Cumhuriyet Halk Partisi'nin Çanakkale'de düzenlediği 'Adalet Kurultayı'na hem mağduriyet yaşayan birisi olarak hem de İstanbul'da 15 yıldır ciddi anlamda misyonunu yerine getiren bir meslek örgütü olan, İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği (İYGAD) başkanı olarak gittik taleplerimizi sunduk.
Kurultay kapsamında birçok çalıştay yapıldı.
Yerel basın çalıştayı da bunlardan birisiydi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve İYGAD kurultaya davet edilen iki meslek örgütüydü.
*
Çalıştaya katılan diğer meslektaşlarımız daha çok karşılaştıkları hukuksal problemlerden dert yanarken doğrusu biz en çok yerel medyaya 'üvey evlat' muamelesi yapılmasından yakındık.
Yıllardır davet edildiğimiz her ortamda, her siyasi partinin etkinliğinde bundan bahsetmeye çalıştık.
Ankara'ya kadar gittik.
Tüm siyasi parti genel başkanlarına, zamanın Başbakanı Davutoğlu'na dosya sunduk.
Talep ettik.
Derdimiz ne; acilen yerel basın mevzuatının çıkarılması.
*
Çalıştay modarötörü CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş söz verdi.
TBMM kürsüsünden yerel basın mevzuatı yönünde benim hazırlayacağım (tabi burada tüm meslektaşlarımızın da görüş ve önerilerine açığız) bir yasa tasarısını komisyonlara sunacak.
Talep edecek bizler adına.
Daha önce İYGAD eski başkanlarından Ak Parti İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca'nın böyle bir konuşması ve talebi olduğunu hatırlıyorum.
Ne diyelim.
Belki iki vekili de bir araya getirmeyi deneriz ve biran önce mevzuatın çıkmasını gerçekleştirebiliriz.
*
Bakın mesela çek yasası ile ilgili bir boşluk vardı.
Sene 2007-2008.
O zaman Beylikdüzü'nde arabamın arka camı parçalanarak evrak çantam çalınmış ve çek koçanım hırsız çetesinin eline geçmişti.
Ne yapsam bir türlü çalınan çeklerimin iptalini sağlayamıyordum.
O zaman CHP İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'na çalınan çek koçanlarına yapılması gereken kanun düzenlenmesi yönünde dosya sundum.
Zaten böyle bir dosya ile uğraşmak istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu aldı bu sorunu meclise taşıdı.
Böylece çalınan çek koçanları sıradan kağıt parçası sayıldı ve benim gibi çek mağdurları da ciddi bir sorundan kurtulmuş oldu.
*
Bugün yerel medya dünyasında o kadar eksiklik var ki.
Bunların en belirgini; eline bir imtiyaz belgesi alan anında yayın organı sahibi oluyor.
İşini ciddi ve tik yapanlara tabi ki sözümüz yok.
Peryodik yayınlananlara.
Gazetecilik yapanlara.
Fatura kesip vergisini ödeyenlere.
Çalışanlarına maaşını verip sigortasını ödeyenlere.
Satışı ve geliri ne olursa olsun, sorumluluğunu yerine getirenlere sözümüz yok.
*
Sözümüz kime; gazetecilik ile alakası olmayan kişilerin yayın organı sahibi olup, veya bir yayın organında çalışıyor gözüküp, gazeetciliğin içine edenlere.
Gazetecilik kültürünü edinmeyenlere, ruhunu taşımayanlara, bilgi ve eğitime kapalı olanlara.
Bir önceki yazımda 'yerel medyada adalet nasıl sağlanır' diyerek; ''Yerel Medya'ya yapılan üvey evlat bakışı değişmeli, dünyada çeşitli yöntemlerle yerel basına destek verilmekte ve kaynak aktarılmakta. Türkiye'de de Resmi İlan ve Reklam dağıtımlarında adil davranılmalı. Devlet ve belediyeler gibi ekonomik imkanları geniş resmi kurumlar işini hakkı ile yapan yerel yayın organlarına her türlü desteği esirgememeli. Siyasiler kendi medyalarını yaratmaktan vazgeçmeli'' gibi tespitlerimiz olmuştu.
Aslına bakarsanız yerel medyada varolan eksiklik sadece medya dünyasına ait değil.
Türkiye'de hemen hemen her sektörde benzer eksiklik ve sorunların kaynağı, eğitimsizlik, sorumsuzluk, vurdum duymazlık, bencillik ve torpil.
Evet yanlış duymadınız torpil.
Buna ben torpil diyorum da siz varın ister yandaş medya deyiverin.
İster havuz medya.
*
Neden torpil diyorum biliyor musunuz?
Çünkü bir adam ya gazetecidir ya da değildir.
Eğer bir kişiyi siz yandaş gazeteci veya karşıt gazeteci.
Muhalif veya destekçi, diye ayırmaya başlıyorsanız, kusura bakmayın o zaman o kişiye 'gazeteci' denilmez.
Muhalif gazeteci de denilmez.
Yandaş gazeteci de.
Bu olsa olsa muhalifse, rakiptir.
Yandaş ise yoldaştır, veya ortaktır!
Gazeteci sadece ve sadece gazetecidir.
Gerçeklerin peşinden koşan, bunları okurları ile paylaşmaktan çekinmeyen kişidir gazeteci.
*
İşte bir kişinin gazetecilik mesleğini de yerine getirmesi için o kişinin ekonomik zorluklar ile boğuşmaması gerekiyor.
Maddi sıkıntı yaşamaması gerekiyor.
Yazdığı haber veya yorumların kime dokunacağı kaygısı yaşamaması gerekiyor.
Aslına bakarsanız artık medya dünyasında medya organları gazetecilerin değil tüccarların ve siyasilerin eline geçtiği için ve bu gerçek değişmediği sürece gerçek anlamda gazetecilik de hayal diyebiliriz...
İyi bayramlar...
Salı gününe kadar gazetemiz bayram tatilinde ama www.gazetemistanbul.com 7/24 yayında. Bayram sonrası görüşmek üzere derken; karşılamaya hazırlandığımız Kurban Bayramı'nızı kutlar, tüm dostlara, selam, sevgi ve güzellikler gönderiyorum...
Yerel basın mevzuatı
.