İKİYÜZLÜLÜĞE KARŞI ÇIKTIK!
Altun, "Uluslararası medya kuruluşları İsrail'in acımasız saldırılarını kamufle etmek, dahası meşrulaştırmak için büyük bir ikiyüzlülük örneği sergiliyorlar. Biz bu ikiyüzlülüğe, bu kötülüğe başından beri karşı çıktık, çıkmaya devam ediyoruz" dedi
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen TRT Akademi Tanıtım Programı'na katıldı. Ulusal ve uluslararası alanda medya ve iletişim profesyonellerinin yetiştirilmesine katkı sağlayan, TRT Akademi'nin tanıtım programına Altun'un yanı sıra TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı ve çok sayıda davetli katıldı.
Acı bir gerçek
Programda konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "TRT tarihsel yolculuğu boyunca kamunun imkan ve birikiminden istifade etti. Bir yandan da kamu çıkarını esas alan bir yayıncılık anlayışıyla yol aldı. Zorlu koşullarla karşılaştı ve varlık göstermesini bildi. Ülkenin karşı karşıya kaldığı meydan okumalardan da ister istemez etkilendi. Bir yanıyla Türkiye'nin, Batı'nın bağımlı bir aktörü haline getirilme süreçlerinin kültürel unsurlarından biri olarak işlev gördü. Nabi Avcı üstadımızın 1980'li yılların iletişim ortamını tanımlamak için sarf ettiği çok önemli cümleler var. Bu cümlelere dikkatinizi çekmek isterim. 'Türkiye'de sadece Türkiye'de değil, İsrail hariç bütün Ortadoğu ülkelerinde dış politika yorumcularına ve kitlelere dünya olaylarını taşıyan kanallar sınırlı sayıdaki kuruluşun denetimi altındadır. Bu uluslararası kuruluşların 'bilgi' musluklarını kapatmaları halinde, gerek TRT, gerekse de Türk basınının büyük çoğunluğu bırakınız dünyada olup bitenleri, Türkiye'deki hava durumunu bile hedef kitlesine ulaştıramaz' Ne yazık bu durum, dönemin Türkiye'sinin acı bir gerçeğidir. Pek çok alandaki bağımlılık medya ve enformasyon alanında da kendisini göstermektedir ve bu durumdan Türkiye'nin kamu yayıncıları da, özel yayın kuruluşları da ne yazık ki muzdarip durumdadır. Bugün, hamdolsun ki birçok alanda olduğu gibi medya ve enformasyon alanında da bağımlılık zincirini kırmış bir Türkiye var karşımızda. Ve bu Türkiye'de, kamusal iletişim politikalarına etki eden kurumlarımız, kamu yayıncılarımız var" diye konuştu.
Zulmü ifşa ettik
Altun, "Bugün bütün dünya İsrail'in, 7 Ekim'den bu yana Gazze'de sürdürdüğü zulme tanık oluyor. Hepimiz biliyoruz ki, İsrail'in hukuksuz ve insanlık dışı saldırılarıyla Filistin'de son yılların en büyük zulmü, en büyük vahşeti yaşanıyor. Bir halk, haksız bir şekilde yerlerinden ve yurtlarından edilmeye, her türlü zulme, ayrımcılığa ve katliama maruz bırakılmaya çalışılıyor. İsrail Filistin'de bir savaş suçu işliyor, bir soykırım gerçekleştiriyor. Fakat küresel vesayet düzeni ve onların güdümündeki uluslararası medya kuruluşları İsrail'in acımasız saldırılarını kamufle etmek dahası meşrulaştırmak için büyük bir ikiyüzlülük örneği sergiliyorlar. Biz bu ikiyüzlülüğe, bu kötülüğe başından beri karşı çıktık, çıkmaya devam ediyoruz. İsrail'in yalanlarını, sistematik dezenformasyon kampanyalarını ifşa etmeye dönük gayretimizi de başından beri sürdürüyoruz. Biz inanıyoruz ki verdiğimiz bir hakikat mücadelesidir ve bu hakikat mücadelesi Gazze'deki zulmün son bulmasına hizmet edecektir. Bu süreçte İletişim Başkanlığı bünyemizdeki Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz, Anadolu Ajansımız ve TRT'mizin ortaya koyduğu kanıtlar bugün İsrail'in yürüttüğü zulmü, gaddarlığı ve soykırımı ifşa etmekte, tescil etmektedir" şeklinde konuştu.
ÇAĞIMIZIN VEBASI DEZENFORMASYON
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ülkemiz son yıllarda her alanda büyük atılımlar gerçekleştirdi” diyen Altun, “Devlet ve millet olarak birlik ve beraberlik içinde ülkemizi daha müreffeh, daha güçlü kutlu bir geleceğe taşıma gayretindeyiz. Sizlerin de yakinen bildiği gibi iletişim, iktisadi, toplumsal ve siyasi manada büyük fırsatların büyük tehditlere eşlik ettiği bir alan. Zira günümüzdeki medya düzeni çok büyük fırsatlar sunduğu gibi olağanüstü tehditleri de bünyesinde barındırıyor. Bu tehditlerden en büyüğü çağımızın vebası dezenformasyondur. Yanlış kurgu ve sahte haberler, bilgi kirliliği, manipülasyon ve bunlara eşlik eden siber tehditler günlük hayatımızın her alanında karşımıza çıkabilmekte ve kararlarımızı, olaylara yaklaşımımızı ve düşüncelerimizi kolaylıkla etkileyebilmektedir. Sadece bireysel hayatımızı değil, toplumsal hayatımızı da etkilemektedir. Bugün sosyal medyanın yarattığı bilgi kirliliğiyle mücadele noktasında, ana akım medya araçlarının hakikati araştırma, savunma ve sunma konusundaki kurumsal kabiliyetini öne çıkarmamız, vurgulamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.