Mehmet Mert
Hipnoz...!
Yayınlanma:
Önce şunu enine boyuna bir tartmak lazım. Darbe kalkışması Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya yönelik miydi yoksa bugünkü iktidarı yıkmaya yönelik miydi?
Daha önce gerçekleşen askeri darbelere bakacak olursak neler oluyordu?
Bir rütbeli radyodan veya televizyondan açıklama yapardı.
'Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koymuştur' açıklamasından/anonsundan sonra ülkede hayat durur ve herkes yapılacakları beklemekten başka bir şey düşünemezdi.
***
15 Temmuz darbe kalkışması ise her yönü ile çok farklıydı.
Askerin çok azı kalkışmaya destek veriyordu.
İçlerinde siviller daha çoktu.
Aylardır hatta yıllardır böyle bir darbe olma ihtimali konuşuluyordu.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım dillendirmişti.
Rahmetli milletvekili Kamer Genç gibi birçok siyasetçi dillendirmişti.
Hüseyin Gülerce gibi daha önce FETÖ'ye yakın olan isimler dillendirmişti.
Asker içerisinden birçok önemli isim dillendirmişti.
Kısaca tabiri caiz ise sağır sultan bile böyle bir kalkışmanın olabileceğini duymuştu.
***
Bütün bunları duyan ve takip eden mevcut iktidarın lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 'inlerine gireceğiz' diyerek hem FETÖ'ye karşı savaşı başlatmış hem de daha sonraki açıklamaalrında bunlar için 'Paralel Yapı' diyerek; “tabanı ibadet, ortası ticaret, tepesi ihanet” demişti.
Belki geçtiğimiz yıllarda FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) ilan edildiğinde çoğumuz işin ciddiyetini kavramamıştık.
Ancak 15 Temmuz akşamı olan bitenleri gördükçe, daha sonra birçok şüpheli devlet adamları, generaller, askerler, devlet memurları, gazeteciler, iş adamlarının itiraflarını duydukça adeta şok geçiriyor ve durumun ciddiyetini bir kez daha kavramaya başlıyorduk.
***
Böylece bir anlamda yazımızın başında sorduğumuz; ''Darbe kalkışması Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya yönelik miydi yoksa bugünkü iktidarı yıkmaya yönelik miydi'' sorusunun da cevabını alıyorduk.
Bugünkü iktidar 14 yıldır görevde ama bugünkü darbeye kalkışanlar en az kırk yıldır plan yapmışlar.
Önlerine çok iktidarlar gelmiş.
Çok cumhurbaşkanları çok başbakanlar görmüşler.
Peki neden daha önce değil bugün kalkıştılar ülkeyi ele geçirmeye diye sormamıza da gerek var mı bilmiyorum.
Zira üç yaşındaki çocuk bile artık bu soruyu; devletin bütün kademelerine ancak yerleşmişlerdir ve Ortadoğu'da olanlardan da aldıkları cesaretle buna artık cüret etmeyi düşünmüşlerdir diye cevaplayabilir.
***
Bugünkü iktidar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan geçmişte aynı gruba yakın oldukları için ne kadar hatalı sayılabilirse (Ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan daha dün bu durum için 'Allah bizi affetsin' dedi) bugün bu terör örgütü ile kararlılık içerisinde mücadele gösterip, şantajlara, tehditlere, oyunlara rağmen mücadele göstererek ülkenin bu sistemin eline geçmemesinde önemli etken oynadıkları için de başarılı sayılabilirler.
***
Her ne kadar bugün OHAL ortamında alınan kararların (Kanun Hükmünde Kararnameler'in) bir çoğunun TBMM'den geçmesi gerektiğine inanan birisi olanlardan olsam da ne yazık ki galiba bu ortamda ülkenin huzura ve güvene ulaşması noktasında başka çare yok gibi geliyor bana da.
***
Düşünsenize daha önceleri adını duyduğunuzda ne gereksiz kişiler diye ifade ettiğiniz kişileri bugün taktir eder, takip eder merak eder duruma geldik.
Onlardan birisi de FETÖ'nün ele başının bir zamanlar sağ kolu olan Hüseyin Gülerce.
Gülerce dün akşam önemli açıklamalar yaparak FETÖ'yü deşifre edici bilgiler verdi.
Özellikle Fenerbahçe'nin ve Aziz Yıldırım'ın 2010-2011 yılında FETÖ tarafından nasıl oyunlara geldiğini anlattı.
Gülerce son köşe yazısında da FETÖ'nün tabanından bahsederken şunlara yer vermiş; 15 Temmuz darbesi büyük çoğunluğunun gözünü açtı. Bunlar akıl tutulması, vicdan tutulması yaşayan, derin hipnozdan bir türlü çıkamayan hastalıklı ruhlardır... Bunları kimse ikna etmek için uğraşmasın. Etrafınızda olanlardan biliyorsunuzdur, asla ikna olmazlar. Onları kendi hallerine bırakın, meczup gibi dolaşsınlar. Onlar, Fethullah Gülen öldüğünde ancak hipnozdan çıkacaklar...
***
Şu işe bakar mısınız. Adam hipnozla, beddua ile bir ülkeyi ele geçirecek militanlar yetiştirmiş.
Generaller, savcılar, hakimler, öğretmenler, profösörler, vergi müfettişleri emrinde ne istediyse yapmış.
Ve bütün bunlara bizler seyirci kalmakla birlikte çoğumuz mağduriyetler de yaşamışız.
Şimdi ise belki de bu militanlardan bazıları aramızda, bazıları tesbit edilmemiş ve bazıları hala iş başında.
Şayet Gülerce'nin söylediği gerçek ise FETÖ'den ve müritlerinden kurtulmak için Fethullah Gülen'in ölmesinden başka çare görünmüyor...
Daha önce gerçekleşen askeri darbelere bakacak olursak neler oluyordu?
Bir rütbeli radyodan veya televizyondan açıklama yapardı.
'Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koymuştur' açıklamasından/anonsundan sonra ülkede hayat durur ve herkes yapılacakları beklemekten başka bir şey düşünemezdi.
***
15 Temmuz darbe kalkışması ise her yönü ile çok farklıydı.
Askerin çok azı kalkışmaya destek veriyordu.
İçlerinde siviller daha çoktu.
Aylardır hatta yıllardır böyle bir darbe olma ihtimali konuşuluyordu.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım dillendirmişti.
Rahmetli milletvekili Kamer Genç gibi birçok siyasetçi dillendirmişti.
Hüseyin Gülerce gibi daha önce FETÖ'ye yakın olan isimler dillendirmişti.
Asker içerisinden birçok önemli isim dillendirmişti.
Kısaca tabiri caiz ise sağır sultan bile böyle bir kalkışmanın olabileceğini duymuştu.
***
Bütün bunları duyan ve takip eden mevcut iktidarın lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 'inlerine gireceğiz' diyerek hem FETÖ'ye karşı savaşı başlatmış hem de daha sonraki açıklamaalrında bunlar için 'Paralel Yapı' diyerek; “tabanı ibadet, ortası ticaret, tepesi ihanet” demişti.
Belki geçtiğimiz yıllarda FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) ilan edildiğinde çoğumuz işin ciddiyetini kavramamıştık.
Ancak 15 Temmuz akşamı olan bitenleri gördükçe, daha sonra birçok şüpheli devlet adamları, generaller, askerler, devlet memurları, gazeteciler, iş adamlarının itiraflarını duydukça adeta şok geçiriyor ve durumun ciddiyetini bir kez daha kavramaya başlıyorduk.
***
Böylece bir anlamda yazımızın başında sorduğumuz; ''Darbe kalkışması Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya yönelik miydi yoksa bugünkü iktidarı yıkmaya yönelik miydi'' sorusunun da cevabını alıyorduk.
Bugünkü iktidar 14 yıldır görevde ama bugünkü darbeye kalkışanlar en az kırk yıldır plan yapmışlar.
Önlerine çok iktidarlar gelmiş.
Çok cumhurbaşkanları çok başbakanlar görmüşler.
Peki neden daha önce değil bugün kalkıştılar ülkeyi ele geçirmeye diye sormamıza da gerek var mı bilmiyorum.
Zira üç yaşındaki çocuk bile artık bu soruyu; devletin bütün kademelerine ancak yerleşmişlerdir ve Ortadoğu'da olanlardan da aldıkları cesaretle buna artık cüret etmeyi düşünmüşlerdir diye cevaplayabilir.
***
Bugünkü iktidar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan geçmişte aynı gruba yakın oldukları için ne kadar hatalı sayılabilirse (Ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan daha dün bu durum için 'Allah bizi affetsin' dedi) bugün bu terör örgütü ile kararlılık içerisinde mücadele gösterip, şantajlara, tehditlere, oyunlara rağmen mücadele göstererek ülkenin bu sistemin eline geçmemesinde önemli etken oynadıkları için de başarılı sayılabilirler.
***
Her ne kadar bugün OHAL ortamında alınan kararların (Kanun Hükmünde Kararnameler'in) bir çoğunun TBMM'den geçmesi gerektiğine inanan birisi olanlardan olsam da ne yazık ki galiba bu ortamda ülkenin huzura ve güvene ulaşması noktasında başka çare yok gibi geliyor bana da.
***
Düşünsenize daha önceleri adını duyduğunuzda ne gereksiz kişiler diye ifade ettiğiniz kişileri bugün taktir eder, takip eder merak eder duruma geldik.
Onlardan birisi de FETÖ'nün ele başının bir zamanlar sağ kolu olan Hüseyin Gülerce.
Gülerce dün akşam önemli açıklamalar yaparak FETÖ'yü deşifre edici bilgiler verdi.
Özellikle Fenerbahçe'nin ve Aziz Yıldırım'ın 2010-2011 yılında FETÖ tarafından nasıl oyunlara geldiğini anlattı.
Gülerce son köşe yazısında da FETÖ'nün tabanından bahsederken şunlara yer vermiş; 15 Temmuz darbesi büyük çoğunluğunun gözünü açtı. Bunlar akıl tutulması, vicdan tutulması yaşayan, derin hipnozdan bir türlü çıkamayan hastalıklı ruhlardır... Bunları kimse ikna etmek için uğraşmasın. Etrafınızda olanlardan biliyorsunuzdur, asla ikna olmazlar. Onları kendi hallerine bırakın, meczup gibi dolaşsınlar. Onlar, Fethullah Gülen öldüğünde ancak hipnozdan çıkacaklar...
***
Şu işe bakar mısınız. Adam hipnozla, beddua ile bir ülkeyi ele geçirecek militanlar yetiştirmiş.
Generaller, savcılar, hakimler, öğretmenler, profösörler, vergi müfettişleri emrinde ne istediyse yapmış.
Ve bütün bunlara bizler seyirci kalmakla birlikte çoğumuz mağduriyetler de yaşamışız.
Şimdi ise belki de bu militanlardan bazıları aramızda, bazıları tesbit edilmemiş ve bazıları hala iş başında.
Şayet Gülerce'nin söylediği gerçek ise FETÖ'den ve müritlerinden kurtulmak için Fethullah Gülen'in ölmesinden başka çare görünmüyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.