Geleceği de düşünün

Av yasağı sona erdi. Gece boyunca palamut, istavrit, hamsi ve sardalye tutan balıkçılar, sabahın erken saatlerinde su ürünleri hallerine gelmeye başladı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yeni av sezonundan önce balıkçılara yaptığı “küçük balıklara

Bağış, balıkçılara “Vira Bismillah derken geleceği de düşünün” çağrısı yaptı. Dün bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Bağış, şunların altını çizdi:

Herkes sahiplensin

Çevre dostu ve sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarına yalnızca yasalara uyma zorunluluğu olarak bakmamak gerekir. Yeni düzenlemeleri balık rezervlerimizi korumak ve denizlerimizin bereketini her yıl görmek isteyen herkesin sahiplenmesi gerekir.

2 milyon Euro

AB Bakanlığı, sürdürülebilir balıkçılık yöntemlerinin kullanılmasını desteklemek için proje geliştiren STK’lar, ‘Türkiye-AB Sivil Toplum Diyaloğu-II’ Programı dahilinde mali ve teknik destek veriyor. AB’nin finanse ettiği programda tarım ve balıkçılık alanında proje yürüten STK’lara toplam 2 milyon 28 bin Euro’luk bütçe ayrıldı. AB’nin balıkçılık sektörüne yönelik politikaları ve uygulamalarının Türkiye’ye uyarlanması da programın öncelikleri arasında yer aldı.

Balıkçıya eğitim

Bu kapsamda STK’lar, Avrupalı ortaklarıyla birlikte AB’deki en başarılı uygulamaları Türk balıkçılarına öğretmeye başladı. Sinop’un Güzelkent Belediyesi, İtalyan Ulusal Balıkçılık Kooperatifi Derneği ‘LEGA PESCA’ ve Güzelkent Balıkçılık Kooperatifi ile birlikte 155 bin Euro bütçeli bir proje yürütüyor. Proje kapsamında 250 balıkçı, üretici ve satıcı AB balıkçılık standartları konusunda kapsamlı eğitimler alıyor.

Anla ve uygula

İtalya’dan Ricerca e Cooperazione Kuruluşu ile İzmir’in Seferihisar ilçesinde faaliyet gösteren Su Ürünleri Derneği, 172 bin euro bütçeli bir başka proje ile Türk balıkçıların AB standartlarını anlaması ve uygulaması için çalışıyor.

Örnek paylaşımı

AB Bakanlığı tarafından yürütülen program, yerli balıkçılara, üreticilere ve balıkçılık örgütleri temsilcilerine AB devletlerindeki meslektaşlarını ziyaret etme imkanı veriyor ve bu ziyaretlerle başarılı uygulama örneklerini birbirleriyle daha rahat paylaşmaları ve uzun dönemli işbirliği sağlamaları için de fırsatlar sunuyor.




Palamutun tanesi 7 TL


DENİZLERDEKİ 3.5 aylık av yasağı, Şeker Bayramı’nın 3’üncü gününde sona erdi ve denizlere hasret kalan balıkçılar dün ağlarını teknelerine yükleyerek, “Vira Bismillah” dedi. Gece boyunca palamut, istavrit, hamsi ve sardalye tutan balıkçılar, sabahın erken saatlerinde su ürünleri hallerine gelmeye başladı. İstanbul Kumkapı Su Ürünleri Hali’nde teknelerden kasalarla indirilen balıklar, kısa sürede alıcı buldu. İstanbul Su Ürünleri Hali’ne ilk günde yaklaşık 25 bin kasa istavrit, 4 bin kasa palamut ve 5 bin kasa hamsi getirildi. 15 kiloluk istavrit kasası 25-30 TL arasında, 14 tanelik palamut kasası 100-150 TL arasında (Tanesi yaklaşık 7-10 TL) 15 kiloluk hamsi kasası ise 40-50 TL arasında satıldı. 15 yıldır balıkçılık yapan Mesut Polat, ilk günün bereketli geçtiğini belirterek, “Başta palamut olmak üzere denizde ciddi balık var. Umuyoruz ki bu bereket balık sezonu boyunca devam eder. 10 bin, 20 bin çift halinde gezen palamut sürüleri gözüküyor. Şu anda palamudun çifti 10-15 TL arasında değişiyor. İleriki günlerde 5 TL’ye kadar düşmesini bekliyoruz” dedi.

20 cm’ye uyuyoruz

Balıklar için uygulanan boy kuralına uymayan balıkçılara ciddi yaptırımların uygulandığını belirten Mesut Polat, şunları söyledi: “Şu an itibariyle levrek ve uskumru mevsimi değil. Zaten deniz levreğinin nesli sularımızda bulunmuyor. Denk gelirse 1-2 tane çıkıyor. Çinakop mevsiminde 20 santimetre kuralına uyuyoruz. Uymayanlara ciddi yaptırımlar var. Sahil Güvenlik ekipleri, denizde tekneye çıkarak kontrol yapıyor. Tarım İl Müdürlüğü ekipleri de balık haline döndüğümüzde balıkları inceliyor. Balıkçıların büyük çoğunluğu kurala uyuyor. Uymayanlara cezalar kesiliyor. Balık tutma ruhsatının iptaline varan cezalar kesilebiliyor.”

Samsun’da tane 5 TL

Samsun’da da av sezonunun başlamasıyla tezgahlar balık çeşitleriyle doldu. Palamut tanesi 5 TL, istavrit kilosu 4 ve mezgit da kilosu 5 TL’den satıldı. Su Ürünleri Komisyoncuları Derneği Başkanı Davut Kıyak, av sezonunun çok iyi başladığını dile getirerek, “İlk gün Samsun’da 40 ton istavrit, 15 ton palamut, 1 ton mezgit ve 500 kilo da barbun avlandı. Bu çok iyi bir rakam. Geçen sezonun 2 katı. Havalar soğuduğunda balık daha da bol olacak. Denizde balık görünüyor. Bir iki haftaya kadar bol balık olduğunda fiyatlar daha da aşağıya düşecek. Bu sezon iyi bir av yılı geçireceğimizi düşünüyoruz” diye konuştu.
Bandırma ve Çevresi Balık Komisyoncuları Derneği Başkanı Harun Önen, 2011 yılı balık sezonunun bereketli başladığını söyledi. Bu yıl Hopa’dan-Bandırma’ya kadar olan alanda bol miktarda palamut bulunduğunu tahmin ettiklerini belirten Önen, bu yıl palamutun bol ve ucuz olabileceğini söyledi.

Bakan cetveli kullandı ama 20 cm lüfere yetmez

AVLANMA limitinin lüfer için 14’ten 20 santimetreye, lagos ve orfoz için de 30’dan 45 santimetreye çıkarılması, çevre örgütlerini sevindirdi. Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, orfoz ve lagos için yasal avlanma boyunun 30 santimetreden Greenpeace’in de önerdiği 45 santimetreye çıkarılmasının sevindirici olduğunu anlattı şunları söyledi: “Sayın Bakan sonunda cetvelimizi kullandı. Akdeniz ekosistemi için çok önemli olan orfoz ve lagos türleri için attığı imzaya seviniyoruz. Ancak diğer çok değerli türler için de aynı duyarlılığı acilen göstereceğini umuyoruz. Lüfer, 24-25 santimetreden önce üremiyor, bu nedenle 20 santimetre avlanma boyunun yeterli gelmeyeceğini düşünüyoruz. Ayrıca bilimsel raporlarda tehlike altında olduğu belirtilen kalkanın boyu da acilen 40 santimetreden 45 santimetreye çıkarılmalı.”

Karadeniz tabanı oksijensiz çöl


SİNOP Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Bat, kirlilik nedeniyle Karadeniz’in büyük bir bölümünde deniz tabanının karanlık ve çorak bir çöle döndüğünü söyledi. Bat, oksijen oranının iyice düştüğü belirterek, “Bu durumda dipte yaşayan balık, karides, yengeç, midye, istiridye gibi büyük hayvanlar ölmüştür. Karadeniz’de, 150-200 metre derinlikten sonra oksijensiz olan kısımda yaşayan hayvan türlerinin toplamı 1200 adettir. Oysa bu miktar Akdeniz’de 7 bin civarındadır” dedi. Ülkemizdeki deniz araştırmalarına verilen önemin artması ve sağlam bir deniz araştırma ve izleme politikasının oluşturulması gerektiğini belirten Bat, “Karadeniz’de mevcut canlıların henüz tam bir envanteri mevcut değildir. Öncelikle bu listenin oluşturulup Karadeniz’e giren yabancı türlerin de takibi yapılmalıdır” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri