Zor dostum zor!

.
Zor dostum zor.
Sevilmeden sevmek.
Onu bir başkasının yanında görmek.
*
Ne de güzel bir şarkıydı.
Bir zamanlar aşk acısı çekenleri avutuyordu.
Şimdilerde bu şarkı zannediyorum siyasi beklentileri en üst seviyeye çekenlere öyle bir gider ki, anlatamam.
Baksanıza kimi 400 vekil bekler.
Kimi tek başına iktidar bekler.
Kimi anketleri alt üst etmeyi bekler.
Kimi, bekler de bekler.
*
Aslında fazlaca dahi olmaya gerek kalmadan 1 Kasım'de ne olacağı aşağı yukarı belli.
Aha da tahminimi de şuradan bir kez daha tarihe not düşelim.
AKP: % 41-42 oy oranı ile 260-270 milletvekilli.
CHP: % 27-28 oy oranı ile 150-160 milletvekili
MHP: % 14-15 oy oranı ile 65-70 milletvekili
HDP: % 12-13 oy oranı ile 75-80 milletvekili
*
Bu oranlar önemli değil aslında.
Hoş bu saatten sonra AKP'nin % 45 oy oranı ile 280 milletvekili çıkarması da önemli değil.
Veya MHP'nin beş vekil az veya fazla çıkarması.
CHP'nin on vekil az veya fazla çıkarması.
HDP'nin de şayet öyle.
Peki önemli olan ne mi diyorsunuz?
Önemli olan Türkiye'nin bu noktaya taşınması idi ve sayenizde taşındı.
Daha ne olsun?
*
Bu ülke hiç bu kadar bölünmenin eşiğine gelmemişti.
Bu ülke hiç bu kadar iç savaş korkusu yaşamamıştı.
Bu ülkede hiçbir zaman insanlar, bölünmemişti, kutuplaşmamıştı, ayrışmamıştı.
Yine bu ülkede hiçbir zaman insanlar bu kadar tedirgin olmamıştı.
Huzursuz olmamıştı.
Karamsar olmamıştı.
*
Peki bu noktaya gelen bir ülke insanı bu saatten sonra ne yapacak dersiniz?
Değiştirin bakış açılarınızı o zaman daha net görmeye başlarsınız.
Sen AK Parti'ye oy veren arkadaş; ne senin 12 yıl önce inanarak, güvenerek bu ülkenin başına taşıdığın Recep Tayyip Erdoğan eski Erdoğan'dır artık.
Ne de senin ve çocuklarının geleceği 12 yıl önceki beklentiler noktasındadır.
Sen CHP'ye oy veren arkadaş, gördüğün gibi aradan geçen 12 yılda desteklediğin siyasi parti hiçbir zaman tek başına iktidar olacak desteği bulmadı bu ülkede.
Sen MHP'ye oy veren arkadaş, evet partin biraz ılımlı politikayı tercih etti ama her defasında sıkışan bir iktidar partisini kurtarmaktan fazla rol üstlenemedi.
Ve sen HDP'ye oy veren arkadaş, senin desteklediğin parti yetkilileri de hiçbir zaman elinde silah olan örgütü dışlama veya kınama cesareti gösteremedi.
*
Böylece ayrıştık.
Böylece kutuplaştık.
Böylece birbirimize karşı tahammül sınırlarımızı zorladık.
İşte bu geldiğimiz noktada her birimiz artık bakış açılarımızı değiştirerek bir kez daha bu güzel ülke için ne yapıp ne edeceğimizi düşünmeliyiz.
Ancak bu fikrimizin önümüzdeki 1 Kasım seçimlerinde hayata geçme ihtimali zayıf görünüyor.
*
Zor dostum zor derken söylemek istediğim aynen şu;
Ne AK Parti o eski güçlü ve şeffaf günlerinde bir parti.
Ne CHP bu toplumun çoğunu kucaklayacak umut vaat ederek siyaset yapan bir parti.
Ne MHP ve ne de HDP destekleyicileri tarafından iktidar vaat eden partiler.
Bu noktada her yurttaşa ve her siyasi parti yöneticisine bir tek şey düşüyor.
Savaş değil barış, ötekileştirici değil kucaklayıcı, kindar değil sevgi, ben senci değil bizci söylemleri tercih etmek.
Bu güzel ülkenin birlik ve beraberliği için el ele vermek.
Tam bağımsız bir TÜRKİYE CUMHURİYETİ için kenetlenmek.
Aksini düşünüyorsanız şayet, işte o zaman gelecek hepimiz için çok daha zor geçecek.
Değil 7 Haziran'lar, 1 Kasım'lar, yüz sefer seçim yapılsa yine değişen bir şey olmayacaktır...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri