BİR KEZ DAHA DİZ ÇÖKTÜRECEĞİZ!

BİR KEZ DAHA DİZ ÇÖKTÜRECEĞİZ!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “ Afetlere Karşı Dayanıklı İstanbul Proje Tanıtımını” yaptı.

“İstanbul’un depremle sınavı 16 milyon İstanbullunun bir avuç insanla sınavıdır” diyen İmamoğlu, “Onlara bir kez daha diz çöktüreceğiz ama İstanbul, depremde diz çökmeyecek. İstanbul, hayatta kalmak, ayakta durabilmek için ne yazık ki zamanla yarışıyor. Durmaya, yalpalamaya, yoldan çıkmaya hakkımız yok. Geriye asla dönmeyeceğiz” ifadelerini kullandı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Afetlere Karşı Dayanıklı İstanbul Proje Tanıtım Toplantısı”nı Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdi. İBB’nin 5 yılda depreme yönelik yaptığı çalışmaları paylaştı. Yeni dönem için projelerini duyurdu. Toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir, CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, CHP Parti Meclisi üyeleri Bedirhan Doğru, Cem Aydın ve Mahir Yüksel ile Prof. Dr. Naci Görür ve çok sayıda akademisyen katıldı. İmamoğlu, “Depremle mücadele, afetle mücadele bizim en önemli konularımızın başında. Afetlere dayanıklı bir İstanbul sürecini özenli bir biçimde takip edeceğiz, zorlayacağız. Çok paydaşı olduğunu bilerek, bütün paydaşlarını meselenin içinde tutmaya gayret edeceğiz. Gelmek istemese de, olmak istemese de çağrılarımızı yapmaya ısrarla devam edeceğiz. Ama aynı zamanda yapılan her çağrıya da eşlik konusunda ‘amasız’, ‘fakatsız’ koşa koşa gideceğiz. Çünkü bu mesele gerçekten ülkemiz için çok önemli bir mesele”dedi.

Biz bu sürece hazırız

“Bugünden başlayarak 10 ayrı temada İstanbul'u geleceğe taşıyacak ve kentimizi dönüştürecek projeleri sunacağım” diyen İmamoğlu, “Sunumlarımız tamamlandığında göreceksiniz ki 10 x 10= 100 başlıkta vizyoner projelerimizle biz bu sürece hazırız. 10 temada hazırlığımız var ve bu 10 temada 10 önemli maddenin her birisini sizlerle paylaşıyor olacağım” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, “Bizim projelerimizin tamamı halkçı, adil, herkesi kapsayan, şehrimizi dönüştürecek ve ileriye taşıyacak projelerdir. Bizde öyle ‘yok mu arttıran’ mantığıyla hazırlanmış insanları kandırmak için günü idare etmek için ne vade edersen et mantığı asla olmadı, olmaz. Bugünden itibaren her hafta yapacağımız tematik proje sunumlarımızda sizlere tanıtacağım yüzlerce projeyi 2019 seçim kampanyasında vaat edip çok büyük bir bölümünü hayata geçirdiğimiz projelerimizde yaptıkları gibi açıkçası kopyala yapıştır yaparak kendi projeleri gibi sunmak isteyecek rakiplerimize de hatırlatmak isterim. İnanın çok rahatlıkla ifade ediyorum; her projemizi hiç çekinmeden kopyalayabilirsiniz. Burada kaygımız, tereddüdümüz yok. Kendi projelerinizmiş gibi ballandıra ballandıra da anlatabilirsiniz. Bunda da içimiz çok rahat. Çünkü her projemizde çok çok fazla güveniyoruz. Ama şunu da belirteyim dünyaya bizim baktığımız gibi bakmadığınız sürece, bizim anlayışımızı kopyalayamadığınız sürece ne yazık ki bir sonuç almanızı beklemiyoruz. Çünkü sizlerle bizim aramızda çok net bir fark var. Proje deyince siz hesap kitaptan uzak yapılar, beton ve rant anlıyorsunuz. Biz ise insan odaklı ve yerinde hizmeti, bu aziz şehri tüm değerleriyle korumayı, liyakat ve özellikle bereketi anlıyoruz” dedi.

Hiçbir ders çıkarılmadı

İstanbul’un deprem tehdidi altında olduğunu belirten İmamoğlu, “1999 Gölcük depreminden gerekli dersler çıkarılmış, önlemler alınmış olsaydı, inanın ki bugün daha güvenli ve daha dayanıklı bir İstanbul konuşuyor olurduk. Göreve geldiğimizde gördük ki İstanbul’un bir yol haritası oluşmamış. Bu konuda düzenli bir çalışma yapılmamış. Açıkçası ne başarı test edilmiş bir modeli düşünmüşler ne de uygulama örneği hazırlanıp sürecin önüne konulmuştu. İBB kentsel dönüşümden resmen çekilmişti. Sorumluluk bakanlığa ve ilçe belediyelerine bırakılmıştı. Yıllarca şehrin en büyük yerel yönetiminin bu hayati tehdit karşısında hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi hareket etmesi çok üzücü bir tercihtir. Hiçbir şey yapmamışlar demek elbette haksızlık. Elbette yapılanlar var. Ama yapma işinde özellikle bu kurumun dışına bu işi itmeleri çok kötü bir sonuca vesile oldu. Yapılan başka işler var başka kurumlarla süreçler var. Bunları elbette saygıyla karşılıyoruz ama ne yazık ki büyükşehir belediyesi kendi bünyesinde bu süreçte iyi bir sınav vermemiş. Mesela deprem toplanma alanlarını imara açmışlar. İmara açtıkları alanların bir kısmı yeşil alan, bir kısmı spor alanı ve çeşitli kamusal alanlardan oluşuyordu. Mesela belediyenin elinde rezerv olarak kullanılabilecek alanları özelleştirdiler” diye konuştu.

Büyük mağduriyet var

İstanbul Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi ve kentsel dönüşüm portalını tamamlayarak yol haritalarını netleştirdiklerini belirten İmamoğlu, “Bu çalışmalarla İstanbul’un gerçekten riskli ve öncelikli alanlarını tespit etmiş olduk. Hızlı tarama projemizi başlattık. Vatandaşlarımız binamız yıkılır korkusuyla özellikle binalarından karot aldırmak istemiyorlardı. Bundan çekiniyorlardı. Bu durum maalesef 6 Şubat depremine kadar devam etti. Felaketten sonra büyük bir başvuru patlaması yaşadık. Toplamda 35 bin binamızda yaptığımız hızlı tarama tespitlerimiz sonrası, 15 bin binamız ‘D’ ve ‘E’ sınıfı riski yüksek kategoride yer aldı. Yeni dönemde hızlı tarama sürecine ilçe belediyelerimizi de dahil ederek tüm İstanbul için tamamlayacağız. İstanbul’un röntgenini çekmek zorundayız. Deprem konusunda en hayati mesele, niteliksiz konut stokunun dönüşümüdür. İstanbul’da 1,3 milyon konuta denk gelen yaklaşık 200 bin yapının 7 ve üzeri şiddetindeki depremlerde ağır hasar göreceğini veya kullanılamaz hale geleceğini hesaplıyoruz. Bu kötü bir manzara. Peki, niteliksiz 200 bin konut stoku neden hızla dönüşmüyor? Bunun en temel sebebi özellikle 3-4 yıldır yaşadığımız ekonomik koşullar, artan maliyetler, düşen kişi başı gelir. İkinci bir sebebi daha var ve bu da en az birincisi kadar önemli. Kentsel dönüşüm uygulamalarında, son 20 yılda yaşatılan büyük mağduriyet” dedi.

Acil yolları belirledik

“İstanbul deprem konusunda oldukça kırılgan, ancak kırılgan olduğu kadar yine de tek afet meselesi olmadığı da bir gerçek” diyen İmamoğlu, “Üsküdar'da denizle birleştiği günleri, Eminönü’nde alt geçitte bulunan işletmelerimizin her yağmurda yaşadığı su baskınlarını, ya da canları yitirdiğimiz Ayamama’yı unutmak mümkün değil. Pandemi döneminde İstanbul tarihinde çok önemli adımlar attık. 130 kronikleşmiş noktada sorunları çözdük ve İstanbul’u afetlere karşı daha dirençli bir kent haline getirdik. Vatandaşın ve esnafın yıllardır yaşadığı mağduriyeti giderdik. Diğer taraftan altyapının depreme dayanıklı hale getirilmesi kapsamında barajlarımızı da odağımıza aldık. İçme suyu Boğaz Geçiş Hatlarında iyileştirme ve güçlendirme yaptık. Tam 56 kilometre dere ıslah çalışmasını bitirdik. Yeni alternatif acil ulaşım yollarını belirledik. Halen acil ulaşım yollarımızı deprem sonrasında aktif tutabilmek için güzergâhtaki yapıların güçlendirilmesi ve yenilenmesi meselesini ele aldık ve hızlı bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

Boş vaatler sunmuyoruz

“Seçime endeksli hayali projeler, boş vaatler sunmadık, sunmuyoruz” diyen İmamoğlu, “Biz ne yapacağını, nasıl yapacağını çok iyi bilen ve onu muhakkak yapan bir yönetim olduk, olmaya da devam edeceğiz. Göreceksiniz, aynen daha önce yaptığımız gibi bugün burada ne söylediysek, hepsini tek tek yapacağız ve 5 yıl sonra yine, yaptığımız işlerin üzerine yeni işleri sizlere anlatıyor olacağız. Hiçbir zaman, tek bir şaibe, tek bir gölge olmayan bir biçimde, yeni bir modeli İstanbul’da hep birlikte var edeceğiz. 2019’dan bu yana İstanbul, afetlere hazırlık konusunda büyük bir atılım içinde. İstanbul’un artık, doğruluğu ve geçerliliği sınanmış, kendisine özgü güçlü bir modeli vardır. Bizi, depreme dirençli İstanbul’a ulaştıracak yol haritası belirlenmiş, hedefler görünür hale gelmiş ama İstanbul’u da daha ileri taşımak yolunda güçlü adımlar atıyor durumundayız. Bu hedeflere özellikle sadece pusulası halk olanlar ulaştırabilir. Bizim pusulamız net olarak halkımız. İstanbul’u bu hedefe sadece ve sadece israfı bitiren, hizmeti getiren kadrolar ulaştırabilir. İstanbul ancak, imar ve rant lobilerini yenerse depreme hazır olabilir. İstanbul ancak, ihanet ve israfa geçit vermezse depreme hazır hale gelebilir” ifadelerini kullandı.

Yolumuz açık olsun

İstanbul’un depremle sınavının 16 milyon İstanbullunun bir avuç sınavı olduğunu savunan İmamoğlu, “Onlara bir kez daha diz çöktüreceğiz ama İstanbul, depremde diz çökmeyecek. İstanbul, hayatta kalmak, ayakta durabilmek için ne yazık ki zamanla yarışıyor. Durmaya, yalpalamaya, yoldan çıkmaya hakkımız yok. Yoldan çıkarmak isteyenlere de fırsat vermeye tahammülümüz yok. Geriye asla dönmeyeceğiz. Hep ileri gideceğiz. Depreme ve tüm afetlere karşı dayanıklı bir İstanbul var ederek, çocuklarımıza ve gençlerimize güçlü bir geleceği hep birlikte hazırlayacağız, aklın ve bilimin ışığında. Başta değerli hocalarımız, akademisyenlerimiz, teknik insanlarımız ve değerli yol arkadaşlarımız, şehrin bütün paydaşlarıyla birlikte yol almaya, herkesin sesini dinlemeye, ama aklın ve bilimin ışığından asla ve asla sapmamaya devam edeceğiz. Tam da bu yolculuk, dayanıklı bir İstanbul için, ‘Tam Yol İleri’ yolculuğudur. Yolumuz açık olsun” dedi.

İSTANBUL’DAN ELİNİZİ ÇEKİN!

TOKİ’nin son 21 yıllık karnesini açıklayan İmamoğlu, “TOKİ’nin açıkladığı resmi verilere göre 2002’den bu yana İstanbul’da toplam konut projesi 98 bin 246 adet ve bunun da sadece yüzde 60’ı tamamlanmış durumda. Emlak Konut ise son 21 yılda 80 bin civarında konut üretmiş ama bunun da 69 bini lüks konut statüsünde. Özellikle altını çizmek istiyorum. Bu dilinizle anlayışınızla elinizi İstanbul’dan çekin. İstanbul plansız, programsız, adeta yağmacı bir zihniyetle bahsettiğiniz üslupla İstanbul diye bir şehir kalmaz. Düşünsenize Silivri’nin, Çatalca’nın o canım tarım alanlarına bile göz koymuş durumdalar. Bunlar şehircilik bilmediklerini bir kentin öncelikleri ile uzaktan yakından ilgisi olmadıklarının göstergesidir. Özellikle Kanal İstanbul meselesinin ilk günden beri bir emlakçı projesi olduğunu her yerde dile getirmiştim. Zaten faydasının olmadığı bir işte böylesi bir sürecin aslında orada bir emlakçılık yaparak konut arsası pazarlamak olduğunu hep dile getirmiştim. Şu anda da ortaya konan rakamlara baktığınızda atılan adımlara baktığınızda ama Tuzla’da ama İstanbul’un Avrupa yakasında diyerek Arnavutköy, Çatalca, Silivri’yi hedef gösteren anlayışla burada bu tür alanlara yaygınlaşan yağmacı zihniyetin net olduğunu görebilirsiniz” açıklamasını yaptı.

VATANDAŞA BÜYÜK FİNANSAL DESTEK

“İstanbul Yenileniyor kapsamında dar gelirli vatandaşlarımıza ait 50 bin riskli konutun inşaat maliyetlerinin yüzde 60’ını dar gelirli insanlarımız için biz karşılayacağız” diyen İmamoğlu, “Bu yapılarda bulunan emeklilerimize ayrı bir avantaj daha sunacağız. Birileri emeklilerimizi unutmuş olabilir, biz elbette unutmayacağız. Emeklilerimizin o statülerine güçlü bir şekilde bakarak bu ülkenin taşında, toprağında, kalkınmasında emeği olan vatandaşlarımıza vefa örneği göstereceğiz. Emekli ikramiyesiyle ev alıp başını sokacak bir yere kavuşmuş emeklilerimiz, bugün ne yazık ki geçinme sıkıntısıyla mücadele ediyor, ikramiye ile ev alma işi ise tümden hayal olmuş durumda. Kentsel dönüşümde en fazla mağduriyet yaşayan kesimin emeklilerimiz olduğunu tespit ettik. Dar gelirli emeklilerimizin inşaat maliyetlerinin yüzde 65’ini biz karşılayacağız. Dar gelirli emeklilerimizin inşaat maliyetlerini bu şekilde destekleyerek, zor günlerinde emeklilerimizin yanında olup onların binalarını yenilemelerine güçlü bir katkı sunacağız. İstanbul Yenileniyor kapsamında kentsel dönüşüme giren tüm vatandaşlarımıza sabit taksitle 2 yıl vadeli, faizsiz ödeme desteği sunacağız. Uzun vadeli taksitlendirme isteyen vatandaşlarımız ise yine sabit taksitle Kiptaş kefaleti ile ödemelerini gerçekleştirebilecekler. Hibe desteği sağladığımız dar gelirli vatandaşlarımız ve emeklilerimiz de kalan miktarlarını sabit ödeme desteklerimizden yararlanarak tamamlama fırsatlarına sahip olacaklar. Hızlı tarama ile tespit ettiğimiz, ‘D’ ve ‘E’ grubuna giren ve riskli bina ilan edilen yapılarımızda bakanlığın verdiği 5500 TL’nin üzerine 7000 TL ekstra kira desteğini sadece ev sahiplerini değil, kiracıları da kapsayacak şekilde biz sağlayacağız. Bunu biz başlattık daha da güçlendirerek devam ettiriyoruz” ifadelerini kullandı.

İŞ BİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR

Yeni dönem için bir kısım projelerinden bahseden Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’un ve Türkiye’nin en büyük ve en hayati sorununu kökünden çözebilmek için devlet, hükümet, belediye, iş dünyası ve sivil toplumun uzun vadeli güçlü, kalıcı, kurumsallaşmış iş birliğine ihtiyacı var. Ancak bu şekilde, kalıcı ve kapsamlı çözümler üretebiliriz. Biz, İBB yönetimi olarak yeni dönemde şehrimizi dönüştürmek için 10 alanda vizyoner işler yapacağız. İstanbul için özellikle altyapı yatırımlarımıza devam edeceğiz. M1 Hattı üzerindeki tüm viyadükleri güçlendiriyoruz. Tüm raylı sistem hatlarımızı depreme dayanıklı olarak inşa ediyoruz. Özellikle İstanbul, Marmara Bölgesi ve diğer kentlerde yaşanacak acil durumlarda destek ve yardım organizasyonlarını yapabileceğimiz 10 adet afet lojistik merkezi için yerlerimiz hazır, önümüzdeki dönem hızla bu süreçte hayata geçireceğiz. Yeni dönemde de öncelikli hedefimiz niteliksiz konut stoğunu dönüştürmek olacak. Tespit ettiğimiz yaklaşık 200 bin yapı yani 1.3 milyon konut biriminin dönüşümü için, olmayacak vaatler içerisinde değil, uygulanabilir, ayakları yere basan bir model sunuyoruz. İstanbul Yenileniyor ve diğer kentsel dönüşüm projeleri kapsamında önümüzdeki dönem 22 bin konut biriminin yeri ve projesi hazır. Müthiş bir altyapı organize ettik. 2024-2029 arasında ilk etapta 2/3 uzlaşma sağladığımız, projesine çalıştığımız her şeyi hazır olan 22 bin konutu dönüştürmek için gaza basacağız. Hedefimiz bu şehirde 50 bin konutu dönüştürmek olacak” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.