Uzman Klinik Psikolog Melda Yakupoğlu, "Olmayanı oldurmaya çalışmak mı yoksa toparlamak mı?" ikilemi üzerine birbirinden sağlıklı önerilerde bulundu. Kendinizi değiştirmeye çalıştığınız, ilişkinizi toparlamaya çalıştığınız süreçte dikkat etmeniz gereken bazı algısal hatalar vardır. Bunlar değişmedikçe siz de değişmezsiniz. İlk düşünce hatası "o değişsin" düşüncesidir. Bu düşünce sizde yada partnerinizde olduğu müddetçe toparlanmanız zor olacaktır. Çünkü iki tarafta karşı tarafın değişmesini bekleyerek süreci yavaşlatacak değişime direnç gösterecek hale gelecektir. Bu sebeple genellikle önerilen şey, herkesin kendi kişisel değişim sorumluluğunu üstüne almasıdır. Herkes kendisini değiştirmeye açık olursa birbiri ile hak savaşı yapmazsa ilişkinizin toparlanacağına dair olumlu sinyaller yaratır.
Ya devam edecek ya da...
Diyelim ki, hak savaşından bir türlü çıkamıyorsanız sevdiğiniz kişiye aslında aynı tarafta olduğunuz bakış açısını göstermeye çalışın. Toparlamaya çalıştığınız ilişki açık ve net olarak iyi iletişiminize, rahatsızlıkları anlamaya, empati kurabilme becerinize ve tutkunun yeniden canlanmasına bağlı olarak ya devam edecek ya da bitecektir. Olmayanı oldurmaya çalışmak aslında küçük beden bir kıyafeti ısrarla üstünüze uydurmaya çalışmak gibidir, sürmeyen bir ilişkiyi devam ettirme çabanız işler bu noktaya geldiğinde ne yapacağınızı bilmezseniz olumsuz sonuçlanacaktır! Olmayacak bir ilişkiyi oldurmaya çalışmak aslında ısrarla ilişkinin toparlanabileceği fikrinden ileri gelir. Bir şekilde karşı tarafın negatif özelliklerini görmezden gelerek yola devam etmeye çalışmak demektir.
Sadece çözüme odaklanın
Görmezden gelmek sorunlarınızı çözmek yerine ötelemek anlamına geleceği için yine ilişkiniz bir zaman sonra birikmişlikler ve bastırmışlıklarla daha yoğun bir çıkmaza girecektir. Görmezden gelmek yerine karşılıklı olarak problem çözmek üzerine konuşmanız gerekmektedir. Konuşamadığınızı düşündüğünüz, paylaşım yapamadığınız ilişkiyi yine oldurmaya çalışıyorsunuz demektir. Oldurmaya çalışmak yerine vaktinde bitirmek duygusal olarak yıpranmamanıza neden olur. Bazı insanlar bunu kolaylıkla yaparken bazıları da yapamazlar. Bazı insanlar ilişkileri bitirirken problem yaşarlar. Bitirememe problemi deriz biz buna. Sürekli ilişki içerisinde ellerinden geleni yapıp yapmadıklarını sorgularlar. Bir vicdan muhakemesi gibi çoğu zamanda kendi hatalarını bulup, çıkartıp yüzde yüz kendileri suçluymuş gibi bütün suçu kendi üzerlerine alırlar.
Elimden geleni yaptım mı?
Sadece kendileri suçluymuş gibi ilişkilerinde kendilerine ait bir suçun ya da hatanın bulunmamasını isterler. Bu sebeple “elimden geleni yaptım mı?” diyerek defalarca kendilerini sorgularlar. Bu sorgulama esnasında aslında kendilerinin neden o hataları yaptıkları kısımları ile ilgilenmeyip olayın sadece bir yönünü ele alıp suçu bütünen kendilerinde görürler. Örneğin; bir olay olduğunda kontrolden çıkan bir davranışınız olduğunda, sinirle istenmeyen sözler söylediğinizde sadece kontrolden çıktığınız için kendinizi suçlarsınız ve pişman hissedersiniz. Ancak sizi neyin bu kadar kontrolden çıkardığı ile ilgilenmezsiniz. Demek ki ilişkinin kendisi ve karşınızdaki kişi sizi kontrolden çıkmanıza neden olacak şeyler yapmıştır. Bu kısmı görmezden gelirsiniz.
Her ilişki lokal değerlendirilmeli
Önce problemin ne olduğunu anlamak, bu mevcut durumlarda kişinin kendisinin ne hissettiğini ve bu konularla ilgili ne düşündüğünü anlaması arkasından da aynı basamağı partneri için yapmasını bekleriz. Özetle, her ilişki kendi dinamiği içerisinde değerlendirilmelidir. Bu sebeple evlilik ve çift terapisi uzmanları olarak her ilişkiyi detaylı değerlendirmek gerekir. Son olarak hala birbirinize değer gösteriyor ve toparlamaya çaba gösteriyorsanız ancak bunu nasıl bir yol ile yapmanız gerektiğini bilmiyorsanız bir uzmandan destek almanız ilişkinizin devamlılığı açısından fayda sağlayacaktır.