17 Ağustos’un 20. yılında İstanbul uyarıları
Yayınlanma:
Güncelleme:
17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nin üzerinden 20 sene geçti ancak Marmara için tehlike bitmedi
Bilim Akademisi üyesi yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür depremden sonra bazı dersler aldığımızı ancak toplum olarak gerekeni tam yapmadığımızı söylüyor: “20 senede İstanbul’u depreme hazırlayabilirdik. 1999’u milat olarak kabul etmiştik. Belediyeler, valilikler, hükümet, depreme hazırlık noktasında çok ciddiydi. Dünya Bankası’ndan 600 milyon dolar gibi bir para alındı. Bu parayla önce depremde ayakta kalması gereken devlet binaları güçlendirildi. Okullar, hastaneler, sağlık ocakları vs. Birçok viyadük ve köprü elden geçirildi. Özellikle Boğaz köprüleri depreme dayanıklı mı değil mi diye bakıldı. Bunlara bakarsak 99’dan sonra hiçbir şey yapmadık demek doğru değil. Fakat yeterli olmadı. 7.2 büyüklüğünde bir deprem olduğu zaman mesela hangi semtte ne kadar ev yıkılabilir? Bu araştırmaların yapılması gerek. 7.2 büyüklüğündeki deprem her yerde o büyüklüktedir ama Sarıyer’de şiddeti farklıdır, Büyükçekmece’de şiddeti farklıdır.
LÜKS EV YAPILIYOR
Depreme dayanaksız ne kadar bina var sorusuna yüzde 60 cevabını veriyoruz. Burada yüzde 1’lik bir stokun bile göçmesi durumunda bizim can kaybımız yüzbinleri bulur. Ciddi bir tehdit altındayız. Yapı stokunun bir an önce iyileştirilmesi lazım. Kentsel dönüşüm ranttan uzak olmalı. Müteahhitlik projesi gibi görülmemeli. Deprem odaklı olmalı. Bir de ekonomik olmalı. Biz kentsel dönüşüm diye lüks binalar yapıyoruz. Zaten kısıtlı kaynakları lüks binalara yönlendiriyoruz.”
DOLAPTAKİ RİSK
- NACİ Görür, depreme karşı şu önerilerde bulunuyor:
- Büyük dolaplar yatakların yanına konmamalı. Depremde bina yıkılmaz ama ağır dolap üzerine düşerse ölebilirsin. Herkesin deprem planı olmalı. Örneğin ailelerin çocuklara ‘Depremde hemen mutfaktaki masanın altında toplanıyoruz’ demesi ve tatbik etmesi gerek.
- Girişte ya da ilk katta oturuyorsanız deprem sırasında evden çıkabilirsiniz. Bir binanın en zayıf yerleri merdivenler ve asansördür. Üst katlardaysanız en doğru şey korunaklı yerde depremin geçmesini beklemek. Deprem biter bitmez ilk yapacağımız iş, elektrik şalterini, suyu ve doğal gazı kapatmak. Muhakkak evde yangın tüpü olmalı.
- İstanbul’da doğru dürüst 3 baraj var. Bunlar depremde güvenli mi bilmiyoruz. Olası bir depremde bu barajların tahrip olduğunu, kırıldığını ve barajları kaybettiğimizi düşünelim. Ne olur? Zaten salgın hastalığın en hassas olduğu dönemde bir de su olmamasıyla İstanbul halkı ne duruma gelir?
Gündem
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.