17 Ağustosların unutulmayıp yeniden yaşanmaması için sürekli hatırlanacağı, yapılanların yapılmayanların sorgulanacağı bir gün olması gerekirken, 17 Ağustos’u anmanın ve anlamanın içi boşaltılmak isteniyor. Oysa, üzerinden 14 yıl geçmiş olmasına rağmen bu gün, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 Depremlerinden geriye kalan orta hasarlı binaların hala varlığını koruduğu ve bu yapıların kullanılmaya devam edildiği, Afetlerle mücadele konusunda kurumsal yapılanmada çok başlılığın ve mevzuatsal dağınıklığın giderilmediği, Merkezi ve yerel düzeyde başta deprem olmak üzere afetlerle etkin mücadele edecek planlarının hazırlanmadığı, Ulusal ve bölgesel düzeyde yapılması gereken afet risk harita ve değerlendirmelerine yönelik çalışmaların yetersiz ve çok yavaş ilerlediği bilinmekte, sonuç olarak hala yapılması gerekenlerin olduğu ortaya çıkmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklar, 17 Ağustos depreminin 14. yılında, yaşanmış acılara ve tecrübeye rağmen hala afetlere karşı sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşadığımızı söylemeyi ve umutlu olmayı mümkün kılmamaktadır. Bir gece yarısı değişikliği ile Kamu yararı güden Odalarımızın afet güvenliğinin temel araçlarından biri olan yapı üretim ve denetim süreçlerinde devre dışı bırakılması tabloyu daha da karamsar bir hale getirmiştir.
Nurlu: 17 Ağustos deprem bilincinde milat oldu
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanı Murat Nurlu, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin Türkiye'de deprem bilincinin oluşması noktasında milat olduğunu belirtti.
Nurlu, 7.4 büyüklüğünde ve 16 kilometre derinlikte meydana gelen 17 Ağustos Marmara Depremi'nin 14. yılında, Türkiye'de depremlere karşı alınan tedbirleri anlattı.
Bu acı olayın, Türkiye'de deprem bilincinin oluşması noktasında milat olduğunu dile getiren Nurlu, 17 Ağustos Depremi'nden sonra ülkede önemli çalışmalar yapıldığını söyledi.
Başbakanlık AFAD'ın 2009'da kurulmasının ardından çalışmaların hız kazandığını dile getiren Nurlu, bunlardan en önemlisinin Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı'nın hazırlanması olduğunu bildirdi.Belgenin, 24 eylemin yer aldığı "kısa dönem" kısmının bu yıl sonu itibarıyla tamamlanacağını belirten Nurlu, temel eylemler kapsamında MTA Genel Müdürlüğünce Türkiye'nin diri fay haritasının hazırlandığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca kentsel dönüşüm kanununun çıkarıldığını, Hazine Müşteşarlığınca Doğal Afet Sigortaları Kanunu'nun yenilendiğini, Deprem Yönetmeliği'nin güncellenmesi için de çalışmaların başlatıldığını kaydetti.
-"Üniversitelerin deprem projelerine 3 milyon liralık destek"
Murat Nurlu, Kalkınma Bakanlığının desteğiyle Ulusal Deprem Araştırma Programı'nı başlattıklarını, bu kapsamda üniversiteler ile sivil toplum kuruluşlarının projelerine destek sağladıklarını bildirdi. Şu ana kadar 14 üniversitenin deprem konusundaki çalışmasına toplam 3 milyon liralık katkı verdiklerini ifade eden Nurlu, desteklerinin devam edeceğini söyedi.
Deprem zararlarının azaltılması amacıyla Türkiye Ulusal Müdahale Planı'nın oluşturulduğunu belirten Nurlu, "Artık bir afet yaşandığında, bölgede hangi kurum ve kuruluşun ne iş yapacağı belli. Her kurum kendi görevini aldı, buna göre hazırlıklarını sürdürüyor" dedi.
-"1 milyon kişi afetler konusunda eğitilecek"
AFAD'ın ülkenin önemli bölgelerinde lojistik merkezler kurmaya hazırlandığını anlatan Nurlu, böylece afet anında ihtiyaç duyulan malzemelerin çok acil şekilde sevkinin sağlanacağını dile getirdi.
Afet konusunda bilinç oluşturmanın önemine değinen Nurlu, bu yıl ülke genelinde başlattıkları Afete Hazır Türkiye kampanyasıyla, 1 milyon kişinin eğitilmesinin hedeflendiğini bildirdi.
Nurlu, "Ülkenin yeni diri fay haritasının hazırlanmasından kentsel dönüşüme, deprem sırasında kurumların görev paylaşımından lojistik merkezlerin kurulmasına kadar her alanda yapılan çalışmalarla Türkiye artık afetlere daha hazır" ifadesini kullandı.
-"Muhtara 'deprem olduğunda nerede toplanacağız' diye sormalı"
Murat Nurlu, teknolojinin de gelişmesiyle ehliyetli firmalarca daha sağlam yapıların inşa edildiğini vurguladı.Türkiye'de ev almak isteyenlerin artık binanın deprem yönetmeliğine uygunluğunu, zemin durumunu daha çok sorguladığına işaret eden Nurlu, şunları kaydetti:
"Bu çok önemli bir gelişme. Daha fazla şey sorgulanmalı. Afet hiçbir zaman tam anlamıyla merkezden yönetilemez. Yerel yönetimlerin de işin içinde olması gerekiyor. O nedenle vatandaş, yerel yöneticileri de sorgulamalı. Mesela mahallesindeki muhtara 'Deprem olduğunda nerede toplanacağız', belediye yetkililerine 'depremden sonra hangi imkanlardan faydalancağım, bir hafta nasıl ayakta kalacağım, sağlık sorunu nasıl çözülecek' demeli. Vatandaş ne kadar çok sorgularsa bu işin üstesinden daha iyi geleceğiz.
Hep beraber el ele vermek zorundayız."
Hep beraber el ele vermek zorundayız."
Avcılar’a iyi haber
KTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bektaş: "Kuzey Marmara Fayı üzerinde beklenen büyük deprem Avcılar'ın batısına kaymıştır"
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, İzmit depremi öncesinde İstanbul'un batısında, Avcılar'da görülen sismik kümelerin deprem sonrası dönemde yok olduğunu belirterek, "Bu özellik, İzmit depremi sırasında Avcılar ikincil fayının kırılarak gerilmesini boşattığını, böylece sismik aktivitenin duraksadığını gösterir" dedi.
Bektaş yaptığı açıklamada, büyük depremlerin yakın ve uzak çevresindeki faylar üzerinde gerilme artışına veya azalmasına neden olduklarını ifade ederek, "Artan gerilme ve sismisite (depremsellik) sonucu oluşan sismik kümeler büyüyerek yeni bir deprem oluştururlar. Gerilmelerin azalması ise sismik aktivitenin duraksaması, var olan önceki sismik kümenin yok olmasına neden olur" diye konuştu.
Bektaş, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremin İstanbul çevresindeki faylar üzerinde oluşturduğu gerilme birikimleri ve gerilme azalmalarını anlamak için bölgenin deprem öncesi (1985-1999) ve sonrası (1999-2013) dönemlerine ait sismik aktivitelerin karşılaştırıldığını dile getirerek, şunları söyledi:
"İzmit depremi öncesinde İstanbul'un batısında, Avcılar'da görülen sismik kümeler deprem sonrası dönemde yok olmuştur. Bu özellik, İzmit depremi sırasında Avcılar ikincil fayının kırılarak gerilmesini boşattığını, böylece sismik aktivitenin duraksadığını gösterir. İzmit depremi öncesinde İstanbul-Avcılar'dan kuzeybatı ve kuzeydoğu doğrultularında Karadeniz'e uzanan iki sismik hat üzerinde yer almış 5 sismik kümeden dördü, İzmit depremi ve sonrası gerilmelerini boşaltarak yok oldu. Bu iki sismik hat veya aktif fay Kuzey Marmara fayının ikincil kollarına karşılık gelir."
Bu verilerin İzmit deprem odağından 105 kilometre uzakta yer alan Avcılar'da beklenenin üzerinde yaşanan hasarın topografyadan kaynaklanmadığını, aksine Avcılar fayının tetiklenerek bölgede ağır hasar oluşturduğu anlamını taşıdığını kaydeden Bektaş, "Bu görüş doğruysa Kuzey Marmara Fayı üzerinde beklenen büyük deprem Avcılar'ın batısına kaymıştır" ifadesini kullandı.