CHP’Lİ GÖKMEN CEVAP VERDİ

ALİ GÖKMEN’İN BASIN AÇIKLAMASI ŞÖYLE:

17 Mayıs 2014 tarihinde göreve geldik. Görevlendirilmemizin hemen ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi için çalışmaya başladık. Partimizde daha önce görev yapmış, sandığına, alana, okula sahip çıkmış, mahalle sorumlusu bütün arkadaşlarımızı aradık ve çalışma startı verdik.

EMEK VERMİŞ YOLDAŞLARA TEŞEKKÜR ETTİK

2014 yılında 1200 kadar sandık görevlimiz olmasına rağmen, yaptığımız çağrılarda bu arkadaşlarımızın %80’inin görev kabul etmediğini üzülerek gördük. Yerel seçimlerde adaya yada meclis üyesine yönelik sandıkta görev aldıklarını söyleyenler oldu. Partili olmadığını söyleyen bir sürü insanla karşılaştık. Bu arkadaşlarımızın geçmişte partimiz için verdikleri emeklere teşekkür ettik ve yeniden kadro oluşturma çabasına girdik.

ÖRGÜTÜ YENİDEN AYAĞA KALDIRDIK

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra partimizde çok önemsediğimiz bir önseçim süreci yaşandı. Parti içi çalışmalarımızı, örgütlenmeye yönelik aktiviteleri sürdürdük ve önseçim sürecine girerken mahallelere zaman ayırdık. Çünkü, örgütümüz zayıftı, kişiler üzerine kurulmuştu ve bu durumdan acilen çıkılması gerekiyordu. Bunu büyük oranda örgütledik ve başarılı olduk.

İDDİAMIZI SEÇMENE DOĞRU YANSITTIK

7 Haziran seçimlerinde bütün CHP örgütleri tarafından sokağa en çok çıkan, seçmene en fazla dokunan İlçe Örgütü olmayı başardık ve bu sebeple taktir gördük. Bu örgütün bütün birimleri, Kadın Kolları, Gençlik Kolları, Meclis Üyelerimiz, Mahalle Birimlerimizle birlikte hep beraber saha çalışmaları yaptık. Bize göre bugüne kadar CHP’nin tarihi boyunca geliştirilmiş en iyi seçim kampanyası yürütüldü ve bütün iddialarımız seçmene doğru yansıtıldı. Bu çalışmaların neticesinde de 7 Haziran sonuçları ortada, halkımız koalisyon için teveccüh gösterdi.

TÜRKİYE KORKUYLA TESLİM ALINDI

Sonraki süreci hep beraber yaşadık; Ankara ve Suruç katliamları, sokakta insanların öldürülmesi, polislere yada askerlere yönetim suikastler, sivil yurttaşların can güvenliği korkusu ve “Ya savaş ya da bizim iktidarımız” paranoyası… Halkımız korkuya esir düşürüldü. Dolayısıyla 1 Kasım seçim sonuçlarının temeli, Türkiye’nin korku imparatorluğu tarafından esir ve teslim alınmasıdır.

MAHALLELERDE EMEK VERENLER DELEGE OLDU

Bu ülkede bütün siyasi partiler arasında en demokratik tüzüğe sahip olan partinin mensupları, en demokratik koşulları yaratan bir Genel Başkanın çalışma arkadaşlarıyız. Bizler mahalle birimlerini, emek verenleri, sahada koşturanları, partimiz için sabahın erken saatinden gecenin kör yarısına kadar sokakta çalışanların delege olmasını doğru gördük. Mahallelere sandık koyduk, mahalle birimleri mahalle seçimlerini tamamladı ve delegeler tamamen emekçi arkadaşlarımızdan seçilmiş oldu.

ÜYEMİZİN SÖZ SAHİBİ OLMASINI SAĞLADIK

Esenyurt İlçe Başkanı olarak kişisel tercihim İlçe Başkanlarının ve yönetim kurulu üyelerinin de örgütün bütün mensupları tarafından seçilmesidir. Bu tabanın taleplerine kulak vermektir, üyenin söz sahibi olmasını sağlamaktır. Ama kısa zaman önce yaşadığımız önseçimde gördük ki, yazılan üyeler “dayım, emmim, halam” diye kayırılarak yazıldığı için, katılım %40 oranında kaldı, üyelerimizin %60’ı sandığa gelmedi. Buna rağmen her mahalleye sandık koyduk ve üyelerimizin kendi delegelerini kendi oyları ile belirlemesini sağladık.

BLOK LİSTENİN DOĞRU OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM

Kongrede yaşanan çarşaf ve blok liste tartışmasına da değinmek istiyorum. Tüzüğümüzde “Yeterli sayıda imza ile blok liste önergesi verilmediği hallerde kongrelerin çarşaf liste ile yapılması gereklidir” deniliyor. Esenyurt’un yeni ilçe olması, mahalle sayısının 20’den 40’e çıkarılması, yeni oluşan örgütlerin birbirini genel itibariyle tanımamasından kaynaklanan sebeplerle blok liste ile seçime girmeyi uygun gördük. Derdimiz genel kabulün sağlanması ve temsiliyetin geniş tutulmasıydı. Bazı arkadaşlarımız da çarşaf listeyi uygun görmüştü. Elbette saygı duyduk, yorumlarını dinledik ve değerlendirdik. Ama biz ülke olarak bir takım handikapları yeni aşıyoruz. Hemşehricilik, kültürel ortaklıklar, renk benzeşmesi gibi sebeplerle “Benim arkadaşım olsun” mantığıyla yapılan seçimler, zaman zaman çalışmayan kadroları da işbaşına getirmiş ve sıkıntı yaratmıştır. Bu anlamda blok listenin tercihini doğru gördük ve delegasyon da bu yönde fikir belirtti.

HER BÖLGEDEN TEMSİLİYETİ BİR ARAYA GETİRDİK

Yönetim Kurulu listesinde Esenyurt’un genel dağılımı ve farklılık durumuna uygun davranmaya çalıştık, herkesin içinde kendisini bulacağı bir liste oluşturmak yönünde hareket ettik. CHP Esenyurt İlçe Yönetiminde her bölgeden arkadaşımız var. Tekirdağ’dan Mardin’e, Yozgat’tan Samsun’a, Ardahan’dan Tokat’a, Sivas’tan Kırklareli’ne kadar geniş bir yelpaze oluşturduk. Mozaik ortaya koyduk. Genç, dinamik, eğitimli bir kadro ile birlikteyiz. Kişilerin değil, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kadrosu ile birlikteyiz. Bu kadro ile gurur duyuyorum, ne kadar iyi işler yapacağımızı da bütün dostlarımız görecektir.

SLOGANIMIZ “VİZYON 2019”, İKTİDARA YÜRÜYORUZ

“Ben 30 yıldır delegeyim, bugün niye delege yazılmadım” kaygısı taşıyan arkadaşlarımızın varlığından haberdarız. Geçmişte partimize emek vermiş, omuz vermiş, güç vermiş bütün yoldaşlarımıza binlerce kez teşekkür ediyoruz. Onların emeklerinin önünde saygıyla eğiliyoruz. Ama bugün “Vizyon 2019” sloganıyla, “Yeniden Esenyurt, Yeniden CHP” sloganıyla bir hedef koymuş durumdayız ve bu hedefe yorulmadan koşmak zorundayız. 2 yıl sonra yapılacak kongre için bütün arkadaşlarımla görüştüm ve çalışan ile çalışmayan arkadaşımın CHP Esenyurt Örgütü tarafından değerlendirileceğini anlattım. Arkadaşlarıma dedim ki, çalışmayan, görevinin gereğini yapmayan arkadaşım olursa örgütümüz bunun faturasını keser.

MAHALLE GÖREVLİLERİ ARTIK İLÇE YÖNETİCİSİ

Yönetim Kurulu üyeliklerinde 13 mahalle yöneticisi arkadaşımızı görevlendirdik. Bu arkadaşlarımız mahallelerinde emek vermiş, seçimlerde hiçbir karşılık beklemeden görev almış yoldaşlarımızdır. Hiçbir CHP’li kimsenin adamı değildir, olmayacaktır. CHP’li yoldaşlarım kendi kararlarını kendilerini alabilirler, bundan şüphe etmeye gerek yok. Bu arkadaşlarımızın, partimizin politikalarına uygun hareket edeceklerini düşünüyorum.

MECLİS ÜYELERİMİZLE HİÇBİR SIKINTIMIZ YOK

Meclis Üyesi arkadaşlarımızla ilgili herhangi bir sıkıntımız yok. Arkadaşlarımızla 2 defa görüşme şansım oldu seçim öncesinde ve herhangi bir talepte bulunmadılar.

CHP’lilerin sosyal medyada birbirlerini eleştirmeleri, laf yarıştırmalarına sonuna kadar karşıyım. Kendisine CHP’liyim diyerek partiyi sosyal medyada tartışan ve tartıştıran arkadaşlarımız var, elimizde bununla ilgili yazışma dökümleri de mevcut. Bunun gereğini yapacağımızı ilan ediyorum.

HİÇBİR MECLİS ÜYESİ KİRLİ İLİŞKİ İÇİNDE OLMADI, OLMAYACAK

Geçen hafta sosyal medyada bir Meclis Üyemiz ile partili arkadaşımızın tartışması söz konusu oldu. CHP Meclis Üyeleri de bu parti için mücadele eden insanlardır. Hiçbir şekilde kirli ilişkiler içerisinde olmamışlardır, olmayacaklardır. Her Meclis toplantısı öncesi, benim Grup Başkanlığımda yapılan toplantılar sonucu almış olduğumuz ortak karara riayet eder, uygularlar. Orada sarfedilen sözler talihsizliktir. Partili arkadaşımız daha sonra Meclis Üyelerimizden özür dilemiştir, yanlış anlaşıldığını ifade etmiştir. Şu an bir sıkıntı yok ama ben sonuna kadar Meclis Üyesi arkadaşlarımızın arkasındayım ve kendilerine karşı geliştirilen her kötü söylemle ilgili gereğini yapacağımı, partinin kurullarını çalıştıracağımı ifade etmek istiyorum.

ASLAN KARADAĞ PARTİDE KALIP MÜCADELE ETMELİYDİ

Aslan Karadağ’ın istifasına ziyadesiyle üzüldüm. Karadağ çalışkan ve vefakar bir arkadaşımızdı. Fakat belli bir süredir partinin çalışmalarına katılmıyor, zaman zaman grup toplantılarımızda da bulunmuyordu. Kendisinin sosyal medyadaki tartışmalar üzerinden istifa ettiğinin düşünülmemesi gerekir. Kendisiyle istifa mektubunun ulaşmasından sonra görüştüm ve istifayı kabul etmeyeceğimi söyledim. Aslan Karadağ’a, CHP içerisinde kalması gerektiğini, mücadele vermesinin doğru olacağını, kaçmasının yakışık almayacağını anlattım. Kendisi de bana konunun bizimle herhangi bir ilgisi olmadığını, serzenişinin başka bir güruha olduğunu söyledi. Serzenişiniz kime olursa olsun, bu istifayı gerektirecek bir durum değildir. Dünya döndükçe CHP olacaktır. CHP’li bir yöneticiye, üyeye, meclis üyesine kırılmak şık da, doğru da değildir. Keşke gitmemiş olsaydı. İstifa ile ilgili çeşitli söylentiler var, gerekli araştırmayı gerçekleştiriyoruz.

İSTİFA PARTİDEN DEĞİL, MECLİS ÜYELİĞİNDEN OLMALI

Meclis Üyesi listesi yazılırken mücadeleler, kırgınlıklar, kızgınlıklar ve hatta galibiyet sayılacak mutluluklar oluşur. Bu bütün siyasi partilerde böyledir. Meclis Üyesi olacak arkadaşımız, partimizin belediyecilik anlayışını temsil edecek, onu anlatacak ve yayacak nitelikte olmalıdır, bunun için mücadele etmelidir. “Meclis Üyesi olayım, bir etiketim olur” demek yanlıştır. Bu meyanda söyleyeceğim şudur ki, etik olarak partiden değil, Meclis Üyeliğinden istifa gereklidir. “Kızdım, gidiyorum” anlayışını kabul etmiyorum. Kalacaksın, mücadele edeceksin, partini büyüteceksin. 120 bin kişi sen canın sıkıldığında arkanı dönüp gidesin diye oy vermedi. Açık yüreklilikle söylüyorum; alınan oylar kimsenin şahsi oyları değil, partinin oylarıdır. Partililik, kendini oy veren inisiyatifi yok saymak değildir.

ALGI YÖNETİMİ YÜRÜTENLERLE HUKUK ÖNÜNDE HESAPLAŞACAĞIZ

CHP dışından birileri Meclis Üyesi arkadaşlarımızla aramızda bir çelişki yada sorun varmış algısı yaratmaya çalışıyorlar. İlçe yönetimi olarak bizler de, Meclis Üyesi arkadaşlarımız da kurgulanan durumun farkındayız. Parti içindeki kurulları harekete geçirerek bu algıyı yaratmaya çalışanları deşifre edecek, gerekli yaptırımları uygulayacağız. Bir takım sahte veya isimsiz sosyal medya hesapları üzerinden yürütülen kara kampanyayla ilgili de mahkemelere başvurularımızı yaptık. Yakın zamanda bu kampanyanın kimler tarafından yürütüldüğünü ortaya çıkaracak ve hukuk önünde hesap soracağız.