Savarona'da fuhuş davası

Antalya Cumhuriyet Savcılığının koordinesinde Antalya Jandarma Komutanlığı ekiplerince 28 Ekim 2010'da Muğla açıklarındaki Savarona Yatı'nda fuhuş yaptırıldığı iddiasıyla düzenlenen operasyonla ilgili açılan davanın ikinci duruşması Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı.

Duruşmaya, ilk duruşmada tahliye edilen tutuksuz sanık Kazak asıllı iş adamı Tevfik Arif ile yine tutuksuz sanıklardan Eldar Baidgliev, Erkan Akdeniz, Ekaterine Maisuradze, Kemal Tokay ve Veysi Avcı ile tutuklu sanıklar Musa Çelik, Gündüz Akdeniz katıldı. Tutuksuz sanıklar Ebubekir Sıddık Tekin ile Hülya Erdoğan'ın katılmadığı duruşmada sanıkları çok sayıda avukat temsil etti.

Duruşmada dinlenen tanıklardan turizmci iş adamı Fesih Tamince, Tevfik Arif'i tanıdığını ancak dava konusu suçlamalarla ilgili bilgisinin olmadığını söyledi. Tamince, Mahkeme Başkanı Mustafa Zeki Söğüt'ün, yabancı uyruklu kadınlar ya da yanındaki kişilerle ilgili sorusu üzerine, Tevfik Arif'in tatillerini yaptığı Belek'teki oteline, şehir içinde çalıştığı için kendisinin çok sık gitmediğini, Arif'in yanında bulunan kişileri de bilmediğini belirtti.

Tamince, önceki ifadeleri ve telefon konuşmalarındaki yabancı uyruklu kadınlarla ilgili sözlerinin sorulması üzerine de ifadesinde, mücevherat işleri nedeniyle tutuklu sanık Musa Çelik ile manken bulunması konusunu konuştuğunu belirterek, ''Mücevherat işimiz var. Katalog çekimi için model bulunması için konuştum. Gelen bir kadını da internette gösterilen kadın olmadığı için geri gönderdik. Kadınların fuhuş amaçlı geldiği yönünde daha önceki ifadeler yanlış anlaşılmıştır'' diye konuştu.

Duruşmada, tutuksuz sanık Hülya Erdoğan'ın fuhuş yapmaları için aracı olduğu iddia edilen Songül Kuru ile Sevgi Uyanık da tanık olarak dinlendi. İki tanık da eğlence mekanlarından tanıdıkları Hülya Erdoğan ile arkadaş olduklarını, fuhuş yapmadıklarını ve Erdoğan'ın aracılığıyla tanıştıkları kişilerin arkadaş olduklarını söyledi.

Mahkeme, tanıklardan Songül Kuru'nun savcılık ve bu duruşmadaki ifadelerinde çelişkilerin giderilemediğini tutanağa geçti.

Öte yandan duruşmada bir otelin Genel Müdür Yardımcısı Galip Topal da tanık olarak dinlendi. Topal, Kazak asıllı iş adamı Tevfik Arif'in otelin özel misafirlerinden biri olduğunu, Arif'in zaman zaman ailesi ya da yazarlar ve sanatçıların bulunduğu yakın arkadaşlarıyla otelde tatil yaptığını bildirdi.

Topal, soru üzerine, Tevfik Arif'in yabancı uyruklu ve yaşı küçük kadınlarla otele geldiğini hiç görmediğini belirterek, Arif'in birlikte olduğu konukların sanatçı ve yazarlardan oluşan ünlü kişiler olduğunu savundu.

-GİZLİ TANIK TALEBİ-

Tanıkların dinlenmesinin ardından tutuklu sanıklar Musa Çelik ile Gündüz Akdeniz, beş aydır tutuklu olduklarını ve mağdur olduklarını belirterek, tahliye talebinde bulundular.

Bu sanıkların avukatları da ilk duruşmada 4 sanığın tahliye edildiğini, eşitlik ilkesi gereği iki sanığın da tahliye edilmesi gerektiğini savunarak, müvekkillerin koşulsuz ya da kefaletle serbest bırakılması istemini dile getirdiler.

Duruşmada söz alan sanıklardan Tevfik Arif, hakkındaki suçlamaları yine reddederek, kararı mahkemenin takdirine bıraktığını bildirdi.

Arif'in avukatı Köksal Bayraktar da mahkemenin talimatla ifadesini istediği yurt dışındaki 5 mağdur kadının ifadelerini edindiklerini ve dosyaya sunduklarını belirterek, mağdur olduğu iddia edilen kadınlardan birinin, ''jandarmanın operasyon sürecinde sanıklardan şikayetçi olmaları için kendilerine baskı kurduğunu'' söylediğini ileri sürdü.

Bayraktar, savunmasında şunları kaydetti:

''Bir mağdur ifadesinde, 'Yanımızda sanatçılar, bale sanatçıları, yazarlar vardı. Bize sanıklarca hiçbir baskı yapılmadı. Mankenlik yapıyoruz ve kendi isteğimizle geldik' demiştir. Tevfik Arif'e yönelik insan ticareti suçlaması çok ağırdır. Ortaya çıkan somut gerekçeler ile Arif'in böyle bir olaya kesinlikle karışmadığı açıktır. Bu yöndeki suçlama hukuki hatadır.''

Avukat Köksal Bayraktar, yabancı uyruklu kadınların ifadelerinin dosyaya ulaşmasının davanın sürecini uzatacağı için talimatla ifadelerin beklenmesinden vazgeçilmesini talep etti.

Bayraktar, soruşturmanın gizli tanığı ''Orta Asya''nın da Tanık Koruma Kanunu'nun bazı maddelerine uygun olmayan şekilde bu yöndeki bir soruşturmaya dahil edildiğini ileri sürerek, gizli tanığın mahkeme tarafından dinlenmesi yönündeki ara kararın geri çekilmesini istedi.

Duruşmanın ara kararı tarafların çıkarılmasının ve mahkeme heyetinin kapalı müzakeresinin ardından açıklandı. Mahkeme heyeti, suç niteliği kapsamında sanıklar Musa Çelik ile Gündüz Akdeniz'in tutukluluk durumlarının sürdürülmesine, dava dosyasındaki CD'lerin heyet tarafından izlenmesine karar verdi.

Ara kararı açıklayan Mahkeme Başkanı Mustafa Zeki Söğüt, gizli tanıkla ilgili avukatların taleplerin reddedildiğini belirterek, gizli tanık Orta Asya'nın mahkeme heyetince dinlenmesine karar verdi. Mahkeme, davanın mağdur olarak yer alan yabancı uyruklu kadınların dosyaya ulaşan ifadeleriyle yetineceklerini de belirterek, bu yöndeki yurt dışından talimatla ifadelerin beklenmesi kararının kaldırıldığını açıkladı.

Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için nisan ayına ertelendi.

Öte yandan, duruşmayı Fransız Devlet Radyosu'nun Türkiye'deki temsilcisi de takip etti. Fransız gazeteci, davanın Atatürk'ün yatı olan Savarona'ya yapılan baskın nedeniyle ülkesinde büyük ilgi uyandırdığını söyledi.

-TUTUKSUZ SANIK TEVFİK ARİF, DURUŞMAYI MAHKEME KALEMİNDE BEKLEDİ-

Kazak asıllı iş adamı Tevfik Arif ise gazetecilerin görüntü almasının engellenmesi amacıyla akrabalarının ve korumalarının çemberiyle personel girişinden adliyeye sokuldu.

Güvenlik gerekçesi adı altında uygulanan özel koruma tedbirleri kapsamında duruşmayı mahkemenin yazı işleri müdürlüğünde bekleyen Arif, duruşmanın tamamlanmasının ardından da mahkeme salonundaki tutuklu girişinden cezaevi araçlarının giriş yaptığı zemin kata indirildi.

Sanık iş adamı, tutuklu girişinden korumalarının içerisinde bulunduğu makam otomobiliyle adliyeden çıkarıldı. Gazeteciler, sanık iş adamının tutuklu girişinden çıkarılmasını görüntülemeye çalışırken, jandarma görevlileriyle zaman zaman tartışma yaşadılar.