Davutoğlu'ndan koalisyon açıklaması

Davutoğlu'ndan koalisyon açıklaması
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin yakın tarihinde koalisyon ihtimali görmediğini belirtti.
 Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Ama öyle bir plan var. Öyle bir manipülasyon var. yani 12 Mart’ta olduğu gibi, 28 Şubat’ta olduğu gibi bir koalisyon yapabilmek için dolaylı darbemsi, darbe demeyeyim. Darbemsi bir takım eylemler içine girmek isteyenler olabilir bu provokasyonlara karşı biz her türlü tedbiri almış durumdayız” dedi.


Başbakan Davutoğlu, Demirtaş’a çağrıda bulunarak, “Samimiyse demokraside, yarın çıkıp, ‘PKK artık silahı bırakmalı, PKK silah bırakmaması halinde önce biz tavır sergileyeceğiz’ desin, ben açıktan tebrik edeceğim, açıktan tebrik edeceğim, ‘Tamam şimdi sen, demokrasiyi benimsemişsin’ diyeceğim. Yarın çıksın söylesin bunu. Ama yarın bunu söyleyemeyen birini Türkiye’de demokrasinin tek umudu gibi lanse etmeye çalışmak, tek bir şeyle izah edilir, AK Parti’yi durdurmak için. Kimle olursa olsun ittifak yapılır, kim, ‘terör örgütü de olsa ona da müsamaha gösterilir, paralel yapı da olsa ona müsamaha gösterilir’, daha üç gün önce 'f tipi' diye anılan gruplarla ilişkiler de kurulur. Yeter ki AK Parti zayıflatılsın” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin yakın tarihinde koalisyon ihtimali görmediğini belirterek, “Ama öyle bir plan var. Öyle bir manipülasyon var. yani 12 Mart’ta olduğu gibi, 28 Şubat’ta olduğu gibi bir koalisyon yapabilmek için dolaylı darbemsi, darbe demeyeyim. Darbemsi bir takım eylemler içine girmek isteyenler olabilir bu provokasyonlara karşı biz her türlü tedbiri almış durumdayız” dedi.


Başbakan Davutoğlu, ATV ve A Haber ortak yayınına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. HDP binalarına yapılan saldırının anımsatılması üzerine Davutoğlu, “Bu saldırıyı ilk anda kınamıştık ve bir kez daha açık şekilde ifade etmek istiyorum. Bu tür saldırılar herhangi bir partiye yapılan saldırılar değildir. Bütün partilere ve demokrasiye yapılmış saldırılardır. Dolayısıyla bu saldırılar üzerinden spekülasyon yapmak dahi doğru değil” dedi.

“HER SEÇİMDE BİR ATMOSFER YÜKSELMESİ OLUR”

Saldırı olur olmaz İçişleri Bakanı’ndan bilgi aldığını ve gerekli talimatları verdiğini kaydeden Davutoğlu, “Şuanda da soruşturma ve çalışmalar detaylı bir şekilde sürdürülüyor. Ümit ederiz kısa sürede bir netice hasıl olur. Her ne surette olursa olsun, bırakın fiili şiddeti, lafla eleştiriyle dozun yükselmesinden hoşnut olmayız. Şiddete çağrı yapacak bir dili dahi maruz görmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Seçim sürecinde bu tarz olayların yaşanabilmesi ihtimalinin sorulması üzerine Davutoğlu, “Her seçimde bir atmosfer yükselmesi olur. Daha önceki seçimlerde de bu tür provokatif eylemlerin olduğu durumlar oldu. Türkiye’de 2 şey önemli. Bir, toplumun her kesimi hangi partiye oy veriyor oluyorsa olsun her kesimi sandık konusunda duyarlıdır. Toplumun sağduyusuna güveniyorum. İkincisi de çok etkin bir kamu düzeni anlayışımız var. seçim güvenliği bağlamında her türlü tedbiri almak için çalışmalar yapıldı. İçişleri Bakanlığımız, güvenlik birimlerimiz yoğun bir şekilde bu çalışmayı yürüttüler. Art niyetli olan da olacaktır .seçime şiddet bulaştırmak isteyenler, Türkiye’deki demokratik süreci olumsuz etkilemek isteyenler olabilir ama bunları da engelleyecek gücümüz var” ifadelerini kullandı.

 “HDP’YE DEĞİL İKTİDARDAKİ PARTİYE ZARAR VERİR”

Saldırıların ardından AK Parti’nin suçlanmasına tepki gösteren Davutoğlu, “Bu son derece sorumsuz açıklamalardır. Bir kere biz AK Parti olarak ilk defa seçime gitmiyoruz. 12 yıldır AK Parti’nin bırakın seçim ortamı veya benzer süreçlerde ne bir şiddete bulaşmışlığı vardır ne herhangi bir AK Parti üyesinin herhangi bir şiddetin parçası olması söz konusudur. Ne de bizden tahrikkar bir dil kullanmamıştır” dedi.


İlk seçim mitinginde muhalefete çağrıda bulunduğunu ve şiddet dilinden uzak durulmasını istediğini kaydeden Davutoğlu, “Özellikle de HDP bu tür çağrılara olumlu cevap vermek yerine şiddet yanlısı bazı grupların yaptığı eylemlere gözlerini kapatıp, butür konularda da hemen AK Parti’yi suçlayıcı bir tavra yöneldiler” şeklinde konuştu.


HDP ve MHP’nin bu konuda koalisyon yaptığını kaydeden Davutoğlu, “Nereden biliyorsunuz, elinizde hangi delil var. AK Parti neden böyle bir şey yapsın? Bir kere iktidardaki partinin en çok gözeteceği husus seçimlerin suhuletle yapılmasıdır. Seçimdeki herhangi bir gerginlik HDP’ye değil iktidardaki partiye zarar verir” diye konuştu.


 “BİZİM İÇİN BU DOĞAL BİR SEÇİMDİR”


HDP’nin seçim barajını aşamaması halinde çözüm sürecinin nasıl etkileneceğinin sorulması üzerine Davutoğlu, “Niye bir partinin barajı aşıp aşmaması önem taşıyor, gerçekten bu anormal bir durum. Bizim için bu doğal bir seçimdir. Mesele de iktidar olma meselesidir. Karşımızdaki partilerin iktidar olma iddiaları da yok ümitleri de yok” diye konuştu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ilk olarak kendisine seçimler için yüzde 35 çıtası koyduğunu kaydeden Davutoğlu, ardından da bu çıtayı daha fazla düşürerek “oylarımı kaybedersem bırakırım” dediğini anımsattı.


Kendilerinin iktidara gelmesinin engellenmeye çalışıldığını söyleyen Davutoğlu, “Bir üst akıl, Türkiye dışındaki bazı çevreler, bütün bu partilere, sanki bir yol gösterip, ‘sizin meseleniz iktidar olmak değilse, bir özneyi yok edin’. AK Parti'nin özne olması demek, Türkiye'nin özne olması demek. AK Parti iddia taşıdığı için Türkiye iddia taşıyor. Türkiye'nin iddiasını AK Parti ile birlikte dünya gündemine getiriyoruz. Ne zaman iddiası oldu? AK Parti’nin iktidara gelmesiyle…. Bu özneyi durdurmak için buldukları sihirli formül HDP'nin barajı geçmesi” dedi.


 “BİZ SİYASETİMİZİ HDP’NİN BARAJI GEÇİP, GEÇMEMESİNE GÖRE AYARLAMAYIZ”


HDP’nin barajı aşıp aşmamasının birinci dereceden kendisini ilgilendirmediğini söyleyen Davutoğlu, “Birinci derecede ilgilendiren husus kendimizi halka anlatmak ve iktidara yürümek” dedi.


“HDP’nin barajı geçmesiyle Meclis’teki sandalye sayınızın düşmesi sizi ilgilendirmiyor mu?” sorusuna karşılık Davutoğlu, “HDP de dahil, bütün partilerin oyunu düşürmeye çalışırız. Düşürmekten kastım rekabet ederek biz ne kadar çok oy alırsak onlar o kadar az oy alacak demektir. Bugün 3 miting yaptım. Bir de Ankara’da toplantım vardı Gençlik ve Spor dolayısıyla. Gecenin bir yarısına kadar koşturuyoruz. Sebep ne, en fazlasını almak. Ama biz nesne değiliz. Biz siyasetimizi HDP’nin barajı geçip, geçmemesine göre ayarlamayız. Biz kendi siyasetimizi takip ederiz. Ama onlar nesne, onların bütün meselesi AK Parti’yi iktidardan etmek. Mümkün mü, yapabilirler mi? Mümkün değil” diye konuştu.


“AZINLIK HÜKÜMETİNE RAZI OLAN BİRİSİ BİZDEN DEĞİLDİR”


Her seçimden çeşitli yollarla engellenmeye çalışıldığını kaydeden Davutoğlu, bu seçimlerde de Demirtaş’ın parlatılarak kendilerinin engellenmeye çalışıldığını söyledi. Azınlık hükümeti konusunun parti içinde söylendiğinin anımsatılması üzerine Davutoğlu, “Bizim partimizden hiç kimseden böyle bir şey gelemdi. AK Parti içinden birisi böyle bir şey söylesin, ona sorarım, ‘nereden çıkarıyorsun bunu’ diye. AK Parti içinden hiçbir şekilde, hiçbir zeminde ‘azınlık hükümeti kurabiliriz’ diye bir ifade kullanmadı. Onu dediği anda, ‘biz CHP değiliz, MHP’de değiliz, HDP’de değiliz biz de bir parti disiplini var.’ bir tek milletvekilimiz ya da adayımız böyle bir şey söylesin o zaman siyaset yapmayacaksın. Azınlık hükümetine razı olan birisi bizden değildir. Bizden değildir derken, hata yapmıştır söyleyebilir ama bizimle siyaset yapan azınlık hükümetine koalisyona filan razı olmaz” ifadelerini kullandı.


“KOALİSYONLAR DÖNEMİ 12 YILDIR KAPANDI”


Koalisyon hükümetlerinin tümünün büyük sıkıntılara ve yönetilemezliğe yönelindiğini kaydeden Davutoğlu, “Türkiye’de koalisyon dönemi kapandı mı?” sorusuna şöyle cevap verdi:
“12 yıldır kapandı. Bundan sonra bizim karşımıza güçlü bir alternatif çıkaramadıkları için kapanmıştı. Şimdi de bundan sonara da doğru düzgün bir siyaset yapamadıkları için kapanmıştı. Ya da önümüzdeki görünür gelecekte şansları yok. Biz hata yaparsak yanlış yaparsak halk tabi hesabını sorar. Gece gündüz çalışmamamızın sebebi böyle bir hatayla, yanlışla değil, siyasetimizle daha fazla halkın huzuruna çıkmak.”


Türkiye’nin yakın tarihinde koalisyon ihtimali görmediğini anlatan Davutoğlu, “Ama öyle bir plan var. Öyle bir manipülasyon var. yani 12 Mart’ta olduğu gibi, 28 Şubat’ta olduğu gibi bir koalisyon yapabilmek için dolaylı darbemsi, darbe demeyeyim. Darbemsi bir takım eylemler içine girmek isteyenler olabilir bu provokasyonlara karşı biz her türlü tedbiri almış durumdayız” dedi.


“27 NİSAN E-MUHTIRASI, BİR DARBEMSİ FAALİYET”


Anketler hakkında sorulan bir soru hakkında rakam vermeyen Davutoğlu kendileri için kıstasın iktidar olmak olduğunun altını çizdi. Tek başına iktidar olmaları yönünde anketlerde bir sıkıntı görmediklerini söyleyen Davutoğlu, “genel seçimlerde 330 ve yukarısı bir milletvekili söz konusu olacak mı?" sorusunu “Tabii” diyerek yanıtladı.
Bunun için gayret ettiklerini belirten Davutoğlu, “Çünkü şimdiye kadar zayıf hükümetler, iktidar olsa da az marjla iktidar olduğunda doğabilecek sıkıntılar olabilir, bundan kaçınmak lazım. Birileri buna da oynuyor ama esas olan mümkün olduğunca, sivil bir anayasayı yapabilecek güce ve orana ulaşmaktır. Bu konuda da gece gündüz çalışıyoruz ve buna da ulaşacağımızı düşünüyorum” dedi.


“Türkiye’de hala darbe söz konusu mu? Demin ‘darbemsi’ ifadesini kullandınız” sorusuna Davutoğlu, “Darbemsi dememin sebebi şu: Biz kapattık. Yani o defteri kapatan AK Parti'dir. 28 Şubat’ın bir darbedir. Darbemsi kategorisine girmez. Ama 27 Nisan e-muhtırası, bir darbemsi faaliyettir, eğer biz dik durmasaydık, darbeye dönüşecekti. Yani bu küçük bir kıvılcım gibi karşısında irade görmedi mi, suyu görmedi mi yangına dönüşür. Mesela, 12 Eylül öncesinde ve sonrasında o dönemin Adalet Partisi, CHP'si bir olabilseydi o kıvılcımı söndürebilirlerdi” ifadelerini kullandı.


 “MEDYA YÖNETMEYE KALKMASIN”


AK Parti’ye zarar vererek “kırılgan bir Türkiye” yaratılmak istendiğini söyleyen Davutoğlu, “Kırılgan bir siyasi yapı. Bize de en çok zarar verecek şey kırılgan bir siyasi yapı. Biz bunun olmaması için bütün bu kampanyalarda yoğun bir şekilde çalışmamızın sebebi, bu kırılganlığa yol açabilecek her türlü teşebbüsü akamete uğratmak ve bunu akamete uğratırız. Düşünün bir yayın organı, medya organı Cumhurbaşkanına hitaben yazı yazıyor, bana hitaben yazı yazıyor. Hitaben bir çerçevede kendilerince bir ayar verme çabası. Türkiye'de artık medyanın yönettiği bir siyaset yok. Medya haber versin, medya eleştirsin ama medya yönetmeye kalkmasın” değerlendirmesinde bulundu.
“Şu anda yapılmaya çalışılan bu mudur?” diye sorulması üzerine Davutoğlu, “Tabi” diye cevapladı.


“ÇÜNKÜ KULAĞINI ÇEKERLER”


Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın adliyedeki makam odasında şehit edilmesine değinen Davutoğlu, “Başsavcıya yapılan saldırı aynen 2006’da yapılan Danıştay saldırısı gibiydi. Bu saldırı nasıl 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemek ve bir kaos çıkarmak için ortaya çıktı, bu saldırı da 7 Haziran seçimlerini etkilemek için yapıldı. 6-7 Ekim olayları 7 Haziran seçimlerine dönük bir provokasyondu. Şimdi Demirtaş, batıda liberal çevrelere şirin görünmek için barış dili kullanıyor. Çıksın söylesin, ‘PKK artık silahı bıraksın, Türkiye'de artık rahatlıkla siyaset yapıyoruz biz’ desin. Dedi mi? Hayır. Çıksın söylesin. ‘Biz bu dönemde şiddeti telin ediyoruz’ desin” diye konuştu.


Kendisinin HDP’ye yapılan saldırıları kınadığını fakat Demirtaş’ın AK Partili milletvekili adaylarına yapılan saldırıları kınamadığını kaydeden Davutoğlu, “Kınayamadı, çünkü kulağını çekerler. Ona talimat verenler, o saldırıyı yapanlar. Türkiye’de demokratik siyaset böyle olmaz, herkes özne olacak. Karşımıza maskelerle kimse çıkmamalı, kimliği neyse çıksın. Bir ayağı dağda, bir ayağı ovada siyaset olmaz. Biz HDP’nin Türkiyelileşmesini, kendisiyle 1 Ekim’de yaptığım görüşmede, cumhurbaşkanlığı sürecindeki tutumunun doğru olduğunu kendisine söyledim. Biz HDP’nin Türkiyelileşmesini isteriz” dedi.


“BU ONLARIN TUTUMU”


Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesinin bir provokasyon olduğunu anlatan Davutoğlu, medya ve bütün siyasi kesimlerin bu provokasyonlar karşısında ortak tavır alması gerektiğini belirtti.


Doğan Medya ile yaşananların kendi taraflarından ortaya konan bir tutum olmadığını söyleyen Davutoğlu, “Bu medya grubunun ortaya koyduğu bir tavrın doğurduğu sonuçlar. Hükümet eğer Mehmet Selim Kiraz'ın şakağına silah dayanan resimleri basmamış olsaydı, bu medya kuruluşuna bir tavır sergiler miydi? Bu onların tutumu. Eğer internet sayfasında, ‘yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanı'na verilen ceza’ diye ima eden. Niye başka bir başlık seçilmiyor? Bir taraftan DHKP-C terör örgütünün bu eylemini nerede ise terör örgütünün dolaylı reklamını yapacak şekilde, onların istediği şekilde gazeteye basıyorsunuz sonra HDP'nin bütün bu terör yapılanmasıyla ilişkisine net tavır belirlemediği halde HDP çıkıp da 'PKK, silahı bıraksın' dedi mi? Diyemedi. Peki bu yayın organları niye bu ona desteği veriyorlar, niye? Yani Türkiye'de şiddete açık tavır koymayan herkese karşı bizim tavır koymamız lazım. Kim olursa olsun” dedi.


ÇIKSIN ‘PKK ARTIK SİLAHI BIRAKMALI’ DESİN”


Demirtaş’a çağrıda bulunan Davutoğlu, “Samimiyse demokraside, yarın çıkıp, ‘PKK artık silahı bırakmalı, PKK silah bırakmaması halinde önce biz tavır sergileyeceğiz’ desin, ben açıktan tebrik edeceğim, açıktan tebrik edeceğim, ‘Tamam şimdi sen, demokrasiyi benimsemişsin’ diyeceğim. Yarın çıksın söylesin bunu. Ama yarın bunu söyleyemeyen birini Türkiye’de demokrasinin tek umudu gibi lanse etmeye çalışmak, tek bir şeyle izah edilir, AK Parti’yi durdurmak için. Kimle olursa olsun ittifak yapılır, kim, ‘terör örgütü de olsa ona da müsamaha gösterilir, paralel yapı da olsa ona müsamaha gösterilir’, daha üç gün önce 'f tipi' diye anılan gruplarla ilişkiler de kurulur. Yeter ki AK Parti zayıflatılsın” diye konuştu.
Davutoğlu, “Peki AK Parti Türk siyaset sahnesinden çekilse, çekilmemiz için bu başı bu gövdeden ayırmak lazım, olmaz ya. Hadi diyelim AK Parti’yi bir an yok sayalım. Türkiye’de siyaset nasıl bir siyaset olur biliyor musunuz? Irak siyaseti gibi” ifadelerini kullandı.


“İSPAT ETSİNLER BEN İSTİFA EDERİM”


HDP lideri Demirtaş’ın, seçimde hile yapmak için 3 bin 500 kişilik bir ekip kurulduğu ve başında Süleyman Soylu’nun bulunduğu yönündeki iddiaların anımsatılması üzerine Davutoğlu “Bu o kadar adice, ifadelerimi dikkatli kullanmak işitiyorum, bir iftira ki. Şimdiden birileri seçim sonuçlarıyla ilgili spekülasyon yapmaya çalışıyor. Nerede bunun delili? Peki şunu reddedebilir mi? Bu olmayacak ama böyle bir şey yok, tamamıyla iftiradır. İspat etsin, yarın kimse Süleyman Bey benim teşkilat başkanım, böyle bir şey ispat edilsin, olmadığından eminim de, ispat etsinler ben istifa ederim veya başkası, kimse bunu sorumlusu görevden alınır. Ama böyle bir şey yokken, Türkiye'de demokrasi üzerine gölge düşürecek ifadelerde bulunmak aslında darbemsi girişimler buradan. Yavaş yavaş bunu işliyorlar, gündeme getiriyorlar, 8 Haziran günü seçim yenilgisini duyduklarında milleti sokağa dökmeye çalışacaklar. Türkiye’nin bütün seçimleri AGİT gözleminde yapılır” değerlendirmesinde bulundu.


YABANCI ÇALIŞAN


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yabancı uyruklu çalışanlarla ilgili söylemlerini değerlendiren Davutoğlu, “Bunlar hep Kılıçdaroğlu'nun çok ilginç bir yöntemi. Yönteminin ötesinde belli şeyleri ezberliyor. Bir kere ezberledi mi aklından çıkarması mümkün değil” dedi.


“Böyle bir şey yok mu? Yabancı çalışan konusu?” diye sorulması üzerine Davutoğlu, “Hayır yok. Şu var çok kalifiye alanlarda teknoloji aktarımıyla ilgili diğer konularda belli alanlarda yabancı uzman çalıştırmak bu bazen zarurettir ama Türkiye’de şu anda yürütülen böyle bir çalışma yok. Yani düşünün şu anda ABD yükselen bir küresel güç, dünyanın en iyi beyinlerini toplamak ister. Türkiye çok iyi beyinler gelmek istediğinde biz bunlara kapıyı kapatacak mıyız? Fakat kitlesel anlamda Türkiye’deki istihdam edilmek için bekleyenlerin önünü kesecek bir şekilde düzenleme söz konusu değil. Ama tabii ki Türkiye büyüdükçe, bu anlamda belli evsafta elemanlara ihtiyaç hissettiğinde özellikle kalifiye belli alanlarda durum istisnai olarak söz konusu olur. Bu ülkenin zenginliğini gösterir. Ama Türkiye’de küresel krize rağmen son altı yıl içinde 6 milyon vatandaşımızı istihdam ettik” diye konuştu

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.