6.5 saatlik Bilim Kurulu toplantısında neler konuşuldu? 'Ona sıra gelmesi de yakındır'
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, dün toplanan Koronavirüs Bilim Kurulu'nun 6.5 saatlik toplantısında masaya getirilen önerileri ve alınabilecek ek tedbirlerin neler olabileceğini yazdı.
AVM'lerin kapatılmasından sokağa çıkma yasğaına kadar pek çok önerinin konuşulduğu toplantından Sarıkaya'nın edindiği bilgiler şöyle:
COVİD-19 dolayısıyla alınan tedbirlerin bir bölümü önceki gün açıklandı ancak bununla sınırlı olduğu sanılmasın.
İçinde AVM’lerin de yer aldığı insan toplulaşmasının yaşandığı alanlarla ilgili yeni tedbirler yakındır.
Hafta sonuna kadarki gelişmeler ve laboratuvar sayısının artması sonrası görülecek vaka miktarıyla eş orantılı olarak yeni tedbirlerle de karşılaşacağız.
Bu iddialarıma dayanağım da önceki gün yapılan Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı…
Ancak tedbirleri dinlerken toplantının neden bu denli uzadığını, 6.5 saat ne yapıldığını merak ettim.
Konunun taraflarına açıp sordum…
Aslında toplantı tek düzeyde devam etmemiş, modern panel sistemi gibi, önce gruplar ayrışmış, kendi içlerinde hepsi uzmanlık alanlarına göre 3-5 kişilik gruplara ayrılıp o alanla ilgili çalışmış.
Sonra yeniden bir araya gelinip getirilen öneriler bir de topluca ele alınmış.
AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI MUAYENEHANESİ
Bu kapsamda tartışması en uzun süren bölüm, diş hekimlerinin ağız ve diş sağılığı muayenehanelerine yönelik önlemler olmuş.
Çünkü doktor, açık malzeme, açık yara, hem de insan sirkülasyonu açısından en işlek yerler içinde bulunuyor.
Büyük bölümü iş merkezleri, çarşı gibi toplumun yoğun yaşadığı binalarda yer aldığı için, temas seviyesi risk oluşturan yerler olarak görülüyor.
Dolayısıyla ağız diş sağlığı muayenehanelerinden hangilerine izin verileceğine ilişkin bir çalışma yapılmış.
Alınacak önlemleri hemen açıklamak yerine, meslek kuruluşlarının da görüşleriyle yeniden ele alınıp duyurulmasının yararlı olacağına karar verilmiş.
Benzer durum alışveriş merkezleri (AVM) için de geçerli olmuş…
Sağlık Bakanı Koca, toplantıda kapatılması yönünde yapılan teklifler üzerine, “Ona sıra gelmesi de yakındır” yanıtını vererek kısa süreye işaret etmiş.
ALO 184’E DOKTORLU YAPILANMA
Koronavirüs vakaları artınca 184 telefon hattı sadece bu konudaki ihbarlara ayrılmıştı.
Ancak görülmüş ki bu merkezlerde çalışanların ağırlıklı bölümü lise mezunu kişiler, bir hasta aradığında ona yanıt verecek bilgi ve birikime de sahip değiller.
Buna ilişkin yeni bir algoritma yaratılmış, vatandaş telefonda 184’ü çevirip sağlık sorunu olduğunu belirttiğinde kime aktaracağı, bilgi almak istediğinde kime yönlendireceği gibi bir sistem getirmiş.
Her çağrı merkezine de bu kapsamda doktorlar görevlendirilmesi kararına varılmış.
Sağlık Bakanlığı, gelecek hafta test yoğunluğuyla birlikte artacak vaka sayısı nedeniyle 184 hattın önemsiyor.
Buranın iyi koordine edilmesini istiyor.
Çünkü dün Habertürk ekranında da Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap’ın da altını çizdiği gibi gelecek hafta tespit edilen vaka sayısı binlerle ifade edilebilir.
Böyle durumda her kesimden gelecek yoğun hastane gösterilmesi veya sevkine ilişkin taleplerinin iyi yönlendirilmesi ve koordine edilmesi gerekiyor ki, Bakanlık ve Bilim Kurulu bu hassasiyetinde oldukça haklı…
YOĞUN BAKIMA YENİ DÜZEN
Bilim Kurulu, yoğun bakım ünitelerine ilişkin de önemli bir adım atma kararı almış.
Öncelikle vaka seyri eğer ki bugünkü gibi devam ederse yoğun bakım ve solunum cihazları açısından bir risk yaratmıyor…
Çünkü dünyanın en iyi donanımının yanında en fazla yatak kapasitesine sahip ülkeler arasında bulunuyor.
Ancak vaka sayısında bir artış olması durumunda tedbir amaçlı olarak yoğun bakım servislerine ilişkin de bazı yeni düzenlemelere gitme kararı verilmiş.
Bakanlık Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün de koordinasyonunda çok uzun zamandır yoğun bakım servislerinde makinaya bağlı yaşam sürenler, bundan böyle palyatif bakım merkezlerine taşınacak, yoğun bakımdaki yatak ve makinalar boşaltılacak.
Cihaz veya personel eksikliği dolayısıyla tam kapasite çalışmayan yoğun bakım üniteleri yeni cihazlar ile desteklenecek.
Yanı sıra, Sağlık Bakanlığı, üniversite ve özel sektör hastanelerinin 36 bin civarında olan yoğun bakım yatak sayısına hangi üniteler eklenirse yatak sayısında artış yapılabileceğine ilişkin planlama da yapılıyor.
TEST MERKEZLERİ
Bilim Kurulu’nda geçen hafta başında yapılan toplantısında teste ağırlık verilmesi yönünde görüş belirtilmiş, ancak bu konuda adım önceki gün atılabilmişti.
Belki bir haftalık bir gecikme olacak ancak buna rağmen başlangıçta 16 merkezde, ardından büyükşehirlerin tamamında test merkezlerinin kurulması, bunu mobil test sisteminin takip etmesiyle vaka sayısında artış görülebilir.
Bunun nedeni de vakanın seyir hızı.
Güçlü bir bünyede daha hafif seyredebiliyor.
Ancak zayıf bir bünyede yaşa bakmaksızın anında etki yapabiliyor.
Dolayısıyla güçlü bir bünye virüse sahipken normal yaşam sürmesi onun yayma oranını da arttırıyor; bu nedenle en küçük rahatsızlıkta veya ateşte anında tespit edilmesi önem arz ediyor.
BAKANLIK NEYSE ONU AÇIKLIYOR
Şunu belirteyim ki Bakanlık elindeki vaka sayısı konusunda herhangi bir kısıtta bulunmuyor.
Bunun kendi içinde kontrolü de yapılmış durumda.
Örneğin, önceki günkü Bilim Kurulu toplantısında gizli kalmak kaydıyla vaka sayısı 39 olarak bildirilmiş, yeni test grubunun sonucu çıkınca açıklama yapılacağına dikkat çekilmişti.
Bakanlık yeni test çıkınca bu sayıya 8 kişiyi daha ekleyip yayınladı.
Dolayısıyla Bilim Kurulu’nun baştan beri ortaya koyduğu, “Vaka gizlemek daha büyük soruna yol açar” anlayışı Sağlık Bakanlığı tarafından da içselleştirilmiş bulunuyor.
KOORDİNASYONA YENİ DÜZENLEME
Sağlık Bakanlığı personeli ile ilgili de bazı bürokratik motivasyon sorunu yaşanıyordu.
Bakanlık personeli kendisini biraz dışlanmış veya konunun neresinden tutacağını bilmeyen tutum sergiliyordu.
Sahadaki işleri yönetmeleri için Bakanlık personeli de bundan böyle tam yetki kullanacak.
Bu bir açıdan önemli çünkü test sayısı ile birlikte vaka sayısında da ani yükselme görülecek ve bu da ister istemez bir telaşa neden olabilecek.
Çünkü toplumun bazı kesimleri “bize bir şey olmaz” havasında dolaşarak temas arttırıp sorun yaratıyorlar.
Bu kesimlere ulaşılması, sağlık merkezlerinde personelin daha duyarlı çalışması dahil pek çok konuda Bakanlık personeli tam yetkiyle görev üstlenecek.
ALMANYA ÖRNEĞİ
Ancak bu sayı yükselmesi kısa sürede telaşa yol açmakla birlikte, bir hafta içinde aşağı düşüyor.
Bunun için en iyi örnek de Almanya başta olmak üzere Singapur, Hong Kong, Japonya, Kanada, Malezya gibi herkese test sistemine geçmiş ülke verileri.
Özellikle de herkese test sistemine sonradan geçen Almanya Türkiye için iyi bir örnek oluşturuyor; burada ilk aşamada sayı yükselmişken testlerle virüse yakalananlar tespit edilip anında karantinaya alındığı için 2 hafta içinde vaka sayısında ciddi düşmeyle karşılaşıldığına tanıklık ediliyor.
GRUP BAĞIŞIKLIĞI
Bugüne kadar test konusunda tek merkezli giden Sağlık Bakanlığı’nın Bilim Kurulu’nun da baskısıyla vaka beklemeden yaygın teste geçmesi önemli.
Çünkü bu konuda iki farklı bakış var; ilki İngiltere ve Hollanda gibi, “herkesi korumak yerine risk grubundakileri korumaya alalım, herkese bulaşsın bedenleri bağışıklık kazansın” diyen ülkeler.
İkinci grup ise Türkiye’nin de önceki gün aralarına katıldığı, Kanada, Almanya, Japonya, Singapur, Malezya, Hong Kong gibi herkese test uygulayanlar…
Bilim Kurulu bunu da ele almış ve genç yaştaki bazı kişilerde de ağır seyrettiği, hatta ölüme neden olduğuna ilişkin yurtdışı örneklerinden yola çıkmış.
Yaş grubu ayrımında da sınırın nasıl konulacağının da ayrı bir tartışma konusuna yol açacağına dikkat çekilmiş ve “Eğer bir grubu koruyacaksak hastalığın toplumda kontrol altına alınıp en aza indirilmesi gerekir ki bu şu aşamada mümkün değil” görüşünde birleşilmiş.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
Ayrıca Covid-19’a karşı vücut bağışıklığının hangi oranda gerçekleşeceği, aşının uygun bir koruma yöntemi olup olmayacağı gibi belirsizliklerin de bulunduğu anımsatılmış.
Sonuç olarak yaygın testin daha sağlıklı olmasına karar verilmiş, doğru da yapılmış.
Peki vaka sayısında bir yükselme görülürse sokağa çıkma yasağı gelebilir mi?
Sordum, şu aşamadaki verilen ve ileri dönük simülasyonların bugün için böyle bir kararı gerektirmediğinin altı çizildi.
İtalya’daki gibi bir duruma ihtiyaç olmadığına vurgu yapıldı…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.