Eğitim sistemimiz ölmüş, ağlayanı yok...

 Dünya Ekonomik Forumu’nun dünyanın en nitelikli eğitim sistemleri sıralamasında Türkiye'nin 134 ülke arasında 104’üncü olduğunu duymayanınız yoktur heralde.
Türkiye, Etiyopya gibi gelişmemiş birçok Afrika ekonomisinin gerisine düşerken, Singapur en nitelikli eğitim sistemi seçiliyor.
Geçtiğimiz Mayıs ayında, ‘Dünya Rekabet Edebilirlik 2016-2017’ raporunda birçok sektörle ilgili önemli veriler paylaşılırken, bunlardan en dikkat çekici olanı ülkelerin eğitim sistemlerinin niteliğinin ele alındığı sıralamada, Türkiye 138 ülke arasında 104’üncü olurken, ilk 10’da başta Singapur olmak üzere, Katar ve Finlandiya gibi ülkeler yer aldı.
Sıralamada ülkeler, eğitim sistemlerinin rekabetçi ekonomik ihtiyaçlara ne oranda cevap verdiklerine göre değerlendirildi.
İlk 10’da dört Asya ve altı Avrupa ülkesi temsil edildi. Arap coğrafyasında Katar 3 ve Birleşik Arap Emirlikleri 7’ncilikle dikkat çekti. 10’uncu sıraya ise Asya’nın finans merkezlerinden Hong Kong yerleşti. PISA’da 15 yaş düzeyindeki öğrencilerinin performansıyla dikkat çeken Finlandiya da sıralamada 4’üncülükle İsviçre’den sonra Avrupa’nın en iyi derecesini yaptı.
*
Bu net veri ve bilgi tüm dünya ile paylaşıldı.
Peki bu somut veriye rağmen Türkiye'yi yönetenler herhangi bir yöntem değişikliğine gitti mi?
Eğitim sistemimizdeki çarpıklıkları düzeltme veya tedbir alma noktasında kafa patlatıldı mı?
Uzmanlara danışıldı mı?
Yönetmelikte düzenleme yapıldı mı?
Tabi ki; hayır!
İyi de milenyum çağında başta eğitim sistemimiz gelişmiş ülkeler sıralamasında ilk yüze giremezken, biz büyük kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedef olan; “Çagdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve onun üzerine çıkmak”, amacına nasıl ulaşacağız.
Aradan yüz yıldan fazla zaman geçti ama biz hala debelenip duruyoruz.
Oysa dünyada emperyalizme karşı ilk ulusal kurtuluş savaşının lideri olarak Mustafa Kemal Atatürk zaferin hemen ardından eğitim ve kültür devrimi çalışmalarına başlayarak şu mesajı vermişti:
“Asıl savaşımız şimdi başlıyor, cehalete     karşı savaş.”
*
Bu günlerde harıl harıl 2017-2018 Eğitim ve Öğretim Dönemi'nin açılışı ile meşgulüz.
Hemen hemen her ailede bir veya daha fazla öğrencimiz bu eğitim sitemi içerisinde bir şekilde eğitim ve öğrenimini tamamlayacak.
Sonrasında hayatını kazanacak iş sahibi olarak; topluma, insanlığa, dünyaya, çevreye, doğaya, faydalı birey olmaya çalışacak.
İyi de siz öğrencileri bilimden uzaklaştırmaya kalkarsanız.
Hurafeye yaklaştırısanız.
Çağdaş uygarlık hedefleri yerine, saçma sapan saplantıalr içerisine sokarsanız, bu çocuk/genç amaçlarına nasıl ulaşmış olacak.
Gelişmiş ülkeler insanları ile nasıl rekabet etmiş olacak.
*
Bakın en son futbolda milli maçlar oynanınca tartıştık.
Yabancı oyuncuda sınırsız tercihe gidilmesi     olayını.
Türkiye 80 milyon, Almanya'da yaşayan Türkleri toplayın en fazla üç milyon.
Oysa 11 kişilik futbol takımının iskelesi Almanya ve Avrupa ülkelerinde yetişen oyunculardan kurulu.
Bunun anlamı şu; biz seksen milyon genç içerisinden beş kişi yetiştiremiyoruz, adamlar üç milyon içerisinden onlarca oyuncu yetiştirip dünyaya pazarlıyor.
Futboldaki örneklemeyi hemen hemen her sektörde verebiliriz.
*
Son yılların en çok rağbet gören sosyal medya markalarına bakın, iletişim çağının cep telefonu gibi organlarına bakın.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir yıllık cirosu bir iPhone etmiyor.
Twittir'ı Facebook'u saymıyoruz bile.
Peki bu markalar neden hep aynı ülkelerden çıkıyor hiç düşündük mü?
Bizim dünyaca tanınan bir markamız neden yok hiç düşündük mü?
Hadi geçmiş geride kaldı, ya bundan sonra.
Neden yanlışları tekrar ediyoruz.
Neden doğru ve güzel şeyler hedeflemek varken, yanlış ve cehalet kokan şeyleri uygulamaya koyuluruz.
*
Hani bir işi; az bilen akıl verir, bilmeyen eleştirir, yapmayan çamur atar, diyoruz ya.
Bilen ne yapar biliyor musunuz?
Bilen yapmaya çalışır ama biz Müsaade etmeyiz.
Biz toplum olarak bilenleri pek sevmeyiz.
Takdir etmeyiz.
Övgüde bulunmayız.
Anında kendimize benzetmekte üstümüze yoktur.

Günün Sözü

Milli eğitim alanında ne pahasına olursa olsun tam bir başarıya ulaşmak gerekir. Kurtuluş ancak bu yolla olur... -Mustafa Kemal ATATÜRK

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi