Mehmet Mert
Eski alışkanlıklardan vazgeçilmeli...
Darbe girişimi hayata geçmesini hızlandırdı.
Ve dün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ açıkladı.
Bozdağ; Türkiye cezaevlerinde 214 bin kişinin bulunduğunu, 214 bin kişiden 93 bin kişiyi bu düzenlemenin ilgilendirdiğini. İlk etapta 38 bin kişinin tahliye olacağını. Düzenlemenin 1 Temmuz 2016'dan önce işlenmiş suçları içermekte olduğunu, 1 Temmuz 2016'dan sonraki suçlarında da kapsam dışında olduğunu belirtti.
Anlayacağımız şu; 93 bin kişiye kısmi af çıktı.
Kapsayanların ve yakınlarının gözü aydın.
*
Ancak; kasten öldürme, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti, devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar, terörle mücadele kanunu kapsamına giren suçlar düzenlemenin kapsamı dışında kaldı.
Olsun, en azından tıka basa dolan cezaevlerinde 90 bin civarında eski suçlular çıkıyor, yerine FETÖ suçluları girmiş oluyor böylelikle.
*
Peki; af, vergi affı, vergi barışı, kredi kartına kolaylık, faiz indirimi, kolay kredi sağlanması durumları ne alnlama geliyordur.
İlk akla geleni hemen söyleyelim.
Mutlu insanlar, mutlu halk, huzurlu ülke ve gelsin başkanlık sistemi benzeri, yeni dayatmalar.
Olabilir mi olabilir.
Ancak ben ihtimal vermiyorum.
Kusura bakmayın.
Ülkede bu kadar kaos yaşanacak ve biz hala fantezi düşüncelere devam edeceğiz.
Çok zor diyorum.
*
Peki bütün bunlar ne anlama gelebilir.
Dilimiz ve aklımız yettiğince söyleyelim.
Yıl 2016.
İktidar partisinin 2023 hedefine kaldı 6-7 yıl.
Ne var bu hedefte.
Yüz yıl önce imza altına alınan anlaşmalar gereği Türkiye'nin, yer altı kaynakları, boğazların kullanıma açılması, bazı ham maddelerin üretilmesi ve kullanılması gibi öz kaynaklarını artık kullanmaya başlayacak olması.
*
Bu ve benzeri elde edilecek değerlerle birlikte daha güçlü bir ülke olarak varlığını sürdürmesi.
Bu varlık emperyalizm başta olmak üzere bir takım dış güçleri rahatsız eder mi.
Fazlasıyla eder.
Bir takım ihraç ve ithal markaları etkiler mi etkiler.
Bir takım para baronlarının işini zora sokar mı sokar.
Dünyayı elinde oynatmayı alışkanlık haline getirenlerin keyfini kaçırır mı kaçırır.
Peki o halde ne yapmak lazım.
*
Dün aslında aynı şeyleri dile getirenler kimlerdi; solcular, sosyalistler, ulusalcılar.
Bu düşüncelere bir türlü inanmak istemeyenler kimlerdi; ülkede gücü elinde bulunduranlar ve bu gücün hiçbir zaman gitmeyeceğine inananlar.
Şimdi ne oldu; iki düşünce birleşti.
İktidar heran gücün elinden alınacağına kanaat getirdi, muhalefet ise içeride kavga edelim ama dış
güçlere karşı birleşelim düşüncesinin tekrar doğru olduğunu savundu ve uyguladı.
Böylece ülkede birlik ve beraberlik havası esmeye başladı.
Bu hava ne kadar devam ederse ülkemiz o kadar huzurlu, güçlü, ne istediğini bilen ve yapan ülke olmayı sürdürür.
*
Durum bu kadar net ve belirginken hala güç ve çıkar peşinde koşanlar da boş durmayacaktır.
Durumdan vazife çıkartmaya devam edecektir.
Kaos ortamı yaratmaya devam edecektir.
Komplo teorileri geliştirmeyi sürdürecektir.
Üstelik ortam da buna müsait olduğundan bu düşünceleri az da olsa karşılık bulacaktır.
*
Yapılması ve söylenmesi gereken çok şey var ama en azından şunları yapmak lazım.
Ortak çıkarımızın büyük Türkiye Cumhuriyeti olduğunda hem fikirsek o zaman bu düşünceye yakışır hal ve davranışların sergilenmesi lazım.
İktidarı, muhalefeti, basını, askeri, polisi, yargısı el ele vererek; iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, suçsuz ile suçluyu adil bir şekilde ayırt etmesi lazım.
Bu fikrin hayata geçesi ise en çok da iktidara bağlı.
İktidar artık ülkeyi tek başına yönetmekten, her yasayı tek başına çıkartmaktan, dediğim dedik, çaldığım düdük dayatmasından vazgeçmeli.
Eski alışkanlıklardan vazgeçilmeli.
Muhalefeti her alanda işin içine sokmalı.
*
Gel kardeşim sen hangi alanda başarılıysan al sen yönet demeli.
Gel kardeşim sen ne yapabilirsin diye danışmalı.
İş artık o kadar hafife alınacak durumda değil.
Sağdan, soldan, alttan, üstten ülkemizin her tarafı düşmanlarla kaplı.
İŞİD, FETÖ, PKK başta olmak üzere bir çok terör örgütü açmış ağzını Türkiye'nin hata yapmasını bekliyor.
Evet, af, vergi affı, vergi barışı, kredi kartına kolaylık, faiz indirimi, kolay kredi sağlanması gibi insanları mutlu edici yasalar çıksın ama bu yasaların da tek amacı olmalı.
O da aynen şu olmalı; söz konusu vatansa gerisi teferruattır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.