Yağmura bakar mısın hele, niye yağıyorsa...! Şu hayatta yağmurun yağması kadar daha doğal ne olabilir.
Asıl yağmurun yağmaması bir anormallik.
Ancak gelin görün ki; şu dünya metropolünde yaşarken her yağmur yağdığında bizleri korkular kaplıyor, kabus sarıyor, tedirginlikler kaplıyor.
Sonra ne oluyor.
Şans eseri bazılarımız yırtıyoruz.
Bazılarımız ise ya sular seller altında kalıyor.
Yaşamını yitiriyor.
Ya hayatlarını kurtarıyorlar ama evleri, arabaları, eşyaları sular seller altında kalıyor.
*
Bakın dün yine bu güzel şehir - hoş güzel diyoruz da aslında güzelce içine edilen şehir dersek daha doğru olacak - İstanbul'a yağmur yağdı.
Evet belki de herzamankinden biraz fazla su düştü yere.
Belki de son yılların en şiddetli yağmuruydu.
Belki de bir yılda yağan yağmurun yarısı denecek kadar bir oran bir kaç saat içerisinde yere düştü.
*
İyi de be kardeşim, arkadaşım, canım şekerim.
Bütün bunların varolması demek, bir insan hayatından daha mı önemli.
Bütün bulnarın gerçekleşme ihtimali neden hesaplara katılmaz.
Metre kare başına düşen betonerme rezaletleri hesaplanırken kılı kırk yaran kabzımallar, bunları neden hesaba katmazlar.
Evini yap.
İnşaatını yap.
Rezidansını yap.
Rezalet gökdelenlerini yap.
İğrenç beton yığınlarını yeşil alanların yerine döşe.
İstimlak yap.
Arazide oynama yap.
Kaçak yap.
Göçek yap.
Ne zehri zıkkım yaptıysan yap.
Bari bütün bu rezaletleri yaptığında yağmur yağma ihtimalini de hesaba kat.
*
Yani Allah aşkına şu yağmura da bak hele.
Niye yağıyorsa.
Yağmasa sanki susuzluktan mı öleceğiz.
Yağmasa sanki doğa kuruyup çöl olacak.
Yağmasa sanki, göller kuruyup boşalacak.
Yağmasa sanki yeşillikler gidecek kuru ağaçlık olacak etraf.
Yaptığı iş mi şimdi şu yağmurun.
Arkadaş hadi yağdın bari şöyle azıcık serp kaybol.
Sen ne ayak öyle bardaktan boşalırcasına yağarsın.
Bizi ele aleme rezil edersin.
Bak tüm dünya İstanbul'la, Türkiye ile dalga geçe geçe zevkten dört köşe.
Dalga geçmek güzel de iş çok ciddi beyler!
Dün yağan yağmur sonrası işi dalga geçmeye döken karikatür paylaşımların yanında, işi ciddiye alan ve bence de olması gereken paylaşımlar da yok değildi.
Tamam; Habertürk TV'de konuşan meteoroloji uzmanı: Mümkünse boyu 1.60'tan kısa olanlar sokağa çıkmasın! Son yılların en komik espirilerinden birisi olsa da...
Tamam; sular altında kalan belediye otobüsünden sonra, yüzen adamın; 'şuradan bir Bağcılar alsana kaptan' diye seslenmesi de güzel espiriydi.
Tamam; 'Kıskanmayın beyler İstanbul'u. Her tarafı deniz yaptık. Tatili insanlarımızın ayağına getirdik' espirileri de fena değildi.
Ancak; iş ciddi, olay vahim beyler..!!!
Bu bilgilere dikkat!
Bakın ciddi paylaşım yapanlardan birisini sizlerle paylaşıyorum.
Türkiye ve dünyadaki iklim değişikliklerine ilişkin bilgiler paylaşan, 350ankara isimli STK sitesinin sosyal medya hesabından, İstanbul’daki yoğun yağışın nedenine ilişkin çarpıcı bilgiler ve grafikler eşliğinde paylaşıldı.
“Ağaç kesip asfalt ve beton dökmeyi politika zannedenlere gelsin! Her #yağmur neden su baskınına dönüşüyor?” şeklinde mesaj atılan hesaptan şu bilgiler ve görseller paylaşıldı.
- Aynı hesaptan yapılan bir başka paylaşımda da, Sanayi Bakanlığı Çimento Sektör Raporu ve İklim Değişikliği Risk Yönetimi Raporları dikkate alınarak yapılan grafikte ilginç veriler ortaya çıktı. Paylaşılan grafiğe göre betonlaşmanın artmasıyla su baskını ve sel olaylarının paralellik gösterdiği görülüyor....
Yağmura bakar mısın hele, niye yağıyorsa...!
.