Kılıçdaroğlu: Kimsin sen?

Kılıçdaroğlu, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’ni (TÜRMOB) ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP lideri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ü tahliye eden “hak ihlali” kararıyla ilgili “Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” sözlerini değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu, “Emin olun böyle bir soruya muhatap olmak benim için gerçekten son derece üzüntü verici. Bir ülkenin cumhurbaşkanı topluma örnek olur, hukuka örnek olur. Hukuka, kanunlara, yargıya saygı duyar. Ama bir kişinin narsist özelliği öne çıkmışsa o hiçbir kuralı tanımaz, çünkü onun söyledikleri kuraldır ona göre. Ne yasayı ne anayasayı ne de diğer kuralların hiçbirisine uymaz. Uymamayı da görev sayar. Dolayısıyla bu kişiyle, sorumluluk hisseden bir siyasal partinin genel başkanının muhatap olmasını gerçekten üzüntüyle karşılıyorum. Onu bırakmamız lazım, kendisi ne söylerse söylesin” dedi.

Hukukun bir toplumda yaşayan tüm canlıların, doğanın, insanların güvencesi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Hukuku, adaleti kim dağıtır, mahkemeler. ‘Ben mahkeme kararına saygı duymayacağım’, ‘Mahkeme kararına uymayacağım’ demek narsist kişiliğin çok öne çıktığı bir olay demektir ve bunu kabul etmiyoruz” diye konuştu.

Hükümet kanadından gelen “kişisel eleştiri” değerlendirmelerinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Hiçbir şey eleştirinin dışında tutulamaz. Yargı da eleştirilebilir, parlamento da eleştirilebilir, siyasi partiler de, iktidar da, sivil toplum kuruluşları da eleştirilebilir. Ama siz eleştirmenin ötesine geçiyorsunuz, ‘Saygı duymuyorum ve uygulamayacağım’ diyorsunuz. Kimsin sen? Sen çıktın, TBMM’nin önünde, Anayasa sadakatten ayrılmayacağına, kurumların uyum içinde çalışacağına, namusun ve şerefin üzerine yemin ettin. Şimdi namus ve şeref kavramlarının içini boşalttılar. Namus ve şeref kavramı bitti, onun için. Şimdi hukuk da bitecek, hukukun da için, boşaltacaklar. Kurallar da bitecek. Bakın narsist kişilerin özelliği, bunlar kural, yasa tanımazlar, anayasa tanımazlar. Bunlar kendi söylediklerinin kural olduğunu ve herkesin ona uyması gerektiğine inanırlar. Bunların sağlıklı bir ruh yapıları yoktur. Bütün bu özelliklere, bütün bu söylemlere baktığınızda karşınıza bir kişi çıkar zaten; o kişiyi siz de tanıyorsunuz, ben de tanıyorum.”

Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın siyasi partilere gönderdiği mektuba ilişkin, “Meclis Başkanımıza yanıtı yarın göndereceğim. İlk mektuptaki görüşümüz neyse, aynı görüşümüz devam ediyor. Dolayısıyla bizim bir görüş farklılığımız söz konusu değil. İlk mektupta hangi gerekçelerle biz masaya oturacağımızı gayet net, gayet açık bir şekilde ifade etmiştik. Onları dikkate alarak, bizi davet ettiler. Biz hiçbir zaman masayı devirmedik. Bu da bir başka yanlış söylem. Tamamen toplantıyı bitiren TBMM Başkanı. Başkan toplantıyı bitirdikten, ‘Artık, bundan sonra böyle bir komisyon olmayacaktır’ dedikten sonra, ikinci kez neden böyle bir davet yapıyor, gerekçesini pek anlamış değiliz ama ilk mektupta söylediklerimizi tekrar kendisine bildireceğiz” diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar herkesi ve her kurumu bağlar” sözlerinin sorulmasını üzerine de Kılıçdaroğlu, “Bir yargıcın titizliği içinde, düşüncelerini aktarmış. AYM’nin Sayın Başkanı, ‘elbette eleştiri olabilir’ diyor. Eleştiriden ötürü herhangi bir kırgınlık ifade etmiyor ama kendilerine yönelik haksız bazı suçlamaların da karşısında, bu da gayet doğaldır” dedi.

Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın parti yönetimine yönelik eleştirilerinin olduğunun belirtilmesi üzerine de Kılıçdaroğlu, “Her makam, her kurum eleştirilebilir, bu eleştirileri de saygıyla karşılayacaksın. Niye eleştiriyorsun, hemen oturalım, ceza verelim’ demek, doğru değil tabi” dedi. Yine Baykal’ın “Hamasetle dış politika yürütülemez” açıklamalarına ilişkin de Kılıçdaroğlu, “Doğru, hamasetle dış politika yürütülemez. Dış politika, iç politikanın asla ve asla malzemesi olmamalıdır. Daha dikkatli, ülkenin, bölgenin çıkarlarını düşünerek bir dış politikanın sürdürülmesi gerekir ama böyle bir tablo maalesef Türkiye’de yok” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, İMC TV’nin yayınının kesilmesiyle ilgili de “Mahkeme kararı olmadan bu tür uygulamaları doğru bulmuyoruz, asla. Yargının bağımsızlığı üzerine nasıl titriyorsak, medyanın özgürlüğü üzerinde de siyasi görüşümüz olursa olsun, aynı titizliği göstermek zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.