Ekrem İmamoğlu'ndan İBB'de yolsuzluk açıklaması: 'Rahatsız eden veriler var'
Yayınlanma:
Güncelleme:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir programda belediyedeki AKP dönemine dair açıklamalarda bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir programda belediyedeki AKP dönemine dair açıklamalarda bulundu.
Deutsche Welle Türkçe’ye konuşan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu,31 Mart seçimlerinde olan 13 bin 729 oy farkının 23 Haziran seçimlerinde 806 bin 415 farka çıkmasına ilişkin, 31 Mart seçimlerinin ardından vatandaşların daha fazla sandığa gittiğini ve daha aktif çalıştıklarını belirterek şunları kaydetti:
“Toplumun adalet duygusu açığa çıktı ve demokrasiyi tehdit eden bu duruma karşı bir duruş sergiledi. İlk seçimdeki oy potansiyeli buna bir taban oluşturdu. Benim beklentim daha yüksekti. Çünkü toplumun büyük bir kesimi karşı rakibe oy vermiş olmasına rağmen gönlünün bizden yana olduğunu ve haksızlığa uğradığımızın farkında olduğunu toplumun farklı kesimlerinden duymuş birisiyim.” ifadelerini kullandı.
“CUMHURBAŞKANINDAN RANDEVU TALEP ETMEK EN DOĞAL HAKKIM”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan randevu talebine dönüş olup olmadığı sorulan İmamoğlu, “Karşılaştığımızda kendisine randevu talebimi hatırlattım. ‘Arkadaşlarımız planlıyor’ diye cevap verdi. Ama henüz bize bir dönüş olmadı. Olmazsa yine talep edeceğim. Neticede İBB Başkanıyım. Türkiye’nin en büyük şehrinin, dünyanın en önemli kentlerinden birini yönetiyorum. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’ndan randevu talep etmek en doğal hakkım. Bugünkü sistemde direkt hakkım. Bu talebimin cevap bulmaması halinde talebimi yenileyeceğim.” diye konuştu.
“MALİ YÖNDEN İYİ YÖNETİLMEYEN BİR BELEDİYE”
Belediye başkanlığını kazanmasının ardından nasıl bir tabloyla karşılaştığı sorulan İmamoğlu, uzun süredir toplumun ve gerekli kurumlarında irdeleyemediği bir belediye olduğunu söyleyerek “Şirketler tarafından yönetilen bütçe, toplam bütçenin yaklaşık üçte ikisi. Böyle bir ortamda şirketlerin sayıştay tarafından denetlenmediği yerde ister istemez şüpheleriniz çok daha yoğun olabiliyor. Bizi rahatsız eden veriler de elimizde var. Bu yönüyle şeffaflığı ele alan bir belediye yönetimini devreye sokacağımız için ne yazık ki tespitlerimizin daha da büyüyeceğiniz görüyoruz. Mali yönden de iyi yönetilmeyen bir belediye olduğunu gözlemledik.
Özellikle son 4 yılı gelir-gider dengesinin çok bozulduğu bir 4 yıl söz konusu. Bugün gelinen nokta Büüyükşehir Belediyesi için çok sağlıklı bir nokta değil. Ama İstanbul kaynakları güçlü, fırsatları çok olan bir şehir. İstanbul’da mali disiplin açısından büyük başarılar elde edeceğimizi, tasarrufla, israfı yok ederek ciddi kazanımlarla İstanbul’un geleceğine muazzam bir tablo ortaya koyacağımızı şimdiden görebiliyorum. Bu bizim hem yatırım gücünü destekleyecek hem de ihtiyaç durumunda borçlanma noktasında belki de Türkiye’nin en ucuz borçlanan kamu kurumlarından biri hatta birincisi olmayı hedefleyeceğimizi ön görüyorum. Ama hepsi için biraz zaman.
Ayrıca ben felaket tanımı yapmayı sevmem. Sıkıntıları bol bir İstanbul hatta Türkiye’ye ekonomik olarak baktığınızda çok olan bir ülke. Ama hem Türkiye hem İstanbul gerçekten fırsatları olan bir pozisyonda. Biz gereğini yaptığımızda çağdaş bir yönetim var ettiğimizde hedeflerimize ulaşacağımızı görüyorum.” şeklinde yanıt verdi.
YENİ PARTİ
Bülent Mumay, İmamoğlu’na “Yerel seçimlerden sonra iç siyasette kıpırdamalar var. Davutoğlu ve Babacan’ın parti hazırlıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye siyasetinin bugünkü dengeleri değiştirecek bir ivme yakalayacaklarını düşünüyor musunuz?” diye sordu.
İki isminde çok güçlü geçmişinin olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Çok üst seviyede sorumluluk elde etmiş kişiler. Toplumda nasıl bir karşılık bulacağını elbette zaman gösterir. Kararlı duruşlar siyasette çok önemlidir. Geri adım atmamaları, bir inancı varsa geri adım atmamaları çok önemlidir. Türkiye’nin kararlı duruşlara ihtiyaç var. Şunu kast ediyorum, Türkiye’nin yeni bir siyaset diline ihtiyacı var. Tek başına kişiliklerin faydadan çok zarar verdiğini yakinen görüyoruz. Buna karşılık vermemiz lazım. Siyaset güncel bir olay değildir. Ürettiğiniz siyasi mekanizmalar geleceği etkiler. Ben adım atarken öyle adım atıyorum. Bunların ihtiyaçtan doğduğunu düşünüyorum. Güçlü siyasi kimliklerin varlığı toplumlar açısından önemlidir” dedi.
Gündem
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.