Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yurtlardaki yer sıkıntılarından dolayı öğrencilerin ev, apart ve pansiyonlarda kaldığını ve buraları valiliklerin denetleyeceğini belirtmesi üzerine gözler valilere çevrildi.
40 yer kapattık
Başbakanın açıklamalarından önce bu konuda çalışmalar yürüttüklerini söyleyen İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul'da bu çalışmalar sonucunda 40'a yakın yer kapattıklarını söyledi. Vali Mutlu "Gayri yasal ve farklı ilişkiler geliştirebilir yerlere karşı eskiden beri çalışıyoruz. Özellikle ruhsatsız çalışan, belediyeden alması gereken belgeleri almamış, sigortasız işçi çalıştıran bu yerlere karşı kapatma yoluna da gittik. Bundan sonra da çalışmalarımız sürecek. Bunlar arasında, öğrenci için çeşitli faaliyetler sunan da var, turistler ya da farklı gruplar için sunan da. Bu tür 40 civarında yeri kapattık" dedi.
Yeni bir genelge hazırlanıyor
Vali Mutlu ayrıca yeni bir genele hazırlandığını belirterek "Bu genelge devletin alması gereken tedbirleri, daha açıklayıcı ve kapsayıcı biçimde belirtecek. Bu konudaki karışıklığı ortadan kaldıracak" ifadelerini kullandı.
TOPHANE'DE BİR EVEİ 30 POLİSLE BASKIN
Radikal'de yer alan habere göre Özge Altın, İstanbul Şehir Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü’nde yüksek lisans öğrencisi. Beş yıldır Tophane’de yaşıyor. Başbakan'ın açıklamasının ertesi günü öğle saatlerinde 30 kadar polis, sivil polis, zabıta ve maliye memurunun apartmana geldiğini, isim vererek Altın’la ilgili sorular soruluyor.
Ev sahibinin tepkisi
“Ev sahibim muhafazakârdır, gerçek bir AKP destekçisidir. Sürekli konuşuruz, görüşlerimizi açık açık paylaşırız, o da söyler, ben de söylerim. Yani bana defalarca ‘Tayyip’e canım feda’ diyen biridir. Ona rağmen haber vermeye eve geldiğinde sinirden gözleri dönmüş durumdaydı. ‘Bizi nasıl şikâyet edebilirler! Biz komşuyuz, sen burada beş yıldır yaşıyorsun. Abi-kardeş olduk, kimseye zararın yok. Bir durum olsa burası aile apartmanı, biz gelip sana söyleriz zaten. Bu nasıl bir mantık? Nasıl polis gelebilir?’ diye çok kızdı.
‘Kusura bakmayın, benlik bir durum değil’ dedim. ‘Tabii ki değil, ben zaten şikâyet edenlere kızıyorum’ dedi. O başta Başbakan’ın açıklamasından sonra olduğuna inanmamış, ama polisle ilk konuşan ailenin kadınları, o sebepten geldiklerini söylemişler zaten.” Altın, beş yıl önce ilk taşındığında, mahallede genel olarak Tophaneli olmayanlara bakıştan kaynaklanan küçük sorunlar yaşasa da, bir süre sonra bunların çözüldüğünü anlatıyor.
Mahallelinin çocuklarını ders çalışmaya yolladığı ‘üniversiteli abla’, ‘biraz farklı’ bir komşu olmuş. Hayat tarzının farklılığına rağmen, komşularının kültürlerine ve inançlarına saygı gösterdiğinden, başta çıkan sorunları da konuşarak çözebildiğinden söz ediyor: “İlginç bir şekilde benden önce bu evde bir kadın, bir erkek öğrenci yaşamış iki yıl süreyle. Hiçbir sorun da yaşanmamış. Bu mahallenin kadınlarından tercih eden siyah çarşaflı olabilir, erkekleri çok muhafazakârdır. Benim ev sahiplerim belki mahallenin en muhafazakâr kesimini temsil etmiyor ama işte üst katlarında bir kadın, bir erkek öğrenci kalmasına, sonra benim yaşamama dünyanın en fena şeyi gibi yaklaşmıyorlar. Birlikte yaşarken çözülebiliyor bazı şeyler.”
‘Kusura bakmayın, benlik bir durum değil’ dedim. ‘Tabii ki değil, ben zaten şikâyet edenlere kızıyorum’ dedi. O başta Başbakan’ın açıklamasından sonra olduğuna inanmamış, ama polisle ilk konuşan ailenin kadınları, o sebepten geldiklerini söylemişler zaten.” Altın, beş yıl önce ilk taşındığında, mahallede genel olarak Tophaneli olmayanlara bakıştan kaynaklanan küçük sorunlar yaşasa da, bir süre sonra bunların çözüldüğünü anlatıyor.
Mahallelinin çocuklarını ders çalışmaya yolladığı ‘üniversiteli abla’, ‘biraz farklı’ bir komşu olmuş. Hayat tarzının farklılığına rağmen, komşularının kültürlerine ve inançlarına saygı gösterdiğinden, başta çıkan sorunları da konuşarak çözebildiğinden söz ediyor: “İlginç bir şekilde benden önce bu evde bir kadın, bir erkek öğrenci yaşamış iki yıl süreyle. Hiçbir sorun da yaşanmamış. Bu mahallenin kadınlarından tercih eden siyah çarşaflı olabilir, erkekleri çok muhafazakârdır. Benim ev sahiplerim belki mahallenin en muhafazakâr kesimini temsil etmiyor ama işte üst katlarında bir kadın, bir erkek öğrenci kalmasına, sonra benim yaşamama dünyanın en fena şeyi gibi yaklaşmıyorlar. Birlikte yaşarken çözülebiliyor bazı şeyler.”