İstanbul’da binalara yakın mesafeden geçen yüksek gerilim hatları, mahalle sakinlerini tedirgin ediyor. Yüksek gerilimli bölgede oturanlar, patlama ve hastalık korkusuyla yaşamlarını sürdürüyor. Altında ev, okul ve hastanelerin bulunduğu hatların tehlike saçtığını belirten uzmanlar, “Bu hatların yer altına alınmasına yönelik çalışmalar yapılmalı. Enerji nakil hatlarının altında canlıların yaşayabileceği güvenlik koridorları oluşturulmalı.” uyarısında bulunuyor.
Yağışlı ve sisli havalarda meydana gelen patlamalarla gündeme gelen yüksek gerilim hatları, üzerinden geçtiği hane sakinlerine korkulu anlar yaşatıyor. Esenyurt Namık Kemal Mahallesi’nde Şubat ayında sis nedeniyle gerilen yüksek gerilim hattı patlamış, birçok evin camı kırılmıştı. Yine birçok evdeki elektrikli eşyalar da kullanılamaz hale gelmişti. Mahalle sakinlerinden Mercan Şimşek, “Yağmur yağdığı zaman ışıltılar bizi mahvediyor. Yıldırım düşecek gibi korku ile yaşıyoruz. Tellerin yükselmesini istiyoruz. Burada bütün insanlar hasta. Birçok kişi kalp hastası, akciğer hastası. Tellerin sağlık açısından da çok zararı var.” ifadelerini kullanıyor.
35 yıldır yüksel gerilim hattının geçtiği mahallede yaşadığını belirten Gül Özlü de, “Tellerin kalkmasını istiyoruz. Yağmur yağdığı zaman yıldırım düşmüş gibi ışıklar çıkıyor. Sanki bir şey patlayacakmış gibi korkuyla yaşıyoruz.” diyor. Daha önce patlamaların olduğunu kaydeden Özlü, “Patlamalardan evdeki eşyalar da zarar görüyor. Çocuklar panik oluyor. Teller yükseltilse çok iyi olur. İnsanların sağlığı açısından, psikolojik açıdan önemli. Belediye başkanlarımız, mahalle muhtarlarımız duyarsız kalıyor. Başvuru yaptık ama sonuç alamadık. Son patlamadan sonra hiçbir ilerleme olmadı.” şeklinde konuşuyor.
‘ÇOCUKLARIMIZI RAHATÇA PARKA GÖNDEREMİYORUZ’
Şişli Örnektepe Mahallesi sakinleri de, binalara yakın mesafeden geçen yüksek gerilim hatlarından şikayetçi. 47 yıldır Örnektepe’de oturduğunu belirten Mustafa Kandemir, “Ben doğduğumdan beri burada bu hatlar var. Çok fazla olumsuz etkileri var. Biz de istemiyoruz bu hatları. Çoğu insan da istemez. Hepimiz için zararlı bir şey. Bu hatlar buradan taşınabilir. Yağmurlu havalarda daha fazla ses yapıyor. Ölenler oldu burada bu hatlar yüzünden. Benim patronum burada bir tele kapıldı. Bir abinin çocuğu vardı elektrik çarptı ve öldü.” ifadelerini kullanıyor.
Yüksek gerilim hatlarının kaldırılmasını isteyen diğer mahalle sakinleri ise, “Burada bu sıkıntı sürekli var. İmar da bu yüzden verilmiyor. Çocuklara da zararlı. 15 yıl önce bir çocuk elektrik çarpması sonucu ölmüş. Görüntü kirliliği var. Kar yağdığında elektrikler kesiliyor. Burası kaldırılıp park yapılabilir, sosyal tesis yapılabilir. Şehrin içinde kalmış bu hatlar. Çatılara da çok yakın. Şehrin dibinde bu hatlar. Çocuklar rahat oynayamıyor. İnsanlar çocuklarını rahatça parka gönderemiyor. Hayatını kaybedenler oldu. Bizimle beraber çalışan arkadaşımız sakat kaldı yüksek gerilime kapıldığı için.” diye konuşuyor.
ÖZOĞUZ: NAKİL HATLARININ ALTINDA CANLILARIN YAŞAYABİLECEĞİ GÜVENLİK KORİDORLARI OLUŞTURULMALI
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Yazman Üyesi Kemal Özoğuz ise, can ve mal güvenli ile sağlık açısından yüksek gerilim hatlarının etkilerinin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. Alzheimer, kalp, Parkinson, çeşitli kanser türleri, baş ağrıları, uykusuzluk, iştah kaybı, stres gibi hastalıklara neden olduğu yönünde araştırmaların bulunduğunu hatırlatan Özoğuz, şu uyarılarda bulunuyor: “Dünyada yapılan örnek çalışmalara bakmak lazım. Bu enerji nakil hatlarının yerleşim alanları üzerinden yer altına alınması mümkün, etkilerinin azaltılması açısından. Doğası gereği elektromanyetik etkisi kaybolmayacaktır. Etkisi insanları etkilemeyecek düzeye getirilebilir. Eğer yerleşim alanları üzerinden geçiyorsa bunların yer altına alınmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Enerji nakil hatlarının altında canlıların yaşayabileceği güvenlik koridorları bırakılmalı; çünkü bunların etkileri artık tespit edilmiş.
Kesinlikle sağlık yönünden bu yüksek gerilim hatlarının etkileri dikkate alınmalı. Can ve mal güvenliği açısından enerji nakil hatlarının binalara yatayda ve düşeyde emniyet mesafeleri göz önüne alınıyor. Kuvvetli akım tesisler yönetmeliğinde bahsedilen bir takım emniyet mesafeleri var. Bu emniyet mesafeleri alındığı vakit zannediyor ki bu artık bir problem olmayacak. Herhangi bir sorun oluşturmayacak gibi bakılıyor. Sorun var, sadece bu mesafelerle ilgili değil. Bu alanların altında yerleşimlere müsaade edilmemesi, imar planlarında şehir planlarında dikkat edilmesi gerekir.
Gelişmiş ülkelerde elektromanyetik alanlarla ilgili ölçmeler ve kabul edilebilir değerler var. O kabul edilebilir değerler belli bir değere indirgenerek kabul edilebilir bir noktaya getiriliyor. Bu kabul edilebilir değerler uygulanmaya başlıyor. Bizim ülkemizde de buna doğru gitmek lazım.”