Haberdar Gazetesi Gündem Mahallenizi talana teslim etmeyin!

Mahallenizi talana teslim etmeyin!

"Kent Savunması" resmi olarak kuruluşunu ilan etti.

Kent Savunması kuruluşunu geçtiğimiz hafta ilan etti. Bu dönemde belediyelerin stratejik planlama zamanı olduğunu hatırlatıp, “Sürece dahil olun” diyorlar

Kentsel dönüşüme, mega projelere ve doğanın tahrip edilmesine karşı demokratik kitle örgütlerinin bir araya gelmesiyle "Kent Savunması" resmi olarak kuruluşunu ilan etti. Bundan sonraki tüm direnişlerde mücadelelerini birlikte yürütme kararı alan kent savunucuları; eşit, özgür, adil bir şehirde yaşamak için kentsel dönüşüm ve mega projelerle doğanın tahrip edilmesine ve sermaye sahiplerine karşı birlikte direnecekler. Kent Savunması'ndan Ece Demirel’le konuştuk.
Kurulma nedeninizi nasıl açıklarsınız?
22 Aralık 2013’te Kadıköy’de Kent Mitingi oldu. Katılımcılar arasında Kuzey Ormanları Savunması, Kent Hareketleri Forumu ve Forumlar Kordinasyonu vardı. Bu miting sonrasında toplantılar devam etti ve İstanbul Savunması ismini alan bir örgüt haline gelme kararı verdi. Nedeni ise mücadeleleri birleştirmekti. Kent Hareketleri Forumu, mahalle dernekleri için kurulmuştu. Kuzey Ormanları Savunması, daha çok mega projeler üzerine çalışıyor, dolayısıyla ikisi de parça parça mücadele ediyor. İstanbul’u bir bütün olarak savunmak için ayrı bir örgüte daha gerek duyulmuş oldu ve bunun sonucunda İstanbul Kent Savunması ortaya çıkmış oldu.
Neden kuruldu?
•Şu an korular, bostanlar, yeşil alanlar riskli alan ilan edilip çehreyi değiştirecek bir kentsel dönüşüm uygulanıyor. Örneğin; 3. Havalimanı'nın kurulacağı alanda 3 tane köy yapılacak inşaattan etkilenecek. Bir kısmı tümden göç etmek zorunda kalacak.
•Sondaj çalışması yapıldığında bazı yerlerde kırk bazı yerlerde ise yetmiş metreye kadar sağlam zemine ulaşılamıyor. Buna rağmen Havalimanının yapılmasına karar veriliyor. Şimdi sağlam zemine ulaşamadıkları için hafriyat dökecekler.
•3. Havalimanı arazisi temiz su havzalarının olduğu, pek çok balık türünün yaşadığı bir arazi. "İstanbul’un en büyük sorunu ne?" derseniz hep "su" denir ve barajlarda yeterli su olmadığı söylenir. Buna rağmen temiz su havzası bulunan bir alan harfiyatla doldurulup oraya havalimanı yapılmaya karar veriliyor. Burada aklın ve bilimsel standartların algılayabileceği bir şey yok. İşte bütün bu saldırıları protesto etmeye, bilimsel raporlarlarıyla nedenlerini açıklamaya ve kamuoyuyla paylaşmaya devam ediyoruz.
AKP'nin yaptığı projeler, kalkınma, büyüme gibi söylemlerle anlatılıyor. Buna ne dersiniz?
TOKİ’nin görevi afet riskine karşı dayanıklı konut yapmaktı, kuruluş amacı da buydu. Ama bunun yerine Sulukule örneğinde olduğu gibi insanlar sürüldü. Altından kalkamayacakları borç yükü altına sokuldu. Lüks siteler yapılarak oraların bütün yapısı değiştirilmiş oluyor. Bu durum TOKİ'ye yaramış oluyor. Evet, Türkiye’de afet riski var, buna yönelik önlem almak da gereklidir. Ama bu mevcutta yürüdüğü haliyle yapılmamalı. Barınma hakkı, konut hakkı temel haktır ve buna dayanarak bütün çalışmalarını yapmak zorundadır devlet. Afet riskinden korumak insanları sürüp oradaki alana lüks konutlar yapmak değil.
İstanbul'u rant şehri haline getiren temel sebepler neler?
Resmi kayıtlara göre 20 milyonluk bir nüfustan bahsediyoruz. İstanbul’un yüzölçümü kaldırabileceğinden daha fazlasını taşımaya çalışıyor. Ülkede istihdam sorunu varken, insanlar iş bulmak için İstanbul’a akıyor. İstanbul örneğin 40 milyon nüfuslu olduğunda neyi kaldıracak? Geçenlerde Üsküdar Salacak minibüs hattı sahil yolu sel oldu. Belediyenin öncelikli olarak yapılması gereken altyapı sorunlarını halletmek değil midir? Altyapı sorunlarını halletmek yerine rant peşine düşmekten, belediyeler asli işlerini yapamaz durumdalar. Bundan dolayı halk olarak muzdarip oluyoruz.

Belediyelerin stratejik planlamaları 30 Eylül’e kadar

Şu an devam eden bir süreç var. Mahalleliler de dahil olabiliyor. Biraz anlatabilir misiniz?
Zaten süren bir "Kent ve Hukuk" atölyemiz var. Hukukçu arkadaşlarımız hem mahalle derneklerinden gelenlere hem de diğer ilgi sahiplerine bilgi vermeye çalışıyor. Bu ara öncelikli bir konumuz var. 30 Mart'tan 30 Eylül'e kadar Belediyeler stratejik planlarını hazırlamak ve buna göre bütçelerini onaylatmak zorunda. 30 Haziran'dan itibaren ilk aşaması bitti. 30 Haziran'dan sonra ise belediye sınırları içerisinde ikamet eden kişilerin görüşlerine başvuruyorlar. Örneğin kentsel dönüşüm yapmak istediğini duyduğunuz belediyenin bir alanla ilgili plana dahil olmamasını sağlarsanız, o dönüşüm bu dönemde yapılamayacak demektir.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *