Bugünlerde Türkiye kritik süreçten geçiyor.
Bir tarafta terörle mücadele ederken diğer tarafta yeni Anayasa paketi de TBMM’de görüşülmeye başladı.
Dün gece teklifin maddeleri üzerinde görüşülmesine yönelik yapılan oylamada 480 oy kullanılmıştı.
Oylama sonucunda kabul oyu 338, ret oyu 134 olmuştu.
Referanduma gidilmesi için gerekli oy barajı 330 olması nedeniyle 338 oy kritik bulundu.
Yasanın maddelerinin görüşülmesi dün gece kabul edilirken, maddeler üzerine görüşmeler önümüzdeki günlerde devam edecek.
Türkiye açısından bu denli önemli bir konu varken manşetlerinden, canlı yayınlarından, 'İstanbul'da kar şu kadar cm' falan yayın yapan meslektaşlarımadır sözüm ve bu köşemin başlığı!
*
Bir defa karın yerde şu kadar cm, bu kadar cm kalmasının ne önemi var.
Önemli olan ne kadar yoğunlukta ve şiddette yağmasıdır.
Kar yağdıkça alttan alta erimeye veya üstüne yeni kar geldikçe sinmeye başlar ki hiçbir zaman bir günde 122 cm (Hürriyet'in yazdığı gibi) kar birikmez.
Ancak tipi olursa, değil 122 cm, 10 metre de birikebilir.
Hadi 122 cm kar yağdı.
Manşet bu mu olmalı.
Hadi kar 3-5 gün sürdü.
Ne var bunda?
Mucize bir şey mi?
Veya sıradan, doğal hava koşulları.
Kar yağar geçer.
Tipi eser geçer.
Olaylar gelir geçer.
Fakat bir ülkenin kaderini etkileyecek Anayasa değişikliği Allah korusun yarın o ülkenin bütün insanları için risk teşkil edebilir.
Onu konuşalım.
Onu yazalım.
*
Bakın mesela bu yazımda yeni Anayasa değişikliği için kimler ne demiş onlardan da kısa bir derleme yapmaya çalışacağım.
CHP eski lideri Deniz Baykal oylama öncesi bir konuşma yaptı.
Önce babasını anan Baykal, “TBMM tarafından İstiklal Madalyası ile onurlandırılmış bir istiklal gazisinin oğlu olarak, babamın helalliğini kazanabilmek için konuşmak zorundayım'’ diyerek sözlerine şöyle devam etti:
Belki hiçbirimiz için, bundan sonra böyle bir konuşma şansı olmayacak. Bu değişiklik alel acele hazırlanıp sipariş bir projedir. Millet egemenliğinin yerine şahıs hegomanyası geliyor. Bu tekliften Türk halkının haberi yok.
Üniversitelerin, baroların, sendikaların, esnafın, milletin haberi yoktur. Milleti uyarmadan işi olup bittiye getirme çabası var. Karda kışta zemheride bu telaş niye… Talimatla milletin arkasından oyun çevirmeyin. Gümrükten mal mı kaçırıyorsunuz?
*
Hükümete yakın Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Başkanlık sistemi referandumuyla anketlere dikkat çekti. Ahmet Taşgetiren “Referandumda yüzde 49.9 almak gerçekten ciddi siyasi risklere kapı açacaktır” dedi.
Ahmet Taşgetiren, dünkü; “Asıl risk referandumda...” başlıklı yazısında Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in 27 Kasım 2016 tarihli Hürriyet’te yayınlanan, Cansu Çamlıbel’e verdiği mülakatı hatırlattı.
Taşgetiren, Türkeş’in sözlerini şöyle aktardı:
“Referandum genel seçim değildir. 7 Haziran’da yüzde 41 alırsın, 1 Kasım’da yüzde 49.5’e çıkarırsın ve mutlak galipsin. Referandumda aynı yüzde 49.5’u aldığında seçimi kaybettin demektir. Referandumu kaybetmek cumhurbaşkanının yasal ve meşru olduğunu tekrar tartışmaya açar. AK Parti’nin buna dikkat etmesi lazım.”
*
Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin, AKP iktidarının önündeki “tuzak” olduğunu öne sürdü.
Doğu Perinçek, Aydınlık gazetesindeki bugünkü yazısında, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi, İkinci İstiklâl Savaşının önündeki tuzaktır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi, aynı zamanda AKP iktidarının önündeki tuzaktır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi girişimiyle, AKP bir tuzağa ilerlemektedir, daha doğrusu tuzağın içine itilmektedir” dedi.
*
Bu üç kişinin görüşünden sonra şunları soralım:
Mevcut iktidar.
FETÖ'de, Ergenekon-Balyoz'da, Irak politikasında, Suriye politikasında, Rusya politikasında, İsrail politikasında, Ermenistan politikalarında neler yaptı.
Dün dediğine bugün nasıl devam etti?
AB'de, ABD'de, BM'de, NATO'da, Kıbrıs politikasında, Kuzey Irak politikalarında, açılım politikasında, Oslo'da, Habur'da neler yaptı, neler yaşadı.
Dış borçlanmada, dolar-euro fiyatlarında, Benzin-mazot fiyat dengelenmesinde, cezaevindeki tutuklu-hükümlü sayısının durumunda, hırsızlığın, yoksulluğun, rüşvetin artırılmasında, betonlaşmanın artmasında, kadına şiddetin artmasında, insan hakları ihlallerinin artmasında, 15 yıllık AK Parti iktidarı ne kadar masum, ne kadar sorumlu, ne kadar başarılı veya başarısız?
*
Sanırım bu soruların cevabını sağlıklı ve vicdanlı bir şekilde, herhangi bir ortamda, bir platformda vermeyi başarırsak; referanduma getirilmesi düşünülen 'Yeni Anayasa' paketine de vereceğimiz oy daha bir anlamlı olacakır...
Hadi genel basınımız, yaygın basınımız, (Ulusal basın doğru bir tabir olmadığından ben kullanmayı doğru bulmuyorum. Onlar ulusal da biz Uluslararası mıyız, veya ulus dışı mıyız...!) İstanbul'a kaç cm kar yağdığının peşine düşmüş ya.
Bakarsınız daha sonra da 'Yeni Anayasa Paketi'nin kaç cm yağacağını yazarlar bizler de öğrenmiş oluruz..!
Yeni Anayasa kaç cm yağacak!
.