Gazeteci kimdir kim değildir!

 14 yıldır faaliyette olan, İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği'ni nihayet kurumsal bir yapının ihtiyacı olan, tam donanımlı merkez ofisi ve konferans salonuna kavuşturduk.

Yazımın hemen başında bu ofisin hayata geçmesine ve açılış törenine katılım gösteren bütün basın dostlarına çok çok teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.

Açılışını yaptığımız bu mekanda hangi arkadaşımıza, dostumuza, siyasilere neyi rica ettiysek eksiksiz ricamız yerine geldi ve böyle güzel bir mekanı yerel basın dünyasının hizmetine sunduk.

*

Gazetecilik denince Türkiye'de hala akla ilk gelen kurum olan ve binlerce üyesi bulunan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Kaya Millenium AVM gibi prestijli bir plazada 150 metrekare dükkanı basının hizmetine sunan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, aslında o da dükkan vermek için çabaladı ama artık bir gazeteciler parkı sözünü veren Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Lideri istanbul'da olduğu için açılışımıza katılamayıp CHP İl Sekreteri Hakkı Sağlam'ı gönderen CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, CHP Bölgemiz Milletvekili Op. Dr. Ali Şeker, AK Parti Büyükçekmece İlçe Başkanı İlker Gürbüz, gerek açılışımıza katılarak ve gerekse bu mekanın yaşama geçmesine destek olarak gerçek basın dostu olduklarını gösterdikleri için tekrar büyük teşekkürü hak etmişlerdir.

*

Şimdi biz gazetecilere düşen böyle güzel bir mekanı yaşatmak.

Gerek burada açılışta gerek ise her alanda karşılaştığımız eleştirilere kulak kabartmak.

O eleştirileri masaya yatırarak gereğini yapmak.

Sözde değil özde yanlışlıklardan arınmak.

Sözde değil özde; yanlış olanlardan, basın dünyasına zarar verenlerden, gazetecilik ilkelerine ters davranışlar sergileyenlerden, kalemini kişisel çıkar ve menfaatleri için kullananlardan, kaleminden kan kusanlardan arınmaya çalışmak.

*

Dilimizde neredeyse pelesenk olmuş bir cümler olan; "Gazetecilik; topluma yön veren, ışık tutan, rehber olan bir meslektir...'' sözünün gereksinimlerini yerine getirmemiz lazım.

Gazetecilik tanımını bir an olsun aklımızdan çıkartmadan, doktorların hipokrat yemininde olduğu gibi, hukuçuların değirmenciyi yalnız bırakmayan Berlin hakimleri gibi, biz gazeteciler de bir taraftan 5N1K (ne, ne zaman, nerede, nasıl, neden, kim) kaidesini yerine getirerek, diğer taraftan yaptığımız her haberin, yazdığımız her yazının bizim namusumuz olduğunu bir an unutmadan bu mesleği yerine getirmek zorundayız.

*

Bakın ülkemizde birçok kesimin saygı duyduğu, aramızdan ayrılan bazı meslek büyüklerimiz gazetecileri nasıl tanımlamışlar;

Nezih Demirkent’in tanımı:

"Her eline kalem alan kişi ya da her sarı basın kart sahibi olan, gazeteci sayılmayabilir. Yine ‘ben 40 yıldır yazı yazıyorum’ demek ya da bir gazetenin birinci sayfasında imzasını görmek bir insanın gazeteci olması için yeterli değildir.”

Uğur Mumcu’nun tanımı:

“Gazeteci haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlarına sunan insandır. Ancak bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olarak okurlarını yanlış bilgilendirenlerin bu mesleği yapma hakkı yoktur”

*

Gazeteci kimdir kim değildir diye sorulan soruya ise verilebilecek en net cevap; gazeteci haber veren, bilgi veren, toplumu doğru yönlendiren insanlardır.

Ancak bu haber ve bilgileri kendi çıkarları uğruna kullanırlarsa, karalama kampanyaları yaparlarsa değil gazeteciliğin, insanlığın yüz karalarıdır.

Gazeteci her şeyden önce (Uğur Mumcu'nun dediği gibi) bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmamalı.

Ben gazeteciyim diyen bir insan herhangi bir işi yapan kişi gibi düşünemez, hareket edemez, davranışlarda bulunamaz.

Gazetecilik çok özel, çok nezih, çok ayrıcalıklı bir meslektir.

Ancak bu ayrıcalık ne yazık ki gazetecilik tanımlarını yerine getirmeden beklenmeye kalkılıyor işte asıl kıyamet o vakit kopuyor.

*

Bakın gazetecilik ile ilgili yayımlanan hemen hemen her kitapta ve yazıda gazeteciliğin temel ilkeleri konusunda şu tesbitler yer alır.

- Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, yaşı, sağlığı, bedensel özrü, sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz.

- Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı yada incitici yayın yapılamaz.

- Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez.

- Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.

- Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz.

- Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz.

- Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler, kamu yararı ciddi bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanamaz.

- Bir basın organının dağıtım süreci tamamlanmadan o basın organının özel çabalarla gerçekleştirdiği ürün, bir başka basın organı tarafından kendi ürünüymüş gibi kamuoyuna sunulamaz. Ajanslardan alınan özel ürünlerin kaynağının belirtilmesine özen gösterilir.

- Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse “suçlu” ilan edilemez.

- Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez.

- Gazeteci, kaynaklarının gizliliğini korur. Kaynağın kamuoyunu kişisel, siyasal ekonomik vb. nedenlerle yanıltmayı amaçladığı haller bunun dışındadır.

- Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır.

- Şiddet ve zorbalığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapmaktan kaçınılır.

- İlan ve reklam niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilir.

- Yayın tarihi için konan zaman kaydına saygı gösterilir.

- Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip hakkına saygı duyarlar.

*

Bu yazı İYGAD'ın yeni yerinin açılışına destek verenlere teşekkür yazısı olmakla birlikte, artık kurumsallaşan bir meslek örgütünün bütün üyelerine bir anlamda bir defa daha birtakım uyarılarda bulunma, yaptığımız bu çok özel mesleğe yakışır hal ve hareketlerde bulunma tavsiyesinden ibaret.

Her koyun kendi bacağından asılır sonuçta.

Kim ne yaparsa bir şekilde karşılığını alır.

Yaşamın her alanında bir şekilde yaptıklarımızın ya mükafatını alırız veya cezasını çekeriz.

Sadece gazetecilikte değil, hangi işi yaparsak yapalım, iyi şeyler yapanlar iyiliklerle karşılaşır, aksini yapanlar aksi şeylerle karşılaşır.

Bize düşen bildiklerini ve olması gerekenleri aktarmak.

Taktir sizlerin...

İyi haftalar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi