KANLI OYUN!

KANLI OYUN!
İstanbul’da birer gün arayla Küçükçekmece, Eyüp ve Sultangazi’de kahvehanelerin taranması akıllara 1995 yılında 17 kişinin hayatını kaybettiği Gazi olaylarını getirdi. Provokasyona dikkat çeken Gazi Cemevi eski Başkanı Hıdır Elmas, «Her gün kahvehaneler t
Terörün zirve yaptığı bu günlerde İstanbul'un üç farklı ilçesi kahvehanelere düzenlenen kanlı saldırılarla sarsıldı. İlk saldırının gerçekleştiği Küçükçekmece Kanarya Mahallesi'nde  iki kişi hayatını kaybetti. Bir sonraki gün ise Eyüp Yeşilpınar Mahallesi'nde kahvehane tarandı. Burada da genç bir vatandaş katledildi. Dün de Sultangazi Sultançiftliği Mahallesi'nde kimliği belirsiz kişiler bir kahvehaneye saldırdı, biri ağır iki kişi hayatını yaralandı.

Hepimiz bir Mevla’nın kuluyuz

Yaşanan saldırılar 1995 yılındaki Gazi olaylarını akla getirdi. 17 kişinin yaşamını yitirdiği olayların yakın tanığı Gazi Cemevi Vakfı eski Başkanı Hıdır Elmas provakasyon uyarısı yaparak, "Buna bir çare bulunmalı. Artık yeter demeli. Kan akmasın" çağrısında bulundu. "Dini, dili, ırkı, mezhebi, ne olursa olsun biz hepimiz bir Mevla’nın kuluyuz" diyen Elmas, "Siyasi görüşünüz ne olursa olsun, Allah’ın verdiği canı insanların alması doğru mu?” diye sordu.

Allah bir daha yaşatmasın
Gazi Cemevi Vakfı eski Başkanı Hıdır Elmas, İstanbul’da 3 gün arka arkaya dernek ve kahvehanelerin taranmasının kendilerine çok tanıdık geldiğini de sözlerine ekledi. 1995 yılında 17 kişinin yaşamını yitirdiği Gazi olaylarının kahvehanenin taranmasıyla başladığını belirten Elmas, “Kimler tarafından yapıldığı halen aydınlanmadı. Olaylar oraya doğru yöneliyor herhalde. Allah o günleri göstermesin” dedi.

O zaman Gazi’yi seçtiler
Hıdır Elmas, 12 Mart 1995 tarihinde 17 kişinin yaşamını yitirdiği olaylarının yakın tanıklarından biri. “O zaman Gazi Mahallesi’ni seçtiler” diyen Elmas, “Kimler tarafından yapıldığı halen aydınlanmadı. O olayları hiçbir zaman yaşamak istemiyoruz artık. Bir akşam maç günüydü. Herkes kahvelere dolmuştu. Kahvelerde maç seyrederken İsmet Paşa Caddesi’nde 4 kahvehane bir pastahane taradılar. Birkaç yaralı bir de ölümüz vardı. Caddeler dolup taşmaya başladı. İnsanlar karakola doğru hareket etti. Ve kıvılcım başladı. Yavaş yavaş sakinleşmeye başlarken gece saat 04.00 sıralarına doğru kıraathanesine ateş açıldı. Orada insanlar öldü. Ertesi gün olaylar büyüdü. Cenazeleri kaldırmak için uğraştık. İnsanlar yağmur gibi, sel gibi gelmeye başladı. Kıvılcım Ümraniye’ye sıçradı. Gazi olaylarında 17 ölü 400’den fazla yaralı oldu. O dönem öyle eziyetler çektik ki o günleri hiç hatırlamak istemiyorum” ifadelerini kullandı.

Her gün kahvehaneler taranıyor
İstanbul’da 3 gün arka arkaya dernek ve kahvehanelerin otomatik silahlarla taranmasını değerlendiren Elmas, “Hakikaten olaylar oraya doğru yöneliyor herhalde. Allah o günleri göstermesin. Kolluk kuvvetleri, emniyet, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, tüm üst düzeydeki yöneticilerimiz, siyasi partilerimiz o günleri bize hatırlatmamak için uzlaşı içerisinde duruşlarını netleştirmeli. Her gün kahvehaneler taranıyor. İnsanlar artık kahvelerde oturmaz durumda. O günleri hatırlatmamak için herkese görev düşüyor” şeklinde konuştu.

Şiddet değil barışı getirmeliyiz
Emniyet yetkililerine, yöneticilere ve siyasilere seslenen Elmas, şöyle devam etti: “Buna bir çare bulunmalı. Artık yeter demeli. Kan akmasın. Barışın, hoşgörünün, demokrasinin, laikliğin olduğu yerde niye her gün insanlar hayatını kaybetsin? Dini, dili, ırkı, mezhebi, cinsiyeti, inancı, felsefesi ne olursa olsun biz hepimiz bir Mevla’nın kuluyuz. Allah’ın bize verdiği canı insanların almasına fırsat vermemeliyiz. Şiddet değil barışı getirmeliyiz. Öteleşmeyi değil hoşgörü ve kucaklaşmayı değerlendirmeliyiz. Bizim amacımız bu olmalı. Siyasi görüşünüz, düşünceniz ne olursa olsun insansınız. Allah’ın verdiği canı insanların alması doğru mu? Doğru olmamalı. Bu düşünce doğrultusunda en üst düzeyden en alt tabakadaki insanımız a kadar herkes kendine çeki düzen vermeli."

Kütüplaşma körüklenmemeli
Kutuplaştırmanın siyasilere taraf kazandırdığını söyleyen Elmas, “Kendi çıkar ve düşünceleri doğrultusunda kendilerine eş dost kazanıyorlar. Biz onu istemiyoruz. Evrensel beyannameye göre herkesi dost edinmeliyiz. Kutuplaştırmayı yok edip birlik beraberliği, benliği değil de bizi getirmeliyiz Türkiye’ye” dedi. O dönemlerde gerek devlet gerekse farklı kesimlerden baskı gördüğünü anlatan Elmas, şöyle konuştu: “Ya devlet yanlısı diyorlardı ya da işbirlikçi nitelendirmesi yapıyorlardı. Bu gibi şeyleri yok edebilmek için hiç taraf olmamak lazım. Ve de herkesin düşüncesine saygı duymak lazım. Biz terörist de doğmadık, PKK’lı da doğmadık. Herkes insandır. Her şeyin öncesinde insan olmak lazım. İnsan değerlerine saygı duymak lazım. Bireyselliği çoğunluğa çevirmek lazım."

Provokasyon 17 cana mal oldu
12 Mart 1995 günü akşam saatlerinde Alevi vatandaşların çoğunlukta yaşadığı Gazi Mahallesi'ndeki 4 kahvehane ve bir pastane, aynı anda kimliği belirsiz kişilerce bir taksiden otomatik silahlarla açılan ateşle tarandı. Saldırılar sonucu Halil Kaya adlı bir vatandaş hayatını kaybederken, 5'i ağır 25 kişi yaralandı. 13 Mart günü olayı protesto etmek için İstanbul'un dört bir yanından gelen yaklaşık 15 bin kişi, polis karakoluna tekrar yürüyüşe geçti, çevik kuvvet ve özel timlerle desteklenen polis tekrar gruba ateş edince çatışma başladı. Çatışmalar sonunda 15 kişi hayatını kaybederken, aralarında gazetecilerin de bulunduğu birçok kişi yaralandı. 15 Mart'ta olaylar Ümraniye'ye sıçradı. Ümraniye'de 4 kişi yaşamını yitirdi. Mustafa Kemal Mahallesi'nde çıkan olaylarda 5 kişinin ölmesi ve 20'den fazla kişinin yaralanması üzerine bu bölgede de sokağa çıkma yasağı ilan edildi.CİHAN
GAZETEM İSTANBUL'UN HABER İLE İLGİLİ YAZISI İÇİN TIKLAYIN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.