Türkiye ekonomisi Allah'a emanet

Türkiye ekonomisi Allah'a emanet
Umut Oran, “Bıçak sırtındaki dengeler tümden bozuldu” dedi.
CHP’li Umut Oran, 7 Haziran seçimlerinin ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun koalisyon istememesi, MHP Lideri Bahçeli’nin her şeye “hayır” diyen duruşu ile koalisyon formüllerinin önünü tıkaması nedeniyle artan siyasi belirsizliğin ekonomiyi vurduğunu savundu.

“Bıçak sırtındaki dengeler tümden bozuldu” diyen Oran, “Ancak ekonomide asıl büyük deprem riski, Fed’in faiz artırım kararının beklendiği izleyen dönemde... AKP, tepe üstü çakılan ekonomiye; büyüyen kriz riskine kayıtsız ve şimdi en kritik sürece usulen kurulan bir seçim hükümeti ile giriyoruz. Yaklaşan büyük depreme karşı Türkiye ekonomisi adeta Allah’a emanet” açıklamasında bulundu.
Oran’ın yazılı açıklamasına göre, seçimden bu yana geçen üç ayda TL karşısında yüzde 10 değerlenen dolar dış borç yükünde kişi başına bin 500 liraya yakın ek yük getirdi. Dolardaki her 1 Kuruşluk artış, Türkiye’nin toplam dış borç yükünü yaklaşık 4 milyar TL artırıyor. Dolar kurunda yılbaşından bu yana kümülatif artış ise yüzde 26’ya ulaştı. Türkiye’nin dış borcunun TL cinsi karşılığı 2014 sonunda 938 milyar lira ediyordu, 30 Ağustos 2015 kuruyla 1 trilyon 151 milyar liraya denk geliyor.

Yılbaşından bu yana toplam dış borç yükü 213 milyar; kişi başına borç yaklaşık 2 bin 745 lira büyüdü. Yükselen döviz fiyatı sadece borç yükünü artırmıyor, ithal girdiye bağımlı üretimi de vuruyor. Kur arttıkça, ithal girdilerin pahalanması üretim maliyetlerini artıyor, gerileyen rekabet gücü ile ihracat sert biçimde düşüyor. Maliyetten kaynaklı enflasyondan ötürü halkın tükettiği ürünlerin fiyatı artıyor. Bu süreç yüksek enflasyon ve yeni zam dalgaları anlamına geliyor. Şu an zaten ekonomi fren yapmış, tüketim iyice kısılmış durumda.
Tüm sektörlerde risk artıyor, yatırımlar erteleniyor, her kesim durumunu koruma çabasında. Özellikle inşaat sektöründe risk büyüyor. En büyük sıkıntı ise döviz pozisyon açığı aşırı yüksek reel sektör firmalarında. Reel sektörün 180 milyar dolara yakın döviz açık pozisyonu bulunuyor ve dolar kurundaki her 1 kuruşluk artış reel sektör şirketlerinin 1.8 milyar TL kur farkı zararı yazmasına neden oluyor.

'ASIL DEPREM RİSKİ EYLÜL’DE'

ABD Merkez Bankası Fed’in uzun süreli faiz artırım beklentisinin gelişmekte olan ekonomileri olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirten Oran şunları kaydetti:
“Fed’in sürekli ertelediği faiz artırımını Eylül ayındaki toplantısında gerçekleştirmesine büyük olasılık olarak bakılıyor. Fed’in faiz artırımına gitmesi, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden sermaye kaçışı anlamına geliyor. Bu da zaten artık doğrudan yabancı sermaye ve sıcak para girişlerinin hızla azaldığı gelişmekte olan ülkeler için felaket senaryosu oluşturuyor. Türkiye risk primi en yüksek 10 ülke arasında yer alıyor. Türkiye’nin önümüzdeki bir yıl içinde kısa vadeli dış borçlarını çevirmek ve cari açığını finanse etmek için yaklaşık 220-230 milyar dolarlık dış kaynağa ihtiyacı bulunuyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.