BU DİRENCİ KIRACAĞIZ
Tanıtım toplantısında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bir mahalleden diğerine giderken, belki yürüyeceğiz, belki de bisiklet yollarını tercih edeceğiz. Değişim ve dönüşümlerde yaşadığımız en önemli problemlerden birisi de var olan bir kısım alışkanlıklardan vazgeçme yönündeki insanlarımızın direnci. Bu direnci kırma noktasında ısrarlı olacağız” dedi.
İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı (SKUP), İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da katıldığı toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı. Harbiye’de bir otelde düzenlenen SKUP toplantısında sırasıyla; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, GIZ International Services İdari Müdürü Siegfried Leffler, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Burak Aykan, Avrupa Birliği Türkiye Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. Konunun paydaşlarıyla birlikte çıkılan uzun bir yolculuğun duraklarından birinde olduklarını aktaran İmamoğlu, “Sürdürülebilir bir dünyanın ve geleceğimizin peşinde; adil, yaratıcı ve yeşil bir İstanbul hedefimizi gerçekleştirme yolculuğu 2020-24 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planı doğrultusunda hazırlanan Türkiye'nin ilk sürdürülebilir kentsel ulaşım planı, bugün sizlerle paylaşılacak” dedi.
Önemli bir sorumluluk
İstanbul’un bu anlamda büyük bir dönüşümün eşiğinde olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “İstanbul'u geleceğe taşımak, çok önemli bir sorumluluk. Tam da bu yönüyle bu büyük dönüşüm projesinde heyecan verici uygulamaları hayata geçireceğimiz ve sizlerle paylaşacağımız bir noktaya geldiğimizi bütün hemşerilerimle, bütün ülkemizle ve tabii ki Avrupa'yla paylaşmak, bizim için de çok çok anlamlı. Belediyemizce kente değer katmak üzere planlanan ve hayata geçirilen raylı sistem hatları, bisiklet ve yaya yolları, Tarihi Yarımada gibi kentimizin ön vitrini olan çok değerli bir bölgenin, bu merkezi noktanın alanlarını araçlardan arındırmak ve birçok planlanan ulaştırma yatırımlarını, stratejik bir çerçeveyle insanlarımızla buluşturmak, tam da işte bugün paylaşacak olduğumuz ‘İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı’nın zemini üzerine inşa edilmekte. Kısa adı SKUP olan bu uygulama aşamasında, eşitlikçi ve kapsayıcı yönetim tavrımız ile yaşanabilir, dayanıklı ve karbonsuz bir şehri İstanbullular ile birlikte yaratacak ve pilot projelerimizle, Türkiye ve tüm dünyaya örnek oluşturacak çalışmaları ortaya koyacağız” dedi.
Tembellik diye tarifliyorum
İstanbul’un nüfus olarak Avrupa’nın en büyük şehri olduğunu belirten İmamoğlu, “Dünyada insanların bir arada olmayı ve yaşamayı tercih ettiği şehirler arasında, en motive edici ve en önemli merkezlerden birisinden bahsediyoruz. Bu yönüyle İstanbullular, toplu taşımayı sadece ekonomik nedenlerle seçmiyor olacak. Bu önemli bir hedef. Hepimiz bireysel araç kullanımını azaltmanın artık vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu farkında olacağız. Çünkü doğanın, şehrimizin, dünyanın geleceğine bu şekilde katkı sunduğumuzu, gerçek veriler üzerinden insanlarımızla paylaşacağız. Bir mahalleden diğerine giderken, belki yürüyeceğiz, belki de kilometre uzunluğunu ve güvenliğini her geçen gün artırdığımız bisiklet yollarını tercih edeceğiz. Bizim, kentimizde insanlarımızla yarattığımız değişim ve dönüşümlerde yaşadığımız en önemli problemlerden birisi de var olan bir kısım alışkanlıklardan vazgeçme yönündeki insanlarımızın direnci. Bu direnci kırma noktasında ısrarlı olacağız. Yeni ulaşım araçlarının -başta metro olmak üzere- bisiklet ya da insanın yaya olarak kat etmesi gereken alanlarda, bireysel araç kullanımı noktasında -ki ben onun adını tembellik diye tarifliyorum- bundan vazgeçmesi yönünde cazibeli alanları sunmak ve insanlarımızı bu yönde teşvik etmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Değerli bir vitrin
“Hemen kapısının önünde minibüs arayan ya da hemen kapısının önünde bir otobüs durağı arzulayan bir toplumumuz var” diyen İmamoğlu, “Bunu anlayabiliyorum. Ama artık İstanbul gibi bir şehirde, farklı ulaşım araçları için günde binlerce adım atacak sağlıklı bir tasarımı bizim insanlarımıza sunmak ve bunu kabul ettirmekle yükümlüyüz. Aynı yöne giden iki İstanbullu, ortak bir taşıtla hareket etmeyi alışkanlık haline getirerek, aslında İstanbul'un geleceği için çok küçük ama önemli bir adım attığının da bilincinde olacak. İstanbul SKUP, Türkiye'nin ilk sürdürülebilir kentsel ulaşım planı olmasının yanı sıra, bu yaklaşımın dünyada ilk defa bu büyüklükte bir kentte de uygulanıyor olması bizim için değerli bir vitrin. Bu anlamda kapsayıcı ve şeffaf olmamız, önemli bir ortamı gerektiriyor. Bu planın her adımında hem ilgili paydaşlarımızın bilgi ve desteğine başvuracak hem de vatandaşımızın ihtiyaçlarını öğrenmeye, bu ihtiyaçları karşılayacak projeler üretmeye de azami çaba harcayacağız. Pek yakında Türkiye'de bugüne kadar yapılmış en geniş çaplı ulaşım anketlerinden birini yaparak, İstanbulluların evlerine misafir olacak ve birlikte İstanbul'un sürdürülebilir yeşil, entegre ve karbonsuz ulaşım projelerinde ihtiyaçları saptayıp, yöntemlerimizi onların talepleri doğrultusunda belirleyeceğiz. Bu vesileyle, tüm sivil toplum kuruluşlarımızı, özel sektörümüzün değerli kurumlarını, iş birliğine ve sürdürülebilir geleceğimize katkı yapmaya, böylesi önemli bir projenin bir parçası olmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
SÖZÜMÜZ SÖZDÜR!
Ortak akıl masasına katkı sunan tüm paydaşlara teşekkürlerini ileten Ekrem İmamoğlu, “Sürdürülebilir ulaşımda gerçekleştireceğimiz bu büyük dönüşüm projesiyle, İstanbul'umuzun dayanıklı bir kent haline gelmesiyle ve şehrin tüm zenginliğini daha uzun yıllar gelecek nesillere kuşaktan kuşağa aktarma yönünde atacağımız adımlarla, aslında bu kentin geleceği hepimizin elinde adil, ekonomik ve çevre dostu bir ulaşımı önceleyen, geleceğini koruma altına almaya kararlı yeni ulaşım yöntemleri ile yeni yerlere daha güvenli ve kolay gitmeyi hak eden, bu şehri tutkuyla seven kadın, çocuk, engelli, herkes bizim yol arkadaşımızdır. Onlarla beraber düşüneceğiz, onlarla beraber kararlar alacağız ve onlarla birlikte bu şehrin geleceğini tasarlayıp, bu kentte mutlu ve huzurlu yaşamaya devam edeceğiz. Birlikte Türkiye'miz adına, şehrimiz adına ve bütün Avrupa adına geleceğe yürüyoruz. Çünkü İstanbul'u çok seviyoruz ve İstanbul, çok daha iyi bir yaşamı hak ediyor. Sözümüz, bu anlamda her zaman sözdür ve asla bu yoldan vazgeçmeyeceğiz. Yaşanabilir, mutlu, huzurlu, keyifli ve insanlarını önceleyen bir İstanbul için emin adımlarla geleceğe yürüdüğümüzü buradan hemşehrilerimle paylaşmak istiyorum. Böylesi bir programın içinde olmaktan mutluluk duyuyorum” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.