha başta Ahmet Hakan olmak üzere, yazdıkları ve söyledikleri için, bir gazeteciye yapılan her türlü saldırıyı bütün kalbimle kınıyorum…
Umarım bu son olsun….