İSTANBUL OYUN HAMURU DEĞİLDİR
Cihan Uzunçarşılı Baysal / BM-Habitat AGFE (zorla tahliye ve ev boşaltmalar uzman grubu) Yerel Danışmanı
Çılgın projeler, eğer sakinleri isterlerse ve onlarla planlanır; kentlerde sürprizlere yer yoktur. Kentsel mekan masa başından çizimler veya helikopterden kuşbakışı nazarlar ile de şekillendirilemez çünkü mekan sadece fiziki bir varlık değil, içinde yaşayanları ve sosyal ilişkileri ile yaşayan bir organizmadır. Bu tarihi kent 'celebrity!' tasarımcıların ellerine verilecek bir oyun hamuru olamaz.
Kenti küresel kent yapma hırsıyla bir sürü ucube proje ve de 3. Köprü kentsel cinayetleri yoldayken, bu kenti Seul, Pekin, Manhattan, Mumbai, Dubai gibi kimliksiz, steril, tek tip, Disneyland kentler arasına katmaya çabalamak olsa olsa bir 'kent-kıyım' olur. Kent özgün tarihi, kültürü, insanları, kamusal alanları ve mahalleleri ile yaşatılmalıdır. İstanbul, Zahara Hadid'in 'çok heyecan' duyduğu' projelerini uygulayacağı bir kobay kent değil, İstanbul'dur.
Sayın Başbakan'a, Belediye Başkanlarına ve bu kentin tarihinden ve kültüründen gelen derinliğini anlama yoksunu projeler üreten mimarlara naçizane tavsiyem İstanbul'a artık dokunmamalarıdır; çılgın projelerini torunları ile kuracakları lego-kentlere saklayabilirler.
KÖPRÜ ALTINDA KITALARARASI OTEL
Hasan Sökmen / Mimar
Ben de merak içindeyim belki de Sayın Başbakan'ımız benim projemi açıklar. Yaptığım ve Karayolları'na sunduğum projenin Başbakan'ımız tarafından da beğenildiğini duymuştum. Avrupa ve Asya arasına yapılacak bir köprünün altında inşa edilecek bir otelden bahsediyorum. Son derece özel ve benzeri olmayan bir çalışmadır bu. Boğaziçi Köprüsü sökülerek ve genişletilerek de yapılabilir, 3. Köprü de altında otel olacak şekilde yapılabilir. Boğaziçi köprüsü yeterince geniş değil, şu haliyle yapılamaz. 3. Köprü'ye gayet güzel bir projeyle başlanabilir ve bittiği zaman İstanbul için yapılmış en muhteşem eserle tanışır tüm dünya. Düşünsenize; iki kıta arasında ve denizin üzerinde konaklıyorsunuz! Yine aynı şekilde köprünün üzerine yapılacak restoranlar da planlamıştım. Bir de bu proje kendini çok kısa sürede amorti edecek, hesaplar bunu gösteriyor.
İstanbul 'Ekümenopolis' olmasın
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
Yüksek Mimar-Kent Bilimci
Başbakan'ımız ve ekibinin İstanbul için yapacağı en büyük iyilik, bundan böyle İstanbul vilayet sınırları içine ilave nüfus ve ulaşım baskısı oluşturabilecek büyük proje getirmemek, İstanbul'u yeşillendirmek, sanayiyi dışarı almak, kenti depreme hazırlamak, ulaşımı rahatlatmak...
DAİRELER SİSTEMİ
İstanbul'da ulaşım sıkışıklığının bir nedeni de ana ulaşım akslarının sürekli doğu-batı yönünde olması, iki yönde sürekli akan 'daireler sistemi'nin olamayışıdır. Bu durumu İstanbul'un coğrafyası zorlamıştır. Ancak, akılcı projelerle İstanbul'a dairesel ulaşım sistemleri getirebiliriz.
ARAÇLAR HALİÇ'İN ALTINA GİRSİN
Tarihi yarımadayı yayalaştıralım, eski günlerine götürelim ve dünya kültürüne bağışlayalım. Yollar, binalar temizlenecek, tarihi dokuya uygun olmayan iş kolları taşınacak. Yalnız raylı toplu taşım ve elektrikli araçlar çalışacak.
YÜZER VİYADÜK
Transmar 'Pendik-Yeşilköy otoray yüzer viyadük' projemi 1999 yılında İstanbul belediye başkan adayı iken açıklamıştım. İstanbul'un içine girmesi gerekmeyen transit ve çevresel trafiğin kent dışına alınmasından ve kent içi ulaşıma destek verecek bir raylı sistemi de içeren bir sürat geçişinin yapılmasından yanayım. 50 km'si denizde toplam 80 km'lik 'Transmar Pendik-Yeşilköy otoray yüzer viyadük' projesi idealdir.
KAPSÜL EVLER
Bir bütün olarak mono-blok üretilen 25 metrekarelik kapsül üniteler bir salkım gibi orta sirkülasyon şaftına vinç yardımıyla asılmaktadır. Bir kapsül, wc-duş ve mutfakçığı bulunan tek odalı bir stüdyo konut ünitesi oluşturmaktadır. 2 kapsül yan yana kullanıldığında 2 oda 1 salon 50 metre kare daire olmaktadır. 5 yıl içinde İstanbul'da 2 milyon daire ünitesinin üretilmesi hedeflenmelidir. İzmir başta olmak üzere diğer kentlerimiz bu atılımı takip etmelidir.
NE YAPARSAN YAP HEMEN BENİMSENİR
Aziz Kedi / Yazar
İstanbul'a çılgın proje üretmek çok zor. Zira ne yaparsan yap üç haftada kanıksanır. Bu kentte yaşayan hiç kimse hiçbir projeyi çılgın bulmaz. Turistler için belki. Özellikle yabancı turistleri şaşırtmak mümkün. Konuyu bu perspektiften ele almak gerekiyor. Benim çılgın projelerime gelirsek:
AHŞAP GÖKDELEN
Osmanlı mimarisinin en temel unsuru olan tek veya iki katlı ahşap evler hepimizin içinde büyük bir özlem. O halde Maslak ve civarından başlayarak 50 kat ve üzeri ahşap gökdelenler dikebiliriz. Modern; ama bir o kadar da tanıdık. Plaza insanına nostaljik bir dokunuş. Her lodosta gacır gucur 'business' keyfi.
YÜZEN METROBÜSLER
İstanbul'un her beş sokağından biri aslında üstü kapatılmış deredir, akarsudur. Bu nehirler, dereler tekrar kazılır ve metrobüs hatları buralara kaydırılırsa, Venedik'e beş basacak bir kent dokusu ve sonsuz oranda rahatlamış bir trafiği kolayca elde edilebiliriz.
METROYLAND
Bilindiği gibi İstanbul metro hatlarına erişmek için 35 dakikalık bir iniş yapmak gerekiyor. Dokuz tane yürüyen, üç tane de yürümeyen merdiven indikten sonra ulaşılan peronlar, siniri bozulmuş vatandaşlarla dolup taşıyor. Bu süreci Disneyland benzeri animasyon, su püskürmeleri, korsan saldırıları, ışık oyunlarıyla falan zenginleştirir, bilet fiyatına da az zam yaparsak sıkıntı ortadan kalkar.
ANTİK YAŞAM
Metro demişken; metro kazılarında açığa çıkan Bizans yerleşimleri tamamen gün yüzüne çıkartılıp Ali Ağaoğlu'na teslim edilirse, ufak bir restorasyonun ardından bir yıl içinde 'Şehrin göbeğinde antik yaşam sizin de hakkınız' sloganıyla bir uydukent kurulabilir. Üstten basmalı damacana yerine amforadan su içen, Roma hamamında duş alan, karşı tarafa vapur yerine sekiz kürekli kalyonla geçen yurttaşlar çok mutlu olacaktır.
ŞEHİR SİHRİ
İstanbul'da direksiyon sallayanlar çok iyi bilir: trafik bir noktaya kadar çıldırtıcı derecede tıkalıdır, sonra bu yoğunluk aniden sebepsizce, manasızca, akıl almazcasına bir anda çözülür. Önünde hiç araba kalmaz. Nereye gitmiştir bu kadar araç? İşte böyle noktalara Aref Ghafouri gibi insanlar istihdam edip işi şova dökersek şoför mutlu olur. 'Anaa?' diye şaşırır.
İSTANBUL ÇILGIN ZATEN!
Müjdat Gezen / Tiyatrocu
Başbakan'ın çılgın projesini tahmin edeyim sizin için; liselilerin üstüne yürüteceği 10 bin kişi! Daha çılgın bir proje duymamıştım hayatımda. Benim çılgın bir projem yok çünkü İstanbul insanı çıldırtmaya yetiyor.
HER YERDE BAHÇE OLMALI
Aylin Aslım / Şarkıcı
Benim elimde her yere devasa boyutlarda park ve bahçeler yapardım. İstanbul için en büyük şehir diyoruz, oysa parkı ve bahçesi olmayan başka bir büyük şehir dünyada yoktur herhalde. Yeni bir projeye gerek yok bence.
ÇİRKİN BİNALARI YIKARDIM
Lale Mansur/ Oyuncu
Erdoğan Demirören'in Beyoğlu'na yaptığı o binayı derhal yıkardım. Gözümüzün içine baka baka, büyük bir arsızlıkla canımızın istediğini yapabiliriz demek istediler aslında. Yasa dışı bütün yapılar yok olsa keşke.
Venüs Projesi ile dairesel siber mahalle
Ufuk Tarhan / M-gen gelecek planlama merkezi kurucusu - Fütüristler Derneği Başkanı
İstanbul için en çılgın projem; çağımızın Leonardo da Vinci'si Jacque Fresco'nun 'The Venus Project'inde yer alan 'dairesel şehir' tasarımı ile dünyanın ilk 'siber şehri'ne model olacak örnek bir 'dairesel siber mahalle' yaratmak. Bu siber mahalle, herkese temiz hava, su, iyi beslenme, eğlence, eğitim ve bilgiye ulaşım hizmeti sunmalı. İçinde sanat ve müzik merkezleri, bilim laboratuarları, tam donanımlı makine atölyeleri, hobi ve spor alanları, sanayi bölgeleri olmalı. Ayrıca yaşam alanlarının yakınında bulunan her çeşit dinlenme imkanı sunulmalı, atık geri dönüşümlü, yenilenebilir temiz enerji üretim santralleri entegre edilmiş bilgisayar sistemleri tarafından yönetilmeli. Bireylerin kişisel tercihleri ve yaşam tarzları tamamen kendi arzularına bırakılmalı, her şey buna uygun tasarlanmalı. Siber mahallenin bazı bölümleri kısmen yeraltına, denizaltına kurulmalıdır. Bu siber mahallede, bazı ortak etkinlik alanları, 6 aylık yolculuğa çıkmış kruvazör gibi kapsamlı bir sisteme sahip olmalı deniz yolu ile dolaşmalı. Yüzer mekanlar; tıpkı karadaymışçasına, yaşam-dinlenme alanları, sinemalar, parklar, eğlence, sağlık ve eğitim merkezleri içeren, hayatın tüm gereklerini karşılayan ve onu kolaylaştıran ortamları eksiksiz sunmalıdır. Yüzer mekanın tüm sistemleri, kendi kendine işleyebilir olmalıdır. Bu örnek ve yeni İstanbul'a model olacak binalar, genişleme ve bağlantıyı sağlayacak yarı esnek sandviç tarzı materyal ile içi köpük dolu, yüzeyi camla kaplanmış seramik gibi akıllı, bakım gerektirmeyen maddelerden yapılmalıdır. Yapılarda kullanılan materyaller ile deprem, kasırga ve yangınlardan neredeyse hiç etkilenmeyecek sistemler oluşturulmalı.
Dairesel siber mahallede farklı çeşitlerdeki yürüyen merdiven, yürüyen yol ve asansörler aracılığıyla ulaşım, erişim; her yöne ve binaların dış yüzleri de kullanılarak sağlanmalı. Bu plan, diğer ulaşım sistemlerinin de kullanılmasıyla evlere kadar genişletilebilir. Küçük ulaşım araçları ses ile kontrol edilmeli, ses ile kontrolün mümkün olmadığı durumlarda elektronik kumanda sistemleri, yapay zeka kullanılmalı. Kar amaçlı çalışan büyük otomobil şirketleri olmadan tüm ulaşım sistemleri modüler yapıda, son teknoloji ile sürekli geliştirilebilecek şekilde, esnek tasarlanmalıdır.